Menu

Fitoterapi Nedir?



İnsanlar var olduğundan beri bitkilerden tedavi amacıyla yararlanılmaktadır. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulaması olarak kabul edilen Fitoterapi, günümüzde modern tıp uygulamalarını destekleyici bir rol oynamaktadır. Fitoterapi hastalıklardan korunmak veya tedaviyi desteklemek amacıyla tıbbi etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış bitkiler, onların etkin maddelerini taşıyan kısımları veya bunlardan hazırlanarak standardize edilmiş farmasötik formlar (tablet, kapsül, tentür) ve bitkisel tıbbi ürünler (fitoterapötikler) kullanılarak uygulanmaktadır.

Farmasötik Form: İlaçların hastaya verilebilecek şekilde özel kalıplara sokulmuş hallerine denir.

Fitoterapötikler: Farmakopelerde kayıtlı bitkisel drog veya standardize ekstrelerden uygun farmasötik formda ve belirli dozda hazırlanmış ağızdan kullanılan ürün veya müstahzarlardır.

Fitoterapi, Yunanca phytos=bitki ve therapy=tedavi kelimelerinin birleşiminden oluşan bir sözcüktür ve tıbbi bitkilerle tedavi anlamına gelir. Terim ilk olarak Fransız hekim Henri Lenclerc tarafından La Presce Medical adlı tıp dergisinde kullanılır.

Curtis'in Botanik Dergisi'nden, 1915, Eleutherococcus (Ginseng) illüstrasyonu. (1)

Curtis’in Botanik Dergisi’nden, 1915, Eleutherococcus (Ginseng) illüstrasyonu.

Bitkilerin tedavi amacıyla kullanımı insanlık tarihi kadar eskidir. Eski uygarlıkların tıbbi bitkiler hakkındaki bilgilerini, kalan kitabeler ve arkeolojik materyallerden öğreniyoruz.  M.Ö. 50 000 yıllarında Yontma Taş Devri’nde bulunan kitabeler ve arkeolojik materyaller; M.Ö. 3000 yıllarında Sümer, Akad ve Asurlar’da bulunan kitabeler ve arkeolojik materyaller bu konuda bulunan ilk kaynaklardır.

Mısır döneminde ise M.Ö. 1550’de yazılmış bir papirüste kayıtlı 450 kadar hastalığa rastlanmış, nebati ve hayvani menşeli ilaçların hastalıkların tedavisinde kullanıldığı anlaşılmıştır. Mısırlılar, Mentha x piperita L. (nane), Sinapis nigra L. (siyah hardal), Cassia acutifolia L. (sinameki), Papaver somniferum L. (haşhaş), Scilla maritima L. (ada soğanı), Datura stramonium L. (tatula) gibi tıbbi bitkileri kullanmışlar.

Fitoterapi 1

M.Ö. 1500 yıllarına ait Hitit tabletlerinde bulunan reçetelerde adamotu, alıç, arpa, buğday, safran, sarımsak gibi bitkilere rastlanılmıştır. Hipokrates (M.Ö. 460-377), döneminde kullanılan 400 tür tıbbi bitkiden ayrıntılı olarak bahsetmiştir. Birinci yüzyılda, Dioskorides’in yazdığı “Müdâvî İlaçlar” kitabında 600’den fazla tıbbi bitki hakkında etraflı bilgi bulunmaktadır. Galen ise bitkisel kökenli yeni preparat ve formüller geliştirmiştir.

İslam uygarlığı döneminde Ebu Biruni, İbni Sina, İbni Baytar gibi büyük hekimler yetişir. O devrin Türk bilgini  İbn-i Sina yüzden fazla ilmî eser bırakmıştır. En büyük eserleri “Şifa” ve “Kanun fit-Tıb”dır. Bu eserlerde 900’den fazla tıbbi bitki, hayvani ve inorganik kökenli ilaç yer almaktadır. Selçuklu ve Osmanlı döneminde 1600’den fazla tıbbi bitki biliniyordu.

Avrupa ise Amerika’nın keşfinden sonra ilave edilen yeni bitkilerle daha da zenginleşti; bu bitkilere örnek Erytroxylon coca Lam. (koka), Cinchona sucdrubra Pav. (kinin ağacı), Theobroma cacao L. (kakao ağacı), Hydrastis canadensis L. (hidrastis), Polygala senega L. (senega) verilebilir.

Adaçayı

Yeni keşiflerle fitokimyada da hızlı ilerlemeler kaydedilmiştir. 19. yüzyılda tıbbi bitkiler üzerinde önemli ölçüde inceleme yapılmıştır. Bu dönemde ilaç sanayi de gelişmiştir. 1806 yılında afyondan saf morfin alkaloiti elde edilmiş ve morfinin uyuşturucu etkisi keşfedilmiştir. Bu sonuç bitkilerde aktif madde araştırmalarını teşvik etmiş, kısa zamanda striknin, veratrin ve kinin alkaloitleri, 19. yüzyılın ortalarındaysa bitkilerden diğer aktif maddeler (glikozitler, saponinler, reçineler vs.) izole edilmiştir.

Lavanta (1)

Tıbbi Bitkilerin Sınıflandırılması:

1. Alfabetik Sınıflandırma: Alfabetik sınıflandırma tıbbi bitkilerin Latince veya herhangi bir dildeki isimlerine göre yapılan sınıflandırma olup genellikle ansiklopedi ve tanıtıcı kitaplarda kullanılır.

2. Morfolojik Sınıflandırma: Morfolojik sınıflandırma tıbbi bitkilerin kullanılan kısımlarına göre yapılan sınıflandırma şeklidir. Bu sınıflandırma tıbbi bitkilerin ticaretinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda yetiştiricilik açısından da önemli bir sınıflandırmadır.

3. Botanik (taksonomik) Sınıflandırma: Bitkilerin takım, familya, cins ve türlerine göre yapıla bir sınıflandırma olup bitkilerin tanınması açısından önemli bir sınıflandırma şeklidir. Farmakopik botanikte bu sınıflandırma kullanılır.

Farmakope: Tıbbi ilaçların dozları, formülleri ve kullanımlarını içeren listelere ait bilgilerin bulunduğu kitap.

4. Kimyasal Sınıflandırma: Bitkilerin bünyesinde bulunan etkili maddelerin yapılarına göre olan sınıflandırma şekli olup bu sınıflandırma şekli daha çok farmakognozide kullanılır.

Farmakognozi: Biyolojik kökenli ilaç hammaddelerini botanik (makroskobik ve mikroskobik) ve kimyasal (etken maddeleri) açıdan tanımlayan ve bu maddelerin hazırlanması, tarihi, ticareti, saklanması, kullanılışı ve kontrolü hakkında bilgi veren bilim dalı.

5. Farmakolojik sınıflandırma: Bitkilerin bünyesinde bulunan maddelerin etki mekanizmalarına göre yapılan sınıflandırma şeklidir.

6. Farmakimyasal sınıflandırma: İki sınıflandırma şeklinin birleştirilmiş hali olup bu sınıflandırmada droglar farmakolojik etkilerine göre ana gruba kimyasal etkilerine göre de alt gruba ayrılır. Bu sınıflandırmalar dışında yetiştiricilik yönünden, iklim isteklerine göre tropik, subtropik ve mutedil iklimlerde yetişen bitkiler şeklinde ayrıca faydalanma yönlerine göre ve çoğaltma şekillerine göre de bitkilere sınıflandırma yapılır.

Limonlu Su

Bitkisel ilaç şekillerini şu şekilde sıralayabiliriz:

– Tıbbi çaylar

– Galenik Preparatlar: Ekstre, eliksir (tatlı bir sıvı), pomat, tentür (bitkilerin kök, gövde, çiçek, yaprak veya dallarının, bitkisel alkol, sirke veya su ile karıştırılmasından elde edilir), alkola, hidrola (damıtma-su buharı ile elde edilir).

– Hazır ilaçlar: Krem, yağ, gargara, losyon, şurup, enjeksiyon, kompres, yakı, bitki özü, şampuan, toz, lapa, parfüm, lavman, banyo, sargı, süt, tütsü

Bitkilerin tedavi edici etkisi, miktarına, verilme şekline, kullananın fiziksel yapısına, bitkiye tepkisine vs. bağlıdır. Bitkisel droglarla (ilaç yapımında kullanılan biyolojik, inorganik veya sentetik, tedavi özelliği olan ham madde) hazırlanan ilaçlardan mucize etki beklenmemelidir. Tıbbi bitkilerin tedavi edici etkileri yavaş fakat kalıcıdır. Beklenen fayda için tedaviye uzun süre (3-4 hafta) devam etmek gerekir. Drogların kullanılmasında en yaygın usul “infüzyon” (demleme) yöntemidir. Çiçek ve ince yaprak taşıyan droglar, infüzyon yöntemiyle her defa taze olarak hazırlanmalıdır. Kök, kabuk, sert meyve ve tohum drogları “dekoksiyon” (kaynatma) yöntemiyle hazırlanmalıdır.

Fitoterapi 2

Bitkilerle tedaviden iyi sonuç alınması şu faktörlere bağlıdır:

1. Doğru bitkinin, doğru zamanda toplanmış olması, doğru kısmının kullanılması,

2. Taze kullanılacak bitkinin çürümeden kullanılması, kurutulacak veya işlemden geçirilecekse bunun uygun şekilde yapılması,

3. İlacın doğru yöntemle, doğru şekilde ve uygun miktar hammadde kullanılarak hazırlanması ve doğru dozda alınması,

4. O bitkisel ürünün ilaç hazırlamaya uygun miktar ve doğru bitki kimyasalını içermesi,

5. O bitkisel ürün ile ilgili bilimsel literatürün uzmanlarca doğru okunması, değerlendirilmesi ve doğru tıbbi tavsiyenin alınması.

Karabaşı Otu

Bitkisel ilaçlar, sentetik ilaçlarda olduğu gibi aynı kanıt değerlendirme derecelerine göre değerlendirilmektedir.

A (Kanıt Seviyeleri Ia , Ib) : Özgül endikasyonda en az bir adet randomize kontrollü çalışma.

B (Kanıt seviyeleri IIa , IIb , III) : İyi tasarlanmış açık birçok klinik çalışma.

C (Kanıt seviyesi IV) : Eksperler komitesi raporunun ve sağlık otoritesi onayının varlığı.

Fitoterapi 3

Bitki esaslı ilaçlara bu kadar çok ilgi olmasının sebeplerinden biri de birden fazla etkiye sahip olmalarıdır. Kalp-damar hastalıklarından soğuk algınlığına, hazmı düzenleyen tesirlerinden kansızlığa ve “önce sağlık” ve “kendi doktorun kendin ol” anlayışı insanlara cazip gelmektedir. Bitkilerin, sentetiklere göre yan etkilerinin olmaması ya da az olması, sentetik ilaçların çok pahalı olması, Tedaviye yeni giren sentetik bileşiklerin bazılarında tehlikeli yan etkilerin görülmesi, bitkilerin ise uzun zamandır kullanıldıklarından yan etkilerinin iyi bilinmesi, bu eğilimi artırmıştır.

Fitoterapi 4

Son dönemlerde bitkilere duyulan yoğun ilgiye, tıp camiası şüphe ve endişe ile bakmaktadır. Bunun çeşitli sebepleri vardır. Tıp Fakültelerinin eğitim programlarında bitkilerle tedaviyi içine alan bir dersin olmaması en önemli nedenler arasındadır. Avrupa (bilhassa, bitkisel ilaç endüstrisinin gelişmiş olduğu Almanya’da) ve ABD’de hiç olmazsa alternatif ve tamamlayıcı tıp adı altında bu eğitim verilmektedir. Ayrıca Almanya, Fransa ve İsviçre’de doktorların %80’i bitkisel ilaçları düzenli olarak reçetelerine yazmakta, Almanya’da bitkisel ilaçların %80’i eczanelerde hazırlanmakta ve %42’si reçeteli ilaçlar sınıfına girmektedir.

Oysa ülkemizde doktorlarımız, kökenini bilerek veya bilmeyerek reçetelerine yazdıkları pek çok ilaç hammaddeleri (morfin, kodein, papaverin, kinin, kinidin, atropin, hiyosin, digitoksin, digoksin, sennozit, rezerpin, vinkristin, vinblastin, mentol, timol, ökaliptol, ginkgo ve ginseng ekstresi vb. gibi) bitkilerden elde edilmektedir. Hastaların doktorlara danışmadan bitkisel ürünleri kullanmaları ne kadar yanlış ise, doktorların da bu konuda hastalarını yalnız bırakmaları o kadar yanlıştır.

Kadife Çiçeği

Ülkemizde bitkisel droglar kontrolsüz bir şekilde ilaç olarak kullanılmaktadır. Eczacılar tıbbi bitkiler ve bitkisel ilaçlar konusunda üniversite eğitimi almış tek meslek grubudur ve tedavide kullanımı amaçlayan her türlü tıbbi bitkisel ürün, ilaç, tıbbi çay gıda takviyesi, sadece eczanelerde satılmalıdır.

Tedavide kullanılması önerilen bitkiler Avrupa Farmakope’sinde kayıtlıdır. Eczacıların temel başvuru kitabı olan farmakopedeki standartlar sentetik ve doğal ilaç hammaddelerinin kalite sınırlarını belirlemektedir. Bilimsel temele dayanan ve yararları kanıtlanmış fitoterapötiklerin tedavide uygun bir yer almasının sağlanması eczacıların olduğu kadar, doktorlarında kolektif gayretlerine gereksinim vardır. Bu durum ülkemizde fitoterapinin yani bitkilerle tedavinin geleceğini belirleyecek bir kıstas niteliğindedir.

Fitoterapi 5

Üzerinde yeterli toksisite testleri ve klinik deneyler yapılmamış veya halk arasında güvenli ve etkili kullanımı uzun süredir bilinmeyen bitkiler tedavi amacıyla kullanılmamalıdır. Zira yanlış bitki kullanımı istenmeyen durumlara yol açabilir.

27 Mayıs 2004 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5179 numaralı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ile Türkiye’de süpermarket ve aktarlarda satılan bitkisel ilaçlar artık yalnızca eczanelerde satılmaktadır. Bu preparatların ruhsatlandırılması, Tarım Ve Köy İşleri Bakanlığı’ndan Sağlık Bakanlığı’na devredildi. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, diğer ilaçlarla ilgili yönetmelik, genelge ve denetimleri bu ilaçlar için de uygulamaktadır.

Kaynak
Bitkisel Ürünler Danışma Ve Araştırma Polikliniği-Fitoterapi nedir?Fitoterapi: Bitkilerle Tedaviye Dikkat (!) Fitothrapy: Herbal Medicine, Attetion of in Primary Health CareAdnan Menderes Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Araştırma ve Uygulama Merkezi, FitoterapiDünyada Fitoterapi Uygulamaları Ve Türkiye’nin OlanaklarıGenel Tıbbi BitkilerBitkilerle Tedavi Sempozyumu, 5-6 Haziran 2010 Zeytinburnu


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir