Menu

Müzik Eğitiminin Çocukların Zeka Gelişimine Katkıları



Dilimizde günlük hayatta yaygın olarak kullandığımız müzik ruhun gıdasıdır söylemine ek olarak, müzik zekanın da gıdasıdır diyebiliriz.

Uzmanların yaptıkları incelemeler göstermiştir ki, anne karnında müzik dinletilmeye başlanan bir bebek özellikle klasik müzik dinletildiğinde hem gebelik sürecinde hem de doğum sonrası süreçte ruh sağlığı bakımından daha sakin bir görüntü çizmektedir.

Henry Jules Jean Geoffroy, Bastille Day

Henry Jules Jean Geoffroy, Bastille Day

İsviçreli ünlü psikolog Jean Piaget’in ortaya koyduğu bilişsel gelişim evrelerinde, özellikle 2-7 yaş ve 7-12 yaş arasındaki süreç çocuklarda zeka gelişiminin en hız kazandığı evreler olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle bu dönemlerde müzik eğitimi alan çocukların şu becerileri kazandığı gözlenmiştir:

  • Uzun süreli yoğunlaşma ve dikkat
  • Karışık sembolleri okuma ve algılama
  • Uzun müzik cümlelerini ezberleme ve hafızada tutabilme
  • Müzik kurallarının algılanması
  • Müzik kalıplarını öğrenebilme
  • Farklı müzik türlerini birbirinden ayırt edebilme

Henry Jules Jean Geoffroy, A Difficult Exercise

Henry Jules Jean Geoffroy, A Difficult Exercise

Uzmanlar müziğin çocuk gelişimi üzerindeki etkisini uzun süredir incelemektedirler. Bu alandaki ilk çalışma, Mozart Etkisi adını taşıyan bir deneydir. 14 Ekim 1993 yılında Nature Dergisi’nde de yayımlanan bu araştırma kısa sürede popüler olmuş ve toplumda etkilerini hemen göstermiştir. Araştırma klasik müzik – IQ ilişkisi üzerine kurulmuştur. Yapılan deneyde 36 lise öğrencisine belli bir süre, her gün 10 dakika boyunca Mozart’ın iki piyano için yazdığı re majör sonat dinletilmiş ve deney sonucunda çocukların IQ’larında bir artış görülmüştür. Aynı gruba dinletilen new age ve dans müziği ise Mozart’ın yarattığı etkiyi yaratmamıştır.

Mozart Etkisi deneyini gerçekleştiren Amerikalı bilim insanları, Kaliforniya’daki Irvine Üniversitesi’nin Öğrenme ve Hafıza Nörobiyolojisi Bölümü’nde görev alan fizikçi Gordon L. Shaw ve Wisconsin Üniversitesi’nden psikolog Frances H. Rauscher, okul öncesi çocukların beyninin tıpkı bir plastik gibi olduğunu ve erken yaşlarda verilecek birtakım eğitimlerle beyinlerinin şekillendirilip beslenmesinin mümkün olduğunu savunmuşlardır. Onlara göre müzik aleti çalmak, özellikle piyano, beyin ve beden arasındaki bağlantıyı kurması, hem ruha hem de fiziğe etki etmesiyle bu yöntemin en etkili aracı olarak ortaya çıkmıştır.

Henry Jules Jean Geoffroy, Leaving The Class, 1888

Henry Jules Jean Geoffroy, Leaving The Class, 1888

Shaw ve Rauscher’in bir diğer araştırmasına göre, okul öncesi çocuklara piyano dersi vermek, çocukların fen ve matematikte üstün özellikler göstermelerinde gerekli olan zihinsel yapıyı olgunlaştırmanın en etkili yolu olmuştur. Shaw ve Rauscher, bu bulguya 78 anaokulu çocuklarının üzerinde yaptıkları deney ile vardılar. 3-4 yaşlarında, ailelerinin sosyoekonomik ve kültürel yapıları ve gittikleri anaokulları denk olacak şekilde seçilen 78 çocuk dört gruba ayrıldı. Birinci gruba şan ve piyano dersi, ikinci gruba sadece şan dersi, üçüncü gruba bilgisayar dersi verilirken, dördüncü gruptakilere hiçbir şey öğretilmedi. Çocuklar haftada iki kez 15’er dakikalık piyano dersi alıyordu, her çocuğun eşit süreyle ders almasına da dikkat ediliyordu. Sekiz ay boyunca diğer grupların da çalışmaları sürdü. Bu eğitimin ardından 78 çocuğa zeka testi uygulandığında çıkan sonuç araştırmacılar için pek de sürpriz olmamıştı. Piyano grubundaki çocukların zekasındaki artış diğer gruptakilere fark atmaktaydı.

Henry Jules Jean Geoffroy, Class Is Over, 1879

Henry Jules Jean Geoffroy, Class Is Over, 1879

Çocuklara deneyin başlangıcında zeka testi uygulanmıştı. Sekiz ayın sonunda diğer gruplardaki çocukların zekalarında önemli bir gelişme kaydedilmezken, piyano dersi alan gruptakilerin IQ’larında yüzde 46’lık bir gelişme görüldü. Bütün çocuklar bu ölçüm için beş ayrı teste tabi tutulmuştu. Bu testler, yapboz birleştirmek, gösterilen desenleri yapmak, geometrik şekilleri tanımak, nesnelerin doğru renklerini ve resimlerdeki hataları bulmaktan ibaretti. Dr. Shaw ve Dr. Rauscher, ilk araştırmalarında bulguladıkları Mozart dinlemenin birkaç saat süren etkisinin aksine, piyano eğitiminin etkisinin hayat boyu süreceğini savunmaktalar. Deney, 3-4 yaşlarındaki çocuklar üzerinde yapılmış olsa da, 12 yaşına kadar alınan piyano derslerinin etkili olacağını da bulgularına ekliyorlar. Bunu da şöyle açıklamaktalar:

“Müzik de tıpkı matematik ya da satranç gibi yüksek beyin fonksiyonları gerektiren bir uğraş. Bu alanlar, aynı zamanda iyi gelişmiş spatial zekanın da temelini atıyor (görsel dünyayı algılayabilme, nesnelerin görüntülerini zihinde oluşturabilme ve bunların farklılıklarını kavrama yetisi).”

İki araştırmacı çocukların yoğrulmaya hazır beyinlerinin bağlantılar kurmak için şekil değiştirmeye müsait olduğunu anlatıyor. Piyano dersleri sinirleri eğiterek beynin korteksindeki algısal gelişmeyi sağlıyor.

Henry Jules Jean Geoffroy, School Days, 1893

Henry Jules Jean Geoffroy, School Days, 1893

66 çocuk üzerinde yapılan bir başka çalışmada, önce bütün çocuklara Stanford-Binet zeka testi ile müzik testi uygulandı. Sonra deney grubundaki öğrenciler, 30 hafta boyunca haftada 75 dakika müzik eğitimi aldılar. Sonunda müzik eğitimi alan çocukların düşünme ve üretici-bilimsel düşünme testlerindeki başarılarında belirgin artış gözlendi. Kelime ile alakalı zeka testlerinde ise her iki grupta da önemli bir farklılık bulunamadı. Müzik eğitimi alan çocuklarda standart zeka testlerinde başarı yüzdesi %50’den %87’ye çıkarken, müzik eğitimi almayan çocuklarda bu başarı %78 seviyesinde kalmıştır.

Kanadalı araştırmacı, müzisyen E. Glenn Schellenberg, 2006 yılında müzik ve zeka ilişkisi ile ilgili Kanada’daki okullarda çocuklar üzerinde iki farklı grup oluşturarak yaptığı deneyde, müzik dersi alan çocukların IQ testi puanlarının almayanlara göre oldukça yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Müziğin özellikle matematik, zeka ve dünyayı algılama yetilerindeki olumlu etkilerini gözlemlemiştir. Schellenberg deneyinde, müzik derslerinin soyut zekayı geliştiren, çalışan hafıza, işlem hızı ve algısal organizasyon gibi beceriler kazandırdığı bulgusuna varmıştır.

Henry Jules Jean Geoffroy, Out of the Game

Henry Jules Jean Geoffroy, Out of the Game

Müziğin çocuk üzerindeki yararlarını destekleyen çalışmaları ise şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Algısal – Zamansal IQ: Araştırmalara göre, piyano dersi verilen çocuklar, özellikle matematiksel mantık alanlarında müzik eğitimi alanların, bilgisayar dersi veya hiçbir ders almayanlara oranla başarılı oldukları gözlemlenmiştir.
  • Daha yüksek notlar: 1988’de Washington DC’de National Education Longitudinal Study, müzik dersi alanların müzik dersi almayanlara oranla daha iyi not aldıklarını tespit etmiştir.
  • Daha iyi okuma becerileri: İskoçya’da yapılan bir çalışmaya göre, müzik dersi alan ilkokul öğrencileri ve tartışma taktikleri eğitimi alan öğrenciler kıyaslandığında, müzik dersi alanların diğer gruba oranla okuma becerilerinde gözle görülür bir artış olduğu tespit edilmiştir.
  • Daha az suç oranı: Ortaöğretimde okuyan ve orkestra veya bandoda yer alan öğrencilerin, diğer öğrencilere oranla uyarıcı madde veya alkol tüketimlerinin çok daha az olduğu gözlemlenmiştir.
  • Daha iyi organizasyon becerileri: Aldıkları müzik eğitimlerine paralel olarak, ritim becerileri olan öğrencilerin diğerlerine oranla günlük hayatlarında daha iyi plan yaptıkları, daha hızlı organize oldukları ve süreçleri daha iyi takip ettikleri yapılan çalışmalarda ispatlanmıştır.
  • Daha iyi problem çözme becerileri: Karmaşık ritimleri çalabilen öğrencilerin, akademik ve fiziksel durumlarda daha hızlı ve daha doğru tepkiler verdikleri, dolayısıyla ortaya çıkabilecek problemleri daha kolay çözebildikleri tespit edilmiştir.
  • Daha az kaygı: Müzik öğrencilerinin kaygı testlerinde daha az kaygı oranları olduğu ve gerçek hayatlarında kaygı ile ilintili davranışları daha az yaptıkları yargısına varılmıştır.
  • Geniş bakış açısı: Müzik eğitiminin temel özellikleri çocuklara yaşamı yorumlamada geniş vizyon kazandırmaktadır. Örneğin, müzik aleti çalan bir çocuk enerjisini olumlu bir yöne yoğunlaştırabilir. Şarkı söyleyen çocuk ise sesini kullanmayı öğrendiği gibi bilmediği şarkı sözlerini öğrenmeyi de başarmakta ve sesin üzerindeki kontrolünü arttırmaktadır.
  • Olumlu ruhsal gelişim: Müzik eğitimi çocuklara iyiyi, doğruyu aşılamada araç olarak kullanılabilir; çünkü müzik yoluyla ruhsal doyum sağlayan çocukların ruhsal gelişimleri açısından daha sağlıklı bir kişilik yapısı kazanma olasılıkları daha fazladır.
  • Yaratıcılık: Müzik çocuğun hayal gücünü ve yaratıcılığını desteklemektedir. Müziğin hayal gücü ve yaratıcılık üzerindeki etkilerini araştıran deneyler göstermiştir ki, klasikten modern döneme kadar çeşitli müzik türlerinin çocuklara dinletilerek ve onlara aynı anda resim yaptırılarak uygulanan testlerde, müzik dinleyen çocukların dinlemeyenlere oranla daha renkli ve daha karakteristik çizimler yaptıkları gözlemlenmiştir.
  • Kültürel birikim: Müzik eğitimi çocuğa başka dillerin, kültürlerin ve dünyaların kapılarını açmaktadır. Müzik evrensel bir dil olması sebebiyle, çocuklara farklı kültürleri tanıtır.
  • Sosyal gelişim: Okul öncesi dönemde müzik eğitimi, çeşitli müzik etkinliklerinde yer almasını sağlaması bakımından çocuğu sosyalleştirecektir.
  • Psikomotor gelişim: Özellikle müzik aleti çalan çocukların büyük ve küçük kas gelişimleri desteklenir. Enstrümanlar çocukların psikomotor gelişimlerinde önemli olan koordinasyon, güç, tepki hızı gibi kavramların gelişimine yardımcı olmaktadır. Çocuğun müziğe vücut hareketleriyle tepki vermesi, müziğe uygun dans figürleri oluşturmaya çalışması, müziğe sesiyle eşlik ederek sesini tanıması bilişsel ve psikomotor gelişimine katkı sağlamaktadır.

Kaynak
Müzik Eğitiminin Çocuk Zekasına Etkileri


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir