Menu

Ünlü Şairlerimizin Siyah Beyaz Şiirleri



Edip Cansever, Attila İlhan, Turgut Uyar başta olmak üzere ünlü şairlerimizin siyah beyaz şiirlerini derledik.

1. Amerikan Bilardosuyla Penguen, Edip Cansever

Bana sorarsanız ters çevirin uykuları
Alın şu adını “ben” koyduğunuz geceyi
Bakınca göreceksiniz, daha bakınca bir ötekini
Geceler, işte geceler
Gündüzler, işte gündüzler
Beyaza siyah penguen sürüleri gibi.

Izis Bidermanas, Boulevard de Clichy, Paris, 1940

Izis Bidermanas, Boulevard de Clichy, Paris, 1940

2. Mızıkacı Çocuk, Attila İlhan

Korkusu kalmış içimizde terkedilmiş çocukların,
Yitik yüzlü fotoğraflar duruyor siyah beyaz.
Kırık bir vazo masanın ortasında,
Yıkık dökük odada,
Susuz ve çiçeksiz..

Izis Bidermanas, Paris Grand Bal du Printemps, 1951

Izis Bidermanas, Paris Grand Bal du Printemps, 1951

3. Ağrı, Birhan Keskin

Uzağımda açık denizdi o yürüdü gitti.
Ben kıyıda ıssız bir ev, ince boğazda gıcırdayan tahta iskele,
iskelede bir lastik, az ilerde turuncu bir şamandıra,
İçimde kuzeyden bir hatıra aksiyle durgun suya vurdum.

Bir siyah beyaz kare içinde, hepsi hepsi bir hatıra işte
Bıraktın, unuttum, unutuldum.

Izis Bidermanas, Paris, 1976

Izis Bidermanas, Paris, 1976

4. Siyah Beyaz, Gülten Akın

Beni dünyadan ötelere götürdün
Kollarımı bağladın dur dedin
Tuz kokan geceler dur dedi
Durdum bekliyorum, gelme

Ay aydınlık gece kara
Gözlerimin ardında karanlık ölesiye
Canlı ve cansız ne varsa sımsıkı
Bu saat daha yakın daha el ele
Şimdi yalnızlığımdan utanıyorum
Durdum bekliyorum, gelme

Izis Bidermanas, Montmartre, Rue Berthe, Paris, 1947

 

Izis Bidermanas, Montmartre, Rue Berthe, Paris, 1947

5. İyilikler Gazeli, Haydar Ergülen

aşkın yerini iyilik aldığı zaman
inanırım beni sahiden sevdiğine

yağmurun yerini kuşlar doldurduğu zaman

az kuşlar onlar iyi kuşlar
kanatlarından büyük merhametleri var

şiirin yerini sakinlik aldığı zaman

ayrı ayrı daha mı çok yakışıyoruz birbirimize
siyah-beyaz resimlerde ahşap avuntu

sözlerin sokaklar gibi kavuştuğu zaman

Izis Bidermanas, Paris, 1949

Izis Bidermanas, Paris, 1949

6. Renklerim, Oruç Aruoba

Aklaşan grilikte duruyorum
yeşilleşen mavilik
kararan saydamlık
azalan tirşe:
o mor
hiç olmadı
mı?

O tek renk
bulunmadı
mı?

Kızıltılı
kahve
rengi

Siyah
Beyaz.
Ah,
az
hiç olmadım
mı?

Bulunamadım
mı?

Izis Bidermanas, Paris, 1940'lar

Izis Bidermanas, Paris, 1940’lar

7. Durmuş, Süt Mavi Gecesine, Turgut Uyar

Sabırsız ve ürkek
Durmuş, süt mavi gecesine yazların
Bağlı karaların en kabasına
En incesine beyazların
Bir nemli sevda içinde sevinçli
Ergeç boy verecek.

Izis Bidermanas, Rue Brantôme Paris, 1947

Izis Bidermanas, Rue Brantôme Paris, 1947

8. Mona Rosa, Sezai Karakoç

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Izis Bidermanas, Pont Saint-Michel, Paris, 1975

Izis Bidermanas, Pont Saint-Michel, Paris, 1975

9. Ardında, Faruk Nafiz Çamlıbel

Yaktı yanardağ gibi can yurdunu son bakış,
Ve gönlüm koşmaz oldu maceralar ardında.
Önünde dün beyazlar giyinirken karakış
Bugün sensiz kalan yaz kara bağlar ardında.

Siyah kanatlarını batıya açtı kuşlar,
Benden sana haberdir bu çığlıklı uçuşlar.

Izis Bidermanas, Jardin du Luxembourg, Paris, 1970

Izis Bidermanas, Jardin du Luxembourg, Paris, 1970

10. Nafile, Bedri Rahmi Eyüboğlu

Simsiyah
Bembeyaz
Bomboşum
İster siyah tebeşirle çiz
İster beyaz tebeşirle
Nafile

Izis Bidermanas, Ile du Vert-Galant, Paris, 1972

Izis Bidermanas, Ile du Vert-Galant, Paris, 1972

11. Beyaz Bir Gemidir Ölüm, Behçet Aysan

çünkü beyaz bir gemidir ölüm

siyah denizlerin hep
çağırdığı

batık bir gemi

sönmüş yıldızlar gibidir

yitik adreslere benzer
ölüm

yanık otlar gibi.

Izis Bidermanas, Ile Saint-Louis, Paris, 1946

Izis Bidermanas, Ile Saint-Louis, Paris, 1946

12. Aynı Yürek Lekesi, Şükrü Erbaş

Babam gelirdi ve akşam olurdu.

Bahçedeki akasya ağacı günboyu biriktirdiği kuşları
birer hayal topu olarak uzatırdı yatağımıza.
Siyah-beyaz bir fotoğraf gibi gelirdi babam.

Kamyonlar hep geceleri, hep uzaklara giderdi.

Ben o zamanlar bütün babaları susar sanırdım.
Yalnızca gaz lambasıyla konuşan bir diş gıcırtısıydı babam.
Kapılar titreyerek açılır, titreyerek kapanırdı.
Tanrıyı ve uzun konuşanları sevmezdi hiç.
Babamdan yapılmış bir korkuydu dünya.


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir