Menu

Bir Sevda ve Tabiat Ozanı Karacaoğlan’ın Şiirleri



Karacaoğlan bir Türkmen eridir, sevda adamıdır, tabiat tutkunudur, dağların çocuğudur. Şiirlerindeki tabiat hem kendi gerçekliğinde var olan bir tabiattır, hem de Karacaoğlan’ın söylemek istediklerini söyleyebilmek için kurgulanmış bir tabiat. Karacaoğlan, şiirinde her neyi anlatırsa anlatsın aslında tek bir şeyi anlatmaktadır: Sevgili.

karacaoglan

Karacaoğlan’ın şiir geleneğinde sevgili-dağ ilişkisi çok kuvvetlidir. Bu, iki taraflı bir ilişkidir. Sevgili dağa benzer, dağ da sevgiliye. Karacaoğlan’ın şiirlerinde dağ hem kendi gerçekliğinde varolan tabiatın bir parçası, hem de Karacaoğlan’ın söylemek istediklerini söyleyebilmek için kurgulanmış bir dağdır.

Karacaoğlan’ın nerede ve ne zaman doğduğunun belirsizliği araştırmacıları her zaman meşgul etmiştir. Karacaoğlan’a ait ya da ait olduğu düşünülen şiirlerdeki yer adları, boy-soy adları onun nereli olduğunun ipuçlarını verse de Fuat Köprülü’nün söylediği gibi katiyet arz etmemektedir. Muhtelif rivayetler, onu muhtelif yerlere mal etmektedir.

toroslar

Karacaoğlan ile ilgili bazı araştırmacılar ise “Kendisine duyulan sevgi ve sahiplenme duygusu neticesinde Karacaoğlan farklı farklı coğrafyalara bağlanmak istenmiş veya ayrı ayrı bölgelerde aynı mahlası kullanmış şairler ortaya çıkabilmiştir” demektedirler.

1. Bana Kara Diyen Dilber

Bana kara diyen dilber
Gözlerin kara değil mi
Yüzünü sevdiren gelin
Kaşların kara değil mi
Utanırım akar terim
Güzellikte yok benzerin
En sevgili makbul yerin
Saçların kara değil mi
Beni kara diye yerme
Mevlâ’m yaratmış, hor görme
Ala göze siyah sürme
Çekilir, kara değil mi

karacaoglan

2. İncecikten Bir Kar Yağar

İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye

Elif’in uğru nakışlı
Yavru balaban bakışlı
Yayla çiçeği kokuşlu
Kokar Elif Elif diye

Elif kaşlarını çatar
Gamzesi sineme batar
Ak elleri kalem tutar
Yazar Elif Elif diye

3. Sunayı da Deli Gönül Sunayı

Sunayı da deli gönül sunayı
Ben yoluna terk ederim sılayı
Armağan gönderdim telli turnayı
İner gider bir gözleri sürmeli

Ateş yanmayınca tütün mü tüter
Ak göğsün üstünde çimen mi biter
Vakti gelmeyince bülbül mü öter
Öter gider bir gözleri sürmeli

Sabahtan uğradım onun yurduna
Dayanılmaz firkatine derdine
Yıkılası karlı dağlar ardına
Aşar gider bir gözleri sürmeli

4. Ben Meylimi Üç Güzele Düşürdüm

Ben meylimi üç güzele düşürdüm
Biri Şemsi biri Kamer ill’Elif
Onların aşkından aklım şaşırdım
Biri Şemsi biri Kamer ill’Elif

Birisinin evi kaya başında
Birisinin evi alnım duşunda
Biri yeni değmiş on beş yaşında
Biri Şemsi biri Kamer ill’Elif

Birinin parmağı dopdolu yüzük
Birinin kolunda şıpça bilezik
Büyüğünü sevsem küçüğe yazık
Biri Şemsi biri Kamer ill’Elif

5. Ala Gözlerine Kurban Olduğum

Ala gözlerine kurban olduğum
Say edip aleme bildirme beni
Açıp ak gerdanı durma karşımda
Ecelimden evvel öldürme beni
Dilber at kolların dola boynuma
Ölüm endişesi gelmez aynıma
Bir gece misafir eyle koynuna
Sabah oldu deyu kaldırma beni

6. Var Git Ölüm

Ölüm ardıma düşüp de yorulma
Var git ölüm bir zaman da gene gel
Akıbet alırsın komazsın beni
Var git ölüm bir zaman da gene gel
Şöyle bir vakitler yiyip içerken
Yiyip içip yaylalarda gezerken
Gene mi geldin ben senden kaçarken
Var git ölüm bir zaman gene gel

7. Sabahtan Uğradım Ben Bir Güzele

Sabahtan uğradım ben bir güzele
Ağlatmadı güzel güldürdü beni
Ben güzelden böyle vefa ummazdım
Ak göğsün üstüne kondurdu beni

Bir hoş durur eda naz gibi
Arkasında saçı tel tel saz gibi
Has bahça içinde top nergiz gibi
Karalar mı giydin al’ın üstüne

Alma alma yanakları al gibi
Boyu uzar gider selvi dal gibi
Seherde açılan gonca gül gibi
Sandım kan damlamış karın üstüne

8. Bir Kız Emmi Dedi

Değirmenden gelirim beygirim yüklü
Şu kızı görenin del olur aklı
On beş yaşında kırk beş belikli
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
Bizim ilde üzüm olur alc olur
Sızılaşır bozkurtları aç olur
Bir yiğide emmi demek güç olur
Bir kız bana emmi dedi neyleyim

karacaoglan

9. Bir Ayrılık Bir Yoksulluk

Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

10. Ala Gözlüm Ben Bu Elden Gidersem

Ala gözlüm, ben bu ilden gidersem,
Zülfü perişanım kal, melil melil.
Kerem et, aklından çıkarma beni;
Ağla göz yaşın sil, melil melil.
Yeğin ey sevdiğim, sen seni düzet;
Karayı bağla da, beyazı çöz, at;
Doldur ver badeyi, bir daha uzat;
Ayrılık şerbetin ver, melil melil.

11. Bir Yiğit Gurbete Gitse

Bir yiğit gurbete gitse
Gör başına neler gelir
Merdin sılayı andıkça
Yaş, gözüne dolar gelir
Bağrıma basarım taşlar
Akıttım gözümden yaşlar
Yavrusun aldıran kuşlar
Yuvasına döner gelir

12. Gövel Ördek

Yeşil başlı gövel ördek
Uçar gider göle karşı
Eğricesin tel tel etmiş
Döker gider yare karşı
Telli turnam sökün gelir
İnci mercan yükün gelir
Elvan elvan kokun gelir
Yar oturmuş yele karşı

Kaynak


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir