Sabahattin Ali’nin en sevilen kitaplarından biri olan Kuyucaklı Yusuf’tan 5 muhteÅŸem alıntı ile sizlere bu güzel eseri hatırlatmak isteriz.
Siz de eserin sevdiğiniz kısımlarını Yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
“Yusuf sırtını büyük çınarın gövdesine dayayarak gözlerini gecenin içine dikti. Derenin öte yakasındaki aÄŸaçlar; ÅŸehre doÄŸru uzanan ve üzerindeki su birikintileri yer yer parlayan çamurlu yol; zaman zaman alçalıp koyulaÅŸan ve yükselip açılan bulutlar, birbirine karışmış, birbirlerinin içinde kaybolmuÅŸ gibi görünüyorlardı. Sanki tabiatta bu anda müstakil hiçbir ÅŸey yoktu. Yusuf kendini de bu muazzam ve yekpare geceye yapışık sandı ve korkuyla ürperdi. Islak ellerini yüzünde dolaÅŸtırdı. Kirpiklerinden yanaklarına yaÄŸmur suları süzülüyordu. Yaptığı hareketler ona hiçbir yere baÄŸlı olmadığının ÅŸuurunu verdi. Hatta yavaÅŸ yavaÅŸ etrafından ne kadar ayrı olduÄŸunu, ne kadar uzak olduÄŸunu hissetmeye baÅŸladı. Bir an içinde deminkinin tamamiyle aksi olan bir yalnızlık duygusuyla sarsıldı. Etrafına baktığı zaman aÄŸaçların, bulutların, derenin kendisinden hızla uzaklaÅŸtığını sezer gibi oldu. Kasabanın bazı evlerinin pencerelerini aydınlatan hafif ve sarı bir ışık, Yusuf’un ıslak gözlerinde yıldızlanıyor ve dalgalı bir su üzerine bırakılmış gibi oynuyordu. İki eliyle arkasındaki aÄŸacın kabuklarına sarıldı. Parmakları soÄŸuk yarıkların arasına girdi. Elini hemen geri çekti ve göğsüne götürdü. Göğsünün içinde, bu asırlık aÄŸacın kabuÄŸu gibi, yarıklar bulunduÄŸunu sandı ve gırtlağına kadar bir ateÅŸin çıktığını hissetti. Aman Yarabbi, ne kadar yalnızdı…”
“Kalbinin derinlerine yerleÅŸen bir saadet hissi ÅŸimdi ona mevcut fakat eriÅŸilmez bir ÅŸey gibi görünüyor ve onun hıncını daha çok artırıyordu.
Hayatta hiçbir ÅŸey ona kıymetli görünmemiÅŸ, peÅŸinden koÅŸmak, eriÅŸmek, sahip olmak arzusunu vermemiÅŸti. Etrafına daima bir yabancı gözüyle bakmış, hiçbir yere baÄŸlanmak arzusu duymamış, bu yalnızlığının gururu içinde, memnun olmaya çalışmıştı. Åžimdi ilk defa bir ÅŸey istiyor, hem de korkunç bir ÅŸiddetle istiyordu. Fakat niçin bu istek bir imkansızlıkla beraber gelmiÅŸti? Niçin hayatının bu en büyük arzusunu, ÅŸimdiye kadar belki yine içinde, fakat en gizli yerlerde saklı duran bu arzuyu, hapsedildiÄŸi yeri parçalayarak ortaya çıkar çıkmaz, öldürmeye mecbur kalıyordu?.. Niçin? Kimin için?..”
“Bu saatlerin bir daha geri gelmeyeceÄŸini, karanlık bir his ikisine birden tekrar edip duruyor ve aynı zamanda, saadetlerinin gölgesiz olması için, dimaÄŸlarının bu andan baÅŸka hiçbir ÅŸeyle meÅŸgul olmaması lazım geldiÄŸini onlara fısıldıyordu. İkisi de ne bir saat önceyi, ne de bir saat sonrayı düşünüyorlardı. Bütün hislerden ve düşüncelerden daha kuvvetli olan ve insanı hayatında ancak birkaç defa idaresi altına alan tabii ve hakim bir duygu ÅŸimdi ikisini de avucunun içine almıştı. Bu anda etraflarındaki aÄŸaçlar, karşılarındaki deniz kadar bu kuvvete tabiydiler. Bir tek üzüntüleri, bir tek istekleri yoktu. Hatta her istediÄŸine nail olanların iç sıkıntısı da onlardan uzaktı. Saadetin bu kadar tamam ve mükemmel oluÅŸu ikisini de ÅŸaşırtmış gibiydi. O kadar ki, birbirlerine söyleyecek tatlı sözler bile bulamıyorlar, sadece derin derin nefes alarak gülümsüyorlardı.”
“En uzak devrelerinden beri bir dakikası bile onsuz geçmeyen hayatının, Muazzez olmadan bir hikmeti bulunabileceÄŸini tahmin etmiyordu. Onu kaybetmek tehlikesi beliren zamanları, hatta onu eliyle kendinden uzaklaÅŸtırdığı günleri hatırladıkça ÅŸaşıyor:
‘Ben bunu nasıl yaptım?’ diye kendine soruyordu.
Muazzez de Yusuf’u hemen hemen aynı hislerle sevmekteydi. Onun aÅŸkında da esas amil, diÄŸerinin ‘lüzumlu’ bir ÅŸey olması, onsuz hayatın tasavvur edilmesine bile imkan bulunmamasıydı.
Bir zamanlar birbirilerinden ayrılmak, birbirlerini kaybetmek ihtimalinin korkusunu çekmiÅŸ olmasalar, belki de birbirleri için ne kadar kıymetli olduklarını hala bilmeyeceklerdi. Hayatları o kadar birbirinin içinde kaybolmuÅŸ, birleÅŸmiÅŸti. Belki o zaman evlenmeyi de düşünmeyeceklerdi; çünkü buna birbirlerini kaçırmamak için en son çare diye müracaat etmiÅŸlerdi.”
“Kafasından hatıralar birbirini kovalayarak geçmekte idi. Bütün hayatında kendine göre bir iÅŸ bile yaptığını hatırlamıyor, bu ömrü baÅŸka birinin yaÅŸadığını sanıyordu. ÇocukluÄŸu, delikanlılığı, etrafıyla olan münasebetleri hep yabancı bir dünya ile yapılan temaslara benziyordu. Åžimdi o, kendine bu kadar uzak bulduÄŸu bu dünyada, ne kadar müthiÅŸ azaplar çekiyordu! Bunlara ne lüzum vardı? Neden böyle korkunç çemberler onu sımsıkı baÄŸlıyor, neden ona yavaÅŸ yavaÅŸ, sindire sindire en öldürücü iÅŸkenceler yapılıyordu? Ne için, kim için?
Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek ÅŸeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuÅŸtu. Bu da karısı idi. Muazzez’in varlığı Yusuf için büyük, boÅŸlukları dolduracak mahiyette bir ÅŸey deÄŸildi, fakat onun yokluÄŸu müthiÅŸti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf’un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı ÅŸeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu.
Etrafı çevrilmiÅŸ bir geyik gibi kin ve yeis ile çırpınan ve bir çıkar yol arayan kafası mütemadiyen aÄŸrıyordu. Bir aralık aklına Muazzez’i kaçırdığı günü, öğleyin eve gelirken çocukların kovaladıkları arı geldi. Bu anda kendini ona o kadar benzetti ki, gözleri yaÅŸardı.
Tıpkı o arı gibi hem kuvvetli hem zayıftı. Tıpkı onun gibi etrafını insafsız kimseler sarmıştı. Zehirini akıtmasına imkan vermeden onu kıskıvrak yakalıyorlar ve müdafaa vasıtalarını elinden alıyorlardı.
Önüne bir lokma ekmek tutuluyor ve bunun geri alınması tehdidiyle en olmayacak ÅŸeyler yapılıyordu. İstihfaf ettiÄŸi, kendisinden zayıf bulduÄŸu mahlukların mahkumu olmak çok harap edici bir ÅŸeydi.”
Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sından 15 MuhteÅŸem Alıntı
Sabahattin Ali Sözleri ve Alıntıları
Sabahattin Ali’nin İçimizdeki Şeytan’ından 15 Etkileyici Alıntı
Objektifinden 9 Fotoğrafla Sabahattin Ali’nin Fotoğrafçı Kimliği
Gerçeklerden, Ezilenlerden, Aşktan Yana Gönlüyle Sabahattin Ali
Sabahattin Ali Şiiri Olduğunu Bilmediğiniz 10 Meşhur Şarkı
Sabahattin Ali’nin bu muhteÅŸem eseri Kuyucaklı Yusuf’u yıllar önce okudum. Bu güzel alıntılarla bana bu güzel kitabı hatırlattığınız için teÅŸekkür ederim.
Kitap Listesi hazırlama ihtiyacım için listeniz ilaç gibi geldi. Okuduklarımın yerine aynı yazarın okumadığım eserlerinden biriyle devam ediyorum. Teşekkür ederim. Elinize, yüreğinize sağlık.