Sevgililer Günü, her yıl 14 Şubat’ta birçok ülkede kutlanan, sevgililerin birbirlerine olan aşklarını ifade ettikleri özel bir gündür. Sizlere Türk Edebiyatı’nın önemli şairlerinin aşk şiirlerini ve Magnum Ajansı fotoğrafçılarının aşkı yansıtan karelerini sunuyoruz.
İngilizce’de St. Valentine’s Day, yani Aziz Valentin Günü olarak bilinir. Valentine sözcüğü, İngilizce’de sevgili anlamında da kullanılır. Sevgililer Günü’nün kökeni ile ilgili farklı açıklamalar mevcut. Sevdiklerinize sevginizi coşkuyla ifade ettiğiniz, bitmeyen işler yüzünden sevginizi ifade etmeyi ertelemediğiniz bir Sevgililer Günü diliyoruz herkese.
Türk Edebiyatı’nın En Dokunaklı 25 Aşk Şiiri isimli yazımıza da göz atmanızı öneririz.
1. Türkan İçin, Oktay Rifat
Peter Marlow, Fransa, 1991
Bulunmaz sevdazede Fuzuli, Nedim
Kanayan aşklarıyla yaşarlar bende
Sevdiğim devletli sultanım efendim
Emreyle şiirler söyleyim kapında
Duyulmadık şiirler ağır ve güzel
Ki misli bulunmasın Acem’de bile
Gitsin kulaktan kulağa elden ele
Bir zaman gözlerin için yazdığım gazel
Ve kalbin sevda diye yandığı zaman
Ayın ondördüne karşı pencerede
Saçların çıplak omuzların gecede
Mısralarım dökülsün dudaklarından
Sen faydalı nisan yağmuru gibisin
Bereket ve huzur getirirsin şiire
Edebiyet çığrını açtın kadere
Bu baharın ve bu gönlün sahibisin
2. Şiirlerin Şiiri, Salâh Bilsel
Josef Koudelka, İspanya, 1976
Yazdığım şiirler içinde benim
Bir tanesi öyle içten öyle güzel
Jale mutlak siz de beğenirsiniz
Bir yeri var hele bütün yazılanlara bedel
Sizsiniz Jale o satırlarda adı geçen
Beyhan sizsiniz, Güzin siz
Siz eskiden benim şiirlerime
Hep birden girerdiniz
Siz ki keskin kokuydunuz dünyadan
Yeşildiniz, parlaktınız, tizdiniz
Siz aşkın kuvvetiydiniz
On sekizinde ve baharda
3. Güneş Saati, Ahmet Erhan
Bruce Davidson, Paris, 1959
Mutluluk, onun gözünün içine bakmaktır sevdiğim
Onu bir simge kılmaktır, bir ad vermektir
Ben güneş dedim ona, sen su de, çiçek de
Aksın ömrün yeter ki doğayla birlikte…
4. Misafir, Cahit Sıtkı Tarancı
Henri Cartier-Bresson, Fransa, Paris, 1969
Bir gece misafirim olsan yeter,
Dolar odama lavanta kokusu;
Soğur sevincinden sürahide su.
Ay pencerede durup durup güler.
5. Sonludur Aşk Da, Metin Altıok
Erich Hartmann, Paris, 1961
Güzel anılar biriktirdim senden,
Dudağıma solgun gülücükler getiren.
Özenle sakladım belleğimde,
Bir yığın oldu daha şimdiden.
Nasıl olsa bir sonu olacaktı bu aşkın
Bir gün apansız gerçekleşiveren.
Bir terazinin durgun pirinç kefesine
Pat diye inince kara kiloluk,
Nasıl kalkar havaya birdenbire
Boş kalan zavallı kefe.
Nasıl titreşir terazi uzun süre,
Denge sağlanıncaya kadar başka şeylerle.
Anılarla bozdum o dengeyi ben önce,
İkimiz için de yaptım bunu.
Yaşadığımız günlerden biriktirdim sessizce,
Bir kefede sana hiç sezdiremeden.
Koyabilirsin kara kiloyu artık,
Bak terazi nasıl kolay gelecek dengeye.
Mutluydum ben yine de kendimce.
Senin girdilerin, çıktılarım benim
Doğrusu uygundu birbirine,
Yan yana gelince bir resmi tamamlayan.
Vazgeçilmezdi ellerin sonra,
Yangınımdan yorgan döşek kaçıran.
Ama inan sonludur aşk da,
Kovalar sonunu kendi kendinin.
Bana bir uçurum gerek şimdilerde,
Yeterince dik ve derin.
Bir çavlan istiyorum çünkü,
Kırmak için kristalini hayatın ve şiirin.
6. Sevgilimsin, Ataol Behramoğlu
Dennis Stock, ABD, 1952
Sevgilimsin, kim olduğunu düşünmeye vaktin yok, yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin, ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Sevgilimsin, boğuk aşkım, kanayan gençliğim
Uçuruyorum seni çocukluğuna doğru
Kanatların yorulur, ter içinde kalıyorsun
Gece yanıbaşımda bağırarak uyanıyorsun
Her sabah el sallıyorum metalle karışmana
Sevgilimsin, ara sıra bir kağıt koyup erteliyoruz aşkı
Otobüslerde ve trende kaçamak yaşanan
Ve bedenlerimiz kana kana kanayamadan yan yana
7. Bitmemiş Şiirler III, Turgut Uyar
Elliott Erwitt, Paris, 1966
Ben nasıl olsa sarhoş olurum
Başımda, gözlerimde, iliklerimde sevda.
Ne şarap, ne rakı bu başka
Hiçbir şey benzemiyor aşka,
Her ne zaman bir şarkı dinlesem, sevdalı
Bir hoş olurum…
Sevdalım, Elâgözlüm, Sultanım.
(Sevda ne de olsa başka şeydir.)
Yenikapıda, mehtaba karşı sandalda…
İşte katırtırnakları, gelincikler
Bir koku bir koku hanımelilerden,
Binlerce altın değer her ânım…
Bu sevda Sultanım, bu başka
İnci küpelerin ne yaraşmış bu akşam,
Gözlerindeki kuzgun siyahı aşka.
8. Sen ve Gökyüzü, Ahmet Muhip Dıranas
Elliott Erwitt, ABD, Iowa, 1954
Bir güzelim sensin, bir de gökyüzü,
Gerisi denizler ötesi, hepsi.
Gökyüzüyüm gündüzüyle, gecesiyle,
Sen güzelim aşkıyla, neşesiyle
Uyumlu, esgin, el ele, ikiniz,
Mutlarla bezer, gönendirirsiniz
Ömrümü, kıyısında bir akşamın.
9. Adsız Bir Çiçek, Edip Cansever
Robert Capa, Paris, 1952
Rengini dünyaya ilk defa sunan
Adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim
Sevgilim
Bana ‘sen bir şairsin’ dediğin zaman.
Yalnız sana yazıyorum bu şiiri
İstersen bir şiir gibi okuma
Çünkü her yıl yeniden yazacağım onu
Soğuklar başlayınca havalanıp
Millerce yol katettikten sonra
Güneyi tadan bir kuşun sevinciyle.
Ve yazmış olacağım bir de
Her dönemde her çağda
Sevdanın kendine özgü diliyle.
10. Söylence, Haydar Ergülen
Inge Morath, ABD, New York, 1961
akdeniz gülüşlü bir çocuk olsaydın
ağzının kıyısında uçarılıklar biriktiren
yüzünde bin bir haylazlıkla sevseydin beni
yüreğinden beyaz kuşlar uçardı yüreğime
dokundukça portakal çiçekleri dökerdi
sevilmekten ürpertili dingin gövden
ah çocuk ah kadın ah sevgili
sözlerin aşkı anımsatsa da
gülüşünde onmaz acılar gizli.
11. Ay Işığı, Necati Cumalı
Erich Lessing, Fransa, Champs-Elysées, 1954
Ben uzaklardan beklerdim,
Sayarak günlerimi.
Bu gece penceremden düşen ay ışığında,
Birden yanı başımda buldum
Bir ağaç gibi çiçeklenmiş
Anladım almış yürümüş
Sarmış bu sevda içimi
Gece yarısı elbiselerim,
Ayakkabılarım üstüne
Düşen ay ışığı,
İnsan böyle mi olur
Sevdaya tutuldu mu?
12. Mavi, Fazıl Hüsnü Dağlarca
Henri Cartier-Bresson, ABD, Manhattan, 1959
Ağaç taşı anlamaz
Gökyüzü MAVİ iken
Ağaç susuzluğu anlamaz
Gökyüzü MAVİ iken
Ben seni
Çok sevdiğimi anlarım
Gökyüzü MAVİ iken
13. Gitme Kal, Arif Damar
Marc Riboud, Çin, 1971
Her şeyi her şeyi aklına getir
Gece yarılarını aklına getir
Söylediklerini aklına getir
Sinsi yağmurlar yağıyordu
Soğuktu
Yaktığımız ateşi aklına getir
Nelerden geçiyorsun aklına getir
Gitme dünyamızın her yerinde
Yorgun eller gülleri derleyince
Ellerin sevincini aklına getir
Güllerin sevincini aklına getir
Ne çok severdik seni aklına getir
14. Adımla Nasıl Berabersem, Attila İlhan
Ian Berry, Paris, 1963
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
koşar gibi yürüyüşün
karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın
karanlık boşluklarında akıp giderken zaman
adımla nasıl berabersem öylece beraberiz
seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye
gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat
koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz
ve sonra her zaman her ölümlüye
aynı şartlar altında kısmet olmayan
gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın
15. Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım, İlhan Berk
John Vink, İtalya, Napoli, 1985
Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.
Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.
Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.
Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.
Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
Karanfil sakız kokan soluğun üstümde duydum.
Eskitiyorum, eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.
Yorum Yap