Edip Cansever’i (8 AÄŸustos 1928 – 28 Mayıs 1986) en sevdiÄŸimiz ÅŸiirleriyle anıyoruz. Siz de sevdiÄŸiniz Edip Cansever dizelerini Yorumlar kısmında paylaÅŸabilirsiniz.
1. Adsız Bir Çiçek
“rengini dünyaya ilk defa sunan
adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim
sevgilim
bana “sen bir ÅŸairsin” dediÄŸi zaman
yalnız sana yazıyorum bu şiiri
istersen bir ÅŸiir gibi okuma
çünkü her yıl yeniden yazacağım onu
soğuklar başlayınca havalanıp
millerce yol kat ettikten sonra
güneyi tadan bir kuşun sevinciyle
ve yazmış olacağım bir de
her dönemde her çağda
sevdanın kendine özgü diliyle”
2. Gelincikler
“gerçekte bir sevinç, bir mutluluk yok deÄŸildir yüreklerimizde
sevgiler umutlar yok deÄŸildir
öyleyse neden çabuk küseriz birbirimize
çabuk öfkeleniriz
durup durup böyle hüzünlenmemiz neden
anlamıyoruz da ondan mı yoksa
bir bütün olduğunu mutluluğun
umudun bir bütün olduğunu
seziyor muyuz yalnızca
baktıkca gelincik tarlalarına uzaktan
öyle bir arada güzel
yaşamanın lezzetini
kanımızı tutuşturdukça gün günden
buğusunu saldıkça
bir tütün dumanı gibi yaktıkça genzimiz”
3. Mendilimde Kan Sesleri
“Bir tutsak aÄŸaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
İşte o kadar.
Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
Mendilimde kan sesleri.”
4. İçinden Doğru Sevdim Seni
“İçinden doÄŸru sevdim seni
Bakışlarından doğru sevdim de
Ağzındaki ıslaklığın buğusundan
Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de
Beni sevdiÄŸin gibi sevdim seni
Kar bırakılmış karanlığından.”
5. Aşklar İçinde
“Birazdan akÅŸam olacak sevgilim
Bütün heybetiyle akşam olacak
Sevgilim, diyorum, oysa kimsecikler yok yanımda
Bilmiyorum kime sevgilim dediÄŸimi
BildiÄŸim bir ÅŸey varsa
O kadar yeni bir anlamda söylüyorum ki bu kelimeyi
Unutup birden zamanı ve yeri
Onunla bir günü kutluyorum coşarak
Onunla bir günü kutluyoruz sanki.”
6. Bitti O Sevda
“Bitti o sevda kesildi çığlıkları martıların
Su gibi bitti, suya karşıt gibi bitti
İtti kıyıyı adına deniz dediğimiz şey
Unuttuk ikimiz de her türlü yetinmezliği
Kaybetti kumarda gözlerim
Kaybetti kumarda gözleri.
Bir koru rüzgârlandı göğüs boşluğumuzda sanki
Uzaklaştı ağaçlar birbirlerinden
Yakınlaştı ağaçlar birbirlerine
Yani her soluk alıp verişimizde bizim
Bir mekik gibi kalbin
Bir mekik gibi kalbim
İşleyip durdu bu yitikliği yeniden.
Ne kaldı
Farkında mısın bilmem
Gündüzler..
Gündüzler biraz azaldı.”
7. Muleta
“İlkyazları sevmiyoruz artık, yaÅŸlandık da ondan mı
Aşkımızı seyrediyoruz sanki uzaktan
Oysa yok biten bir şey aramızda, yok da
Hep aynı kalmıyor ki yakın duygular
Demiştin bunları bir bir, anımsıyorum
Mutlu da olsa insan mutsuz da
Her an yeniden yaratabilirmiÅŸ kendini
DemiÅŸtin, bir sabah, bir baÅŸkla aÅŸkla.
Sen ölüm!
Seni hiç düşünmeden yaşadık
Seni hiç düşünmeden yaÅŸayacağız bundan sonra da.”
8. Adını Funda Oteli Koy
“Adını funda oteli koy
Aklından gelip geçen bir yazın
Ve akşam güneşlerinde orda burda
Bir deniz kıyısında, eski bir yıkıntıda
İnce ince gezinen turuncu adamların.
Adını funda oteli koy
Sevdamızın da adını
Ayakları dibinde gün batımının.
Ve ağzında binlerce güneşin tadı
Dilinin ucunda yalnızca kendi adın.
Çünkü sevdikçe beni sen kendini tanıdın.”
9. Gül Kokuyorsun
“Gül kokuyorsun bir de
amansız, acımasız kokuyorsun
gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun
dayanılmaz bir şey oluyorsun, biliyorsun
hırçın hırçın, pembe pembe
öfkeli öfkeli gül
gül kokuyorsun nefes nefese.
gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun
ve acı ve yiğit ve nasıl gerekiyorsa öyle
sen koktukça düşümde görüyorum onu
düşümde, yani her yerde
yüzü sararmış, titriyor dudakları
şakakları ter içinde
tam alnının altında masmavi iki ateÅŸ”
10. Yerçekimli Karanfil
“Sen o karanfile eÄŸilimlisin, alıp sana veriyorum iÅŸte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
BirleÅŸiyoruz sessizce.”
11. Uzak Yakınlık
“Yarısı yenmiÅŸ bir elmaydık bana sorarsan
İkimizdik, iki kişi değildik
Bakıyorsak birlikte bakıyorduk gözlerimin içine
Birlikte gözlerinin içine bakıyorduk senin
Yanlıştı, doğruydu, hiç bilmiyorum
Sanki bir bakıma ayrılık böyle.”
12. Sevda Bir AteÅŸ Buldu Sende
“Sevda bir ateÅŸ buldu sende, eÄŸilip öptü seni
Artık kimse denizi bilmiyor.
Dirseklerini masaya koyuÅŸundan belli
Gelip geçen bir günü bitirmek istemediğini
Sevda bir umut buldu sende.”
13. Seni Günlere Böldüm
“Seni günlere böldüm, seni aylara
Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim
Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla
Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi
Minesi çatlamış bir diÅŸ gibi durduracağım karşısında.”
14. Bir Gün
“Gelecekte, dediniz ama ne zaman
Kim bilir, belki de geçmişte
YaÄŸmurlardan kalan kimsesizliÄŸin
Saklıdır acısı o ‘bir gün’ de”
15. FlaÅŸ
“YorulduÄŸun zaman söyle
Susalım, hiç konuşmayalım istersen
Sussak da, hiç konuşmasak da, sözlerin senin
Açık denizler gibidir zaten elimde
Her zaman ama her zaman bir kıyıyı sezdiren
Hatırlıyorum da kelimelerini bir bir”
Åžiirlerinin çoÄŸu öykü gibiydi, kurbaÄŸalara bakan, hiç” çağırılmayan Yakup’un Hikayesini”,” elden ele verilerek sevdaları büyüten karanfil hikayeleri” ,”kan sesli mendiller gösteren Ahmet Abi’yi”,” masanın hikayesini”, “Ruhi Bey’in nasıl olduÄŸunu” yazdı. Hep yazdı… Cemal Süreya’nın dediÄŸi gibi “yeÅŸil ipek gömleÄŸinin yakası büyük zamana düşen” Edip Cansever belki de “fazla ÅŸiirden öldü”.
Leblebi tozu seviyoruz sizi … TeÅŸekkürler.