Ayşegül çocuk kitapları, Hayat, Ses Dergisi gibi bir zamanlar evlerimizde yer alan nostaljik kitap ve dergileri derledik.
1. Ayşegül Çocuk Kitapları
Ayşegül, Fransız yapımı renkli resimli, parlak kalın kağıda baskılı çocuk kitaplarıydı. İçindeki çizimler renkli fotoğraf kalitesinde ve güzelliğinde, hemen her türlü detay düşünülerek hazırlanmış, o günler için oldukça lüks sayılabilecek kitaplardı. Türkiye baskılarında Ayşegül adı verilmiş hayali bir Fransız kız çocuğunun evde, okulda, piknikte, tatilde, uçakta, köyde, tiyatroda, yaşgününde şeklinde senaryolaştırılmış seri maceralarını anlatmaktaydı. Bu kızın Fındık adında kahverengi bir köpeği ve hiç de Türkiye şartlarıyla benzerlik taşımayan bir yaşam biçimi vardı. Ailecek bahçeli lüks bir köşkte otururlar, kilisenin bahçesinde oynarlar ve sık sık ıstakoz yiyip, uzak ülkelere tatile çıkarlardı.
2. Barbara Cartland Romanları
Ülkemizde özellikle 1968-1975 yılları arasında, Barbara Cartland’ın satış rekorları kıran 78 kitabı Altın Kitaplar tarafından Türkçe’ye kazandırılmıştı. Onun romanlarında hep mutlu sona koştu aşıklar. Kahramanlarının başından geçen serüvenler, zaman zaman mitoloji öykülerine taş çıkartacak kadar karmaşık ve inandırıcılıktan uzaktı. Romanlarında sınıf eşitliğine çok özen gösterilirdi, sıradan, soylu olmayan bir kıza prens aşık olur, nice serüvenlerden sonra birbirlerine kavuşurlar, mutlu birleşme gerçekleşmeden önce kızın da soylu bir aileden geldiği ortaya çıkardı. Kadınlar arasında çok okunan Cartland romanları, 70’li yılların sonuna doğru popülaritesini yitirdi.
3. Çizgi Romanlar
Ülkemizdeki çizgi roman genelde Teksas-Tommiks olarak bilinirdi. Teksas-Tommiks’in popüler olduğu 60’lı ve 70’li yıllarda, okur kitlesi çocuklar ve gençlerdi. Ebeveynler ve eğitimcilere göre zararlıydılar. Öyle çok satıyorlardı ki neredeyse toplumsal bir sorun olarak algılandıkları dönemler oldu. Teksas, Tommiks, Zagor, Teks, Tom Braks, Swing’in konusu Amerika’da geçse de yaratıcıları İtalyandı. Daha sonra yerli üretim Tarkan, Karaoğlan, Kara Murat, Bahadır gibi kahramanların çizgi romanları da yapıldı.
4. Cep Fotoromanlar
1960 ile 1970 arası Türkiye’de fotoroman yıllarıydı. Çantaya, cebe sığabilecek ebatta olması nedeniyle cep fotoromanı denilirdi. Kapağı renkli, iç sayfaları ise siyah beyazdı. Çoğunlukla tanınmamış İtalyan oyuncularının poz verdiği fotoromanlarda konu aşk ve entrikaydı. Aşk hikayeleri üzerine kurgulanmış bu kitapçıklar, genellikle Hürriyet ve Tay Yayınları tarafından kitapçılarda satılırdı ve haftalık çıkardı. Claudia Rivelli, Franco Gasparri, Francesca Rivelli, Katiuscia gibi İtalyan yıldızlar o yıllarda genç kızlar arasında oldukça popüler isimlerdi.
5. Hey Dergisi
Hey, 1970’lerin başından 1980’lerin sonuna dek Hürriyet yayın topluluğunca çıkarılan müzik ve gençlik dergisidir. Hey Dergisi’nin yaptığı müzik listeleri önemliydi, boş kasetlere kayıt yaptırmak için Hey Dergisi’nin yapmış olduğu bu listelerden yararlanılırdı. Haftalık çıkardı. Hey Dergisi’nin en çok ilgi gören bölümleri, müzik listeleri, radyo program listeleri, mektup arkadaşı köşesi ve posterlerdi.
6. Ses Mecmuası ve Hayat Mecmuası
Ses Mecmuası, 1956’da yayımlanmaya başladı. Birçok sanatçının Yeşilçam’a ve sahnelere adım atarak ünlü olmasını sağlayan Ses Dergisi’nde, sanat, sinema, moda ve müzik dünyasından haberler yer alıyordu. Dergi aynı zamanda ressam Fikret Mualla’nın çizimler yaptığı, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun düzenli yazılar yazdığı bir dergi olma özelliği de taşır. Fikret Mualla hakkında Ses Dergisi için 1938’de çizdiği desenlerden birinin müstehcen olduğu gerekçesiyle dava açılmıştı ve edebiyata yatkınlığı ile bilinen ressamın Ses’te yayımlanmış Masal ve Üsera Karargahı adlı iki öyküsü de bulunuyordu. Ses Dergisi, Türk Sineması, Türk Müziği ve sanat dallarında birçok ünlünün bugünkü tanınırlığını sağlamada çok etkili olmuştur.
Hayat Mecmuası, Nisan 1956’da İstanbul’da haftalık yayınına başladı. 1956 sonunda kağıt yokluğundan yayınına bir süre ara verdi. Basında, baskı kalitesinde ve reklamda yenilikler meydana getirdi, 50 ve 60’larda yüzbinleri geçen tirajı yakaladı. Başarılı olunca benzerleri çıktı: Ses Mecmuası, Hayat Tarih, Resimli Roman, Hayat Spor, Ayna. Ses Mecmuası’nın açtığı yarışmalarda sinema ve sahne sanatçıları meşhur oldu. Hayat Mecmuası ise Batılı dergiciliğin, renkli resimli reklamların, Hollywood haberlerinin yer aldığı bir modernleşme yayıncılığı yaptı. Magazinin ilk örneklerinin görüldüğü ama modern aile mecmuası kalıbındaydı. Kapakları renkli ve tam boy artist resimleriyle süsleniyordu. Bulmaca, fal, karikatür, moda ve gezi yazıları, diziler, fotoromanlar, pembe romanlar… Hayat, 70’lerdeki siyasal ortamda işlevini kaybetti ve 1978 Temmuz’unda grev başlayınca kapandı.
7. Doğan Kardeş Dergisi
Yapı Kredi Bankası’nın kurucusu Kazım Taşkent’in oğlu Doğan’ın 1939 yılında İsviçre’de çığ altında kalarak ölümü babasını çok üzer. Oğlu anısına bir dergi çıkarır. Doğan Kardeş Dergisi böylelikle 1945’te yayınlanmaya başlar. Hemen çok beğenilir, çocuk dergiciliğinde bir efsaneye dönüşür. İçinde yazılar, çizgi romanlar vardı derginin, ama en çok çizgi romanlar etkilerdi çocukları. Tortaks, Kahraman Ozan Hügo, İkiz Kardeşler, Profesör Tonton, Hayvanlar Çiftliği gibi çizgi romanlarını hala hatırlayanlar var. Doğan Kardeş yayın hayatına 1978’de son verdi.
8. Kemalettin Tuğcu Romanları
“Bizim Kemalettin Tuğcu’larımız vardı…
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı.”
Yılmaz Erdoğan’ın Yaşayabilme İhtimali şiirinde söylediği gibi, çocukluğunu, ilk gençliğini 1960’lı, 1970’li yıllarda yaşayanların vazgeçilmez yol arkadaşlarından birisiydi Kemalettin Tuğcu kitapları. Bir nesile okuma alışkanlığı kazandıran bu romanlar kenar mahalle çocuklarını, öksüzlerin güçlüklerle dolu yaşamını, duygulu, iyimser bir dille anlatan çocuk romanlarıydı.
9. Ansiklopediler
İnternetin olmadığı dönemlerde, evlerimizin vazgeçilmeziydi ansiklopediler. Meydan Larousse, Ana Britannica, Sağlık ansiklopedileri.. Her ne kadar güncellenmemiş bazı bilgileri barındırsa da çocuklar ödev yapmak için bunlara başvururdu. Önceleri herkesin evinde yoktu. Daha sonraları gazetelerin kuponla dağıtımı sayesinde hemen hemen birçok evde yerini aldı, fakat internet yaygınlaşınca kitaplıklarda da kalabalık yaptıkları için evlerimizi terk ettiler.
10. Gırgır Dergisi
Gırgır Türk okuruyla ilk olarak Gün Gazetesi’nin mizah köşesi olarak tanıştı. Oğuz Aral’ın hazırladığı bu köşe büyük ilgi görünce ilk olarak aynı gazetenin parasız eki olarak dağıtılmaya başladı. “Can sıkıntısını, aşk yarasını, karı koca kavgasını, şip şak keser. Her derde devadır, gırgır da gırgır” şeklindeki sloganıyla 1972 tarihinden itibaren ise bağımsız dergi olarak yayınlanmaya başladı. 500 bine ulaşan tirajıyla Türkiye’nin en çok satan mizah dergisi oldu. Daha sonraki mizah dergileri içinde bir ekol haline geldi. Birçok tanınmış mizahçımızın yetiştiği bir okuldu. 1989’da yaşadığı birtakım sorunlarla yayın hayatına devam etse de bambaşka bir dergiye dönüştü.