Menu

Şairlerimizin Yıldız Şiirleri



Turgut Uyar, Nazım Hikmet, Attila İlhan, Edip Cansever, İlhan Berk başta olmak üzere önemli şairlerimizin yıldız şiirlerini derledik. Yazımızda kullandığımız fotoğraflar, İranlı fotoğrafçı Babak Amin Tafreshi’ye aittir.

1. İthaf 2, Turgut Uyar

Gün söner yıldızlar yanar gecelerden
Bir ölümsüz alem başlar senden yana.
Selam, ürkek ve sevgili kadın,
Selam, sabahsız gecelerden sana…

Şimdi ağlayamıyorum da kötüsü
Gözlerim dolduğu halde bazı bazı.

İçim götürmeyerek seyrediyorum,
Sağ tarafı boş kalan yatağımızı.

Bir şeyler akıyor ömrüm içinden,
Ufak tefek, süt beyaz, kan kırmızı…

Ben seni arıyorum rüyalarımda
Geceler içinde bir yıldız, bir yıldızı.

Babak Amin Tafreshi

2. Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Nazım Hikmet

Delikanlım!.
İyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..

Delikanlım!.
Senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar
kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan
kâinatın en mükemmel şeyidir.

Babak Amin Tafreshi

3. Yıldızlar, Oktay Rifat Horozcu

Kitabın yanında defter
Defterin yanında bardak
Bardağın yanında çocuk
Çocuğun yanında kedi
Ve uzakta yıldızlar yıldızlar

Babak Amin Tafreshi

4. Bir Şahit Aranıyor, Bedri Rahmi Eyüboğlu

Yaşadım
Yıldızlar şahidimdir
Erik ağaçları şahidimdir
Yaşadım avuçlarımın gücü yettiği kadar
Dağları meyvaları kadınları
İncir dallarına yürüyen su
Yonca tarlasından gelen nefes
Yollar ve türküler şahidimdir

Babak Amin Tafreshi

5. Deli Eder İnsanı, Orhan Veli Kanık

Deli eder insanı bu dünya;
Bu gece, bu yıldızlar, bu koku,
Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç

Babak Amin Tafreshi

6. Yolculuk ve Yıldızlar, Hilmi Yavuz

gün oldu, bekledim, yol görünmedi;
bir yaza dokundum, dokunmak ıtır
kokardı eskiden; hüzne bağlıdır,
o tekne, yosunlu, kağşamış şimdi…

neydi o? deli gibi! kayıp o liman;
ne zaman yaşandıydı, sahi, o olay?
karanlık yüzü aşkın, binbir dolunay;
kısık bir lambaya benzedi zaman…

ne günden ne geceden iz kaldı;
sanki deniz mi kaldı bir yerlerde?
tekne gider gitmesine, ama ilerde
sadece sönmüş yıldızlar vardı…

Babak Amin Tafreshi

7. Adam, Cemal Süreya

Yıldızlar kıyamet gibiydi kaldırımlarda
Çünkü biraz evvel yağmur yağmıştı
Adam bulut gibiydi, hatırladı
Adamın ayaklarının altında
Yıldızların yıldız olduğu vardı
Adam yıldızlara basa basa yürüdü
Çünkü biraz önce yağmur yağmıştı.

Babak Amin Tafreshi

8. Mevsimidir, Attila İlhan

mevsimidir
müphem bir meltem yoklar dal uçlarını
gizlice ürperir yaseminler
körfezde deniz dalgın
bilinmez hangi aşktan arta kalmış
vahim bir yalnızlığı dinler

mevsimidir
artık erken kararır sular
her biri bir bulut ardına sinmiş yıldızların
korular terk edilmiş
ağaçlar duman duman
yalılar tenha
kanlıca ilk yağmurla serinler

mevsimidir
nedense ölmeye heveslenir insan
uzaya
bir avuç yıldız tozu gibi savrulmaya
rayından çıkmıştır yaşamak
bir eskimişlik duygusu nereye baksan
gücü yetmez kimsenin kimseyi kurtarmaya
çünkü ne güzeller
zehir zemberek güzeldir artık
ne zehir zemberek çirkindir
yeni çirkinler

Babak Amin Tafreshi

9. Avuçlarıma Sığmıyor Yıldızlar, Cahit Sıtkı Tarancı

Öyle dalmışım ki bu akşamüstü,
Komşu arsadır gözümde gökyüzü.

Ben dünyadan bihaber bir çocuğum,
Kayıp zıpzıplarımı arıyorum.

Koşun çocuklar, koşun komşu kızlar,
Avuçlarıma sığmıyor yıldızlar

Babak Amin Tafreshi

10. Deli Kızın Türküsü (Gece Türküsü), Gülten Akın

Alıp ayaklarımı yollardan şöyle rahat
Tam kendimi bulacakken
Kim getirir sizi başucuma
Kim kaldırır uzun uykunuzdan

Başlar gecenin oyunu delice
Dizlerime yükselir bir deniz
Anıları küçük yıldızlar gibi karanlıkta
Yanıma yöreme indirirsiniz

Ben ışıklar konfetler bayramlar istemem
Uzak uzak gitmede fayda yok
Şimdi bütün şehirler birbirine benzer
Bir kendi kendime doyasıya
Bu gece sussanız dinlensem
Ne gezer

Babak Amin Tafreshi

11. Sana Seslenmek İçin, Ataol Behramoğlu

Sen şimdi
Duvarına bir şiirimi asmışsındır
Uyuyorsundur
Belki düşünüyorsundur
Sonuncu kattaki odandan
Yıldızlara bakarak.
Ve yıldızlar her zaman
Eski ve tanıdıktır.
Özellikle bir tren penceresinden bakıldığında.
İçimiz nedensiz bir hüzünle dolduğunda
Sırtüstü uzanıp toprağa
Baktığımız yıldızlar.

Babak Amin Tafreshi

12. Öte Işıklar Arzusu, Nilgün Marmara

İşit beni yıldız bebeğim bebek yıldızım
Esirgeme el uzatışını güçsüzlüğüme
Seçilmiş olan eline
Zor yaşayanın teslimine!
Az bir sevgiyle al beni gökyüzüne, o görkemli
Mabede yönetici çemberinin içine!
Yıldız tutkunum sana.

Babak Amin Tafreshi

13. Şekerli Gerçek, Edip Cansever

İğreti bir yaşayış içinde adam
Duvarları yalnızlık yemiş bitirmiş
Gökyüzü üstünde yıldızlar daha üstünde
Kim örtsün damı duvarları kim koysun yerine
Adam bir hiçliğin üstüne uzanmış

Babak Amin Tafreshi

14. Erenköyü’nde Bahar, Yahya Kemal Beyatlı

Cânan aramızda bir adındı,
Şîrin gibi hüsn ü âna unvan,
Bir sahile hem şerefti hem şan,
Çok kerre hayâlimizde cânan
Bir şi’ri hatırlatan kadındı.

Doğmuştu içimde tâ derinden
Yıldızları mâvi bir semânın;
Hazzıyla harâb idim edânın,
Hâlâ mütehayyilim sadânın
Gönlümde kalan akislerinden.

Mevsim iyi, kâinât iyiydi;
Yıldızlar o yanda, biz bu yanda,
Hulyâ gibi hoş geçen zamanda
Sandım ki güzelliğin cihanda
Bir saltanatın güzelliğiydi.

İstanbul’un öyledir bahârı;
Bir aşk oluverdi âşinâlık…
Aylarca hayâl içinde kaldık;
Zannımca Erenköyü’nde artık
Görmez felek öyle bir bahârı.

Babak Amin Tafreshi

15. Geçen Şey, Fazıl Hüsnü Dağlarca

Kocaman yıldızlar altında ufacık dünyamız,
Ve minnacık bir hane:
Kokar kır çiçekleri gün ağarmadan,
Anısız, uykusuz,
Kokar nane.

Ta öncelerden beri mestolmuş herkes,
Bir bakıma her şey mestane.
Hayal edilir nazlı yar yönlerden,
Aşk ile kuşlar süzülür,
Değisir gökler şahane.

Farkında değil gönül,
Sanki hepten divane;
İçimizden, dışımızdan
Geçer vakit
Zalim, zalimane!

Babak Amin Tafreshi

16. Karda Ayak İzleri Var, Necati Cumalı

Onlar için hatıra yok
Saat durmuş
Onlar için değil
Yıldızlar ve bu gece
Onlar için değil gelen güneş
Artık onların yok
Uzak şehirlerde
Sevdikleri

Babak Amin Tafreshi

17. Sevgilim Hayat, İsmet Özel

Ben savaşarak senin
bulanık saçlarından tutup
kibirli güzelliğini çıkartıyorum ortaya
dünya
kirletilmez bir inatla dönüyor
altımıza yıldızlar seriliyor
yüzüm suya davranıyor koşaraktan.

Babak Amin Tafreshi

18. Diken, İlhan Berk

Ne sigaralarda tat kaldı
Ne gönlümü avutur tazeler,
Önümde açık duran tek umut
Kapısı daraldıkça daraldı.

Her gece gökte bir küçük yıldız
Seninleyim diye el eder
Ne onun uzaklığı azalır,
Ne benim içimdeki kederler.

Kırların kokusu bile duyulmuyor,
Yeşeren otların, sararan otların, yanan otların.
Hatıralar kervanlar gibi gitti gider
Yağmuru bile kalmamış bulutların.

Aldatır beni küçük yıldızım,
Atlar gibi soluyarak kanımı içer,
Bir yandan tarlalar yeşerir,
Bir yandan tırpanlar biçer.

Babak Amin Tafreshi

19. Yalnız Bir Opera, Murathan Mungan

Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
Ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
Bizden diyorum, ikimizden
Ne kalacak

Kapak fotoğrafı ve yazıdaki fotoğraflar: Babak Amin Tafreshi


Facebook Yorumları

2 Yorum
  1. Doğukan 05/11/2017 / Cevapla
    • leblebitozu 06/11/2017 / Cevapla

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir