Menu

Sanat Nedir? Sanat Tarihi, Çeşitleri ve Eserleri



Sanat nedir? Bu yazımızda, sanat nedir sorusuna yanıt arıyoruz. Sanatın tanımı, farklı sanat türleriyle ilgili bilgileri ve önemli sanat eserlerini de yazımız boyunca görebilirsiniz. Sanat, insanla nesnel gerçeklik arasındaki estetik ilişki olarak tanımlanmaktadır. Sanat, güzeli insana sunabilmeyi, insanın yaşamına katmayı, bu yaşamı yoğunlaştırmayı amaçlar. Bu yoğunlaştırma, duyguların sanat aracılığı ile daha incelmesi, duyu organlarının da daha duyarlı olması demektir.

Sanat, insana, topluma ve toplumsal yaşama sıkı bir şekilde bağlıdır. Sanatta öz ve biçim, ulusallık ve evrensellik, soyutla somut, duyusalla düşünsel iç içedir ve birbirinden ayrılamaz.

İnsan, doğanın sonsuzluğunun onda yarattığı hiçlik duygusuna karşılık olarak kendi biyolojik gereksinimi doğrultusunda, kendine özgü rahatlatıcı ve dengeleyici yapay bir doğa yaratma çabasına girişmiştir. Bu yapay doğa, doğaya karşıttır ve insan bu yapay doğayı sanat olarak adlandırır. Doğal olarak, bu eylemin o andaki karşılığı bilindik sanat eylemi değil, bunun yaşamla kurduğu iletişimin yarattığı kendi varlığını duyumsama ve somutlama çabasıdır.

Ernest Fischer, sanatın büyüden çıktığını söylemiştir. İlk sanatçı, yani büyücü, doğaüstünden yardım istemek için vücudunu boyuyor, ilkel şiirler söylüyor ya da bu törene katılan insanlar dans ediyorlardı. Başlangıcında sanatın özünü özetlersek, sanatçı (büyücü) bilmediği, birçok şeyi anlayamadığı, en acı şeylerle en güçlü zevkleri tattığı bir evrende kendini bulan insan, yalnızlığının, bilgisizliğinin, güçsüzlüğünün bilincine varıp, üstün bildiği bir varlıktan güç istiyor.

Rembrandt, The Night Watch, 1642

Rembrandt, The Night Watch (Gece Nöbeti), 1642

Tarih öncesi ilkel toplulukların mağara duvarlarına resmedilmiş ürünleriyle başlayan sanatın uzun yolculuğu, süreç içinde farklı boyutlar kazanmıştır. Günümüzün çağdaş sanat anlayışına uzanan yolda, doğanın olduğu gibi taklit edilmesinden kavram arayışına geçilmiş, doğayla bağlarını koparan sanat, yaratma özgürlüğüne kavuşarak evrene açılmış, sanat giderek yaşamla bütünleşmeye başlamış ve seyirlik müze eşyası olma rolünün reddi ile yaşama karışma ve ona biçim verme rolünü üstlenmiştir.

Sanat olgusunu çıkaran üç unsur vardır:

  • Sanatçı
  • Sanat eseri
  • Sanat eserini anlayıp takdir eden kişiler

Bir ürünün sanat eseri olması için üç temel öğe etkendir:

  • Estetik süje (sanatçı)
  • Estetik obje (sanatçının sanat eserine dönüştürmek istediği her şey)
  • Estetik yargı (sanat eseri hakkında ortaya konan beğeni değeri, yani güzel ya da güzel olmamayı belirten yargı)

Auguste Rodin, The Thinker, 1882

Auguste Rodin, The Thinker, 1882

Sanat eserleri, sanatçıların ortaya koydukları estetik objelerdir. Bir heykel, tablo, beste, bina, şiir veya roman sanat eseri olarak kabul edilebilir. Sanat eserlerinde, onları estetik obje haline getiren bazı özellikler vardır. Biz buna estetik değer diyoruz. Yani eğer bir eserin estetik bir değeri varsa, o eser sanat eseri olabilir. Sanat eseri deyince, sanatın bütün alanlarında verilmiş ve estetik değeri olan eserleri saymak gerekir.

Resim sanatına dair sitemizde birçok farklı yazı bulabilirsiniz, onları da okumanızı öneriyoruz.

Çağdaş Sanat Akımları, Önemli Sanatçıları ve Eserleri
Barok Dönemi Sanatçıları ve Eserleri
Dadaizm Sanatçıları ve Eserleri
Empresyonizm Nedir? Empresyonist Ressamlar ve Eserleri
Yeni İzlenimcilik (Neo Empresyonizm) Akımı, Ressamları ve Eserleri

Sanat, insanın doğa, dünya ve kendisi ile başta olmak üzere, tüm çevresiyle oluşturduğu iletişim ve bağlantı yöntemlerini de kapsayan kendine özgün eylemlerdir ve yaratım süreci tümüyle özeldir. Bu eylemler, sanatçının kendisiyle giriştiği mücadelenin deneyimleri yoluyla elde edilir ve hiçbir araca, malzemeye tahakkümü yoktur. Sanat tarihi boyunca, dolaylı ya da dolaysız yararcı nitelik yüklenmeye çalışılmasına karşın, bu nitelik hiçbir zaman sanat ve sanatçı tarafından içselleştirilmemiştir.

Belli başlı sanat alanları şunlardır:

  • Resim, grafik ve plastik sanatlar
  • Müzik
  • Mimarlık
  • Edebi sanatlar (roman, hikaye, şiir vb.)
  • Sinema-tiyatro sanatları ve dans

Van Gogh, The Starry Night, 1889

Van Gogh, The Starry Night, 1889

Bütün bu sanatların kullandıkları malzemeler farklı olmasına rağmen ortak özellikleri vardır. Sanat, insanla doğadaki nesnel gerçekler arasındaki estetik ilişkisidir. Bu ilişkiyi oluşturan üç aşama vardır. Birinci aşamada sanatçı olan kişi doğadaki maddi özellikleri algılar, ikinci aşamada bu algılar estetik amaçlar göz önünde tutularak hoşa giden biçimlere ve kalıplara dökülür. Son aşamada ise sanatçıda daha önceden var olan duygu ve heyecan durumlarına yeni algılar uydurulur.

Sanatçıyı diğer insanlardan ayıran onun kişiliğidir. Onun hayal kurma gücü, duyarlığı, duygululuğu, çağrışım zenginliği, gerilim sürekliliği ve sabrı gibi özellikleridir. Sanatçı, doğada gördüklerini gerek şekil, gerek renk, ses ve gerekse anlatım olarak aynen taklit eden kişi değildir. Onun görüşü başkadır, seçişi ve anlatışı başkadır. Sanatçı, yansıtan değil, yaratan kişidir. Sanatta yaratıcılık, yoktan var etmek gibi mistik ya da metafizik bir anlam içermez. Sanatta yaratıcılık, algı yetisi üzerine bir düşleme, bunun için de sezgi gücünü kullanabilmek demektir.

Michelangelo, Sistine Chapel (The Creation of Adam), 1508-1512

Michelangelo, Sistine Chapel (The Creation of Adam), 1508-1512

Yaratıcılık süreci üzerinde ilk gözlemler psikanalizin kurucusu Sigmund Freud’dan gelmiştir. Freud’a göre yaratıcılığın kökeni bilinç dışındadır. Sanatçıyı yapısı bakımından içe dönük ve nevroza yakın bulan Freud, sanatçının gerçekleşmesi mümkün olmayan güçlü içgüdüsel gereksinimlerini doyuramaması sonucunda gerçeklikten uzaklaşarak tüm ilgisi ve libidosunu kendi fantezi yaşamının dileklerine aktardığını ileri sürer. Freud için sanat yapıtları birer yüceltme ürünüdür. Bastırılmış ilkel, cinsel ve saldırgan dürtüler, yüceltme yoluyla toplum tarafından daha kabule uygun bir biçim kazanırlar.

Bazı kişiler sanatın bireyselliğine, psikolojik özellik ve güçlerine önem vermişler, sanatçıları olağanüstü kişiler olarak nitelemişler, hatta bazıları sanatçıları insanüstü kişiler ve dahiler olarak görmüşlerdir. Ama bazıları da onların üzerinde çevrenin etkisini, toplumun ve eğitimin etkisini vurgulayarak, onları çevrenin değişik bir aynası olarak görmüşlerdir.

ayasofya

Ayasofya’nın mimarları: Trallesli (Aydın) Anthemios, Miletoslu (Milet) İsidoros

Sanatın dili yoruma açık bir dildir. Sanatın tarihsel sürecinde bilimde olduğu gibi ilerlemeci, doğrusal bir gelişme çizgisi yoktur. Bu süreç inişli, çıkışlı, çapraşık, rastlantısal, olasılıklarla dolu bir oluşumdur. İçeriği zengin, sınırları çizilemediğinden, sanatın tanımı her zaman yetersiz kalmaktadır. Sanat yapıtı zamanlar üstüdür, sürekli yeniden, yeni bakış açılarıyla değerlendirilmeye gereksinimi vardır. Kalıcı olması buna bağlıdır. Bu nedenle, sanatın ne olduğu ve nasıl gerçekleştiği üzerine yapılan yorumlar tarihsel süreçte sürekli değişmiştir.

Sanat yapıtının yeniden değerlendirildiği her seferde sonuçlarının farklı olması, sanatın doğasında olan bir şeydir. Bugün sanat yapıtı kavramının içeriği çok genişlediğinden, sınırlarını belirlemek gittikçe zorlaşmaktadır. Dolayısıyla bu geniş yelpazede alımlayıcının, üretilenleri anlamada yaşadığı zorluk anlaşılabilir bir şeydir. Sanatı değerlendirmede tarihsel süreçte oluşan farklı görüşler, çok değişik değerlendirme ilkelerine göre düzenlenebilir, ama genellikle dört temel başlık altında toplanabilir:

  • Sanatçı
  • Yapıt
  • Alımlayıcı
  • Toplum merkezli yaklaşım biçimleri

dostoyevski suc ve ceza

Dostoyevski, Suç ve Ceza

Kimileri sanatı sanat yapan özellikleri, yapıtın dış dünya ile olan ilişkilerinde arar. Kimileri sanatın ne olduğu sorusuna yanıtı sanatçıda arar. Sanatçının kişisel yaşantısı, duyguları yapıtına yansıdığı ölçüde o sanat yapıtı başarılı kabul edilir. Yine bir başka görüşe göre sanatın gerçekliği alımlayıcının heyecanında aranır. Bir diğer görüşe göre ise sanat yapıtının açıklaması, yorumlanması dışarıda bir yerde değil, yapıtın içindedir, biçimindedir. Sanatın özü yapıtın kendine özgü yapısında gizlidir.

Auguste Rodin, sanatı dünyayı anlamak ve anlatmak isteyen bir düşünce çabası olarak tanımlar. Tolstoy’un sanat tanımı ise şöyledir: “Sanat insanın bir zaman duymuş olduğu bir duyguyu kendinde canlandırdıktan sonra, aynı duyguyu başkalarının da duyabilmesi için hareket, çizgi, renk, ses ya da sözcüklerde belirlenmiş biçimler aracılığı ile onlara aktarmasıdır.” Albrecht Dürer’e göre, sanat doğanın içindedir, sanatçı bunu oradan çıkarabilendir. Aristoteles’e göre, yalan olsun olmasın sanatın belli bir değeri vardır, çünkü sanat bir tür tedavi biçimidir ve tehlikeli duyguları uyandırıp bunları arıttığı için sağlık açısından yararlıdır.

Johann Sebastian Bach, Adagio
Kaynak
Sanat ve Hayat Bağlamında, Sanat/Zanaat SöylemiSanat Yapıtına Yaklaşım BiçimleriSanat ve DeğerSanat ve DelilikSanat Eğitiminde Bir Alt Disiplin Olarak Estetik Öğretimi Alanı, İçerikleri ve Yöntemleri


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir