Menu

Ünlü Ressamların Hayatını Konu Alan 10 Harika Film



Van Gogh, Pablo Picasso, Frida Kahlo başta olmak üzere dünyaca ünlü ressamların yaşamlarını konu alan filmleri derledik.

1. Modigliani, 2004

“Bir senin gözlerin var zaten daha yok
Ya bu başını alıp gidiş boynundaki
Modigliani oğlu Modigliani..”

modigliani

Karısı Jeanne Hébuterne, 1918

Cemal Süreya’nın Aslan Heykelleri şiirine konu olan İtalyan ressam Amedeo Clemente Modigliani’nin (1884-1920) yoksulluğu, giyimi, kadın sevgisi, yarattığı eserler, aşkları, hatta sanatını gölgeleyebilecek trajik yaşam öyküsü anlatılıyor filmde. Filmde ışığın ve hüznün ressamı Modigliani’ye tutkuyla aşık karısı Jeanne’e ve birbirlerine düşman ama bir o kadar da birbirlerine hayran Picasso’yla ilişkileri çok etkileyici sahnelerle anlatılıyor.

Yönetmen: Mick Davis, Oyuncular: Andy Garcia, Elsa Zylberstein, Omid Djalili

2. Lust For Life (Ölmeyen İnsanlar), 1956

Van Gogh’un (1853-1890) bir din adamından, tutkulu bir ressama dönüşme sürecini oldukça başarılı işleyen film, renkleri ve çerçeveleriyle de Van Gogh’un dünyasına girmeyi başarıyor. Yoksulluk ve yalnızlık içinde geçen bir ömür ve gittikçe artan nöbetlerin esaretinde hayata resimle anlam kazandıran bir dehanın hikayesi. Van Gogh’un hayatını anlatan başka filmlerde var ama Ölmeyen İnsanlar en başarılısı diyebiliriz. Bunlardan Maurice Pialat’ın yönettiği 1991 yapımlı Van Gogh sanatçının yaşamının son 67 gününü ele alır.

van gogh

The Langlois Bridge at Arles, 1888

Yönetmen: Vincente Minnelli, George Cukor, Oyuncular: Kirk Douglas, Anthony Quinn, James Donald

3. Frida, 2000

Yapımcı Nancy Hardin, 1983’te Hayden Herrera’nın araştırmaya dayalı Frida kitabı ilk çıktığında konuyu beğenip tüm stüdyoları gezmiş. Yıllar sonra Frida’nın 1990’ların başında popülerlik kazanmasıyla beraber, bu konu Hollywood’da ilgi çekici bir hal almaya başlamış ve filmin çekilmesine karar verilmiş. Bu dönem içinde bir Frida hayranı olan Salma Hayek de işin yapım aşamasında devreye girmiş. Film Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun (1907-1954) genç yaşta geçirdiği, dehşet dolu trafik kazasıyla açılıyor. Filmde kocası Diego Rivera ile arasındaki karmaşık ilişki, Leon Trotsky’le arasındaki yasak ve tartışmaya yol açan olaylar, kadınlarla arasındaki romantik ve provokatif karmaşa içinde Frida Kahlo anlatılıyor.

frida

Self Portrait, 1930

Yönetmen: Julie Taymor, Oyuncular: Salma Hayek, Alfred Molina, Ashley Judd

4. Girl With a Pearl Earring (İnci Küpeli Kız), 2003

inci küpeli kız

İnci Küpeli Kız, 1665

Yönetmen: Peter Webber, Oyuncular: Scarlett Johansson, Colin Firth, Tom Wilkinson

Hollandalı ressam Johannes Vermeer’in (1632-1675) İnci Küpeli Kız adlı tablosunda güzel ve soylu genç kız, onu seyredenin gözlerini yakalamak için omuzunun üzerinden masumca bakarken, küpesi odadaki muhteşem ışığı yansıtır. Önceleri resimdeki modelin ressamın kızı Maria olduğu düşünülse de kızın yaşı tablonun yapıldığı dönemle bağdaşmaz. Vermeer’e kimin ilham kaynağı olduğu 17. yüzyıldan bu yana bir sır. Film, yazar Tracy Chevalier’in çok satan İnci Küpeli Kız romanından senaryolaştırıldı. Ama yazar, filmi kitabından farklı buldu. On yedi yaşındaki Griet babasının bir iş kazası sonucu kör kalması nedeniyle ailesini geçindirmek için çalışmak zorunda kalır. Johannes Vermeer’in evine hizmetçi olarak alınır. Kısa sürede ressamın hayranlığını kazanan Griet, Vermeer’in karısının ve ailenin de hedefi olur.

5. Surviving Picasso (Picasso’yla Yaşamak), 1996

picasso

The Dream, 1932

Yönetmen: James Ivory, Oyuncular: Anthony Hopkins, Julianne Moore, Natascha McElhone, Peter Eyre

Senaryo, Picasso’yu terketmeyi başarabilmiş olan tek kadın Françoise Gilot’un anılarından derlenmiş. Françoise Gilot bir sanat öğrencisi iken, ünlü ressam Pablo Picasso’nun (1881-1973) hayatına girer ve birçok resmi için ona esin kaynağı olur. Sanat tarihinin gerçek bir olayından yola çıkan film, geniş kitlelerin beğenisini kazansa da, gerçek resim meraklıları James Ivory’nin yapıtını alabildiğine küçümsediler. Hatta biri şöyle yazdı: “Sanat üzerine hiçbir şey bilmeyen orta yaşlı orta sınıf insanlar için!” Filmde, Pablo Picasso’nun dev egosu, kendini beğenmişliği, dehanın getirdiği hınzır aklı, ressamın sadece sanatla değil, kadınlarla olan sert ilişkileri, zaman zaman onları köleleştiren tavrı Anthony Hopkins’in muhteşem oyunculuğuyla özellikle kadın seyirciyi çok etkiliyor.

6. Nightwatching (Gece Bekçisi), 2007

night watch

The Night Watch (Gece Devriyesi), 1642

Yönetmen: Peter Greenaway, Oyuncular: Martin Freeman, Emily Holmes, Eva Birthistle, Jodhi May

Hollandalı ünlü ressam Rembrandt Harmenszoon van Rijn’in (1606-1669) The Night Watch/Gece Devriyesi olarak da bilinen ünlü tablosundan yola çıkıyor film. “Ben sinemayla uğraşan bir ressamım” diyor yönetmen Peter Greenaway. Gerçekten de bir ressam olarak eğitilmiş olması bir yana, İngiliz yönetmenin filmlerinde en sık rastladığımız referanslar hep resim sanatına dair. Rembrandt’ın 1640 yılında bir sipariş üzerine çizmeye başladığı ve asıl adı YüzbaşıFrans Banninck Cocq’un Milis Birliği olan Gece Devriyesi 1940’larda temizlenene kadar çok karanlık olduğu için bu adla anılagelmiş. Temizlendikten sonra anlaşılmış ki resmin içine gün ışığı sızıyor, yani isim optik bir yanılsamanın sonucu. Yine de hala Gece Devriyesi adıyla anılan bu devasa resmi içinde bir itham gizlendiğini ileri sürüyor yönetmen Greenaway ve tüm film projesini de bu komplo teorisinin üzerine kuruyor.

7. Séraphine, 2008

seraphine

The Large Bouquet, 1907

Yönetmen: Martin Provost, Oyuncular: Yolande Moreau, Ulrich Tukur

Fransa’nın Oscarları olarak kabul edilen César Ödülleri’nde, En İyi Film de dahil olmak üzere 7 dalda ödül kazanan Séraphine, nam-ı diğer ressam Séraphine Louis’in hayat hikayesini ekrana taşıyor. Séraphine, Fransa’nın kırsalında bir temizlikçi olarak yaşar. Çoğu zaman karnını doyurmaya bile para bulamayan Séraphine, buna rağmen elindeki bütün parayı resim malzemelerine harcar. Tüm gün temizlik yaptığı için geceleri uykusundan feragat ederek resim yapabilir. Çevresindekilerin aşağılamalarına ve resimlerini hor görmelerine rağmen, Séraphine sürekli resim yapmaktan geri durmaz. Dönemin en önemli sanat eleştirmenlerden biri olan Wilhelm Uhde’nin Séraphine’i fark etmesi ise ressamın hayatını değiştirir. Diğer naif ressamlar gibi Séraphine de ancak ömrünün son bölümlerinde resimlerinden para kazanmaya başlar. Film, naif ressam Séraphine Louis’in (1864-1942) hayat hikayesini anlattığı gibi, aynı zamanda dönemin önemli sanat eleştirmenlerinden Wilhelm Uhde’nin de hayat hikayesini ve naif resim akımının doğuş serüvenini de anlatır. Yönetmen Martin Provost, Séraphine’in trajik hayat hikayesini ekrana taşırken, bir yandan ressamın hayat hikayesini olabildiğince gerçekçi bir şekilde sunuyor, diğer yandan da estetik çerçevelemelerinin içini insanı saran bir duygusallıkla dolduruyor.

8. Klimt, 2006

kiss

The Kiss, 1907-1908

Yönetmen: Raoul Ruiz, Oyuncular: John Malkovich, Veronica Ferres, Saffron Burrows

Şilili yönetmen Raoul Ruiz, Klimt’te Avusturyalı ressam Gustav Klimt’in (1862-1918) hayatını anlatıyor. Gustav Klimt, aslında ilk olarak süslemecilik sanatı aracılığıyla resimle tanışıyor. Gençliğinde kardeşi ve bir arkadaşıyla beraber kurdukları grup Viyana’da pek çok önemli yerin süslemesini yapıyor ve Klimt bu sayede ülkede ün yapıyor. Film, bu kısımlara hiç değinmiyor ve Klimt’i 1900’lerin başında Paris’te açmış olduğu fuar vasıtasıyla izleyicilere tanıtıyor. Klimt’in sanatındaki gelişim ve ailesinin ona etkilerinden hiç bahsedilmiyor. Oysa, Klimt’in sanatında kardeşi Ernst Klimt’in de büyük etkisi var. Paris ve Viyana arasında Klimt’le birlikte mekik dokuyan film, Klimt dışında dönemin ve sinema tarihinin en önemli isimlerinden Georges Méliès’i de ekrana taşıyor. 1900’lerin başında yeni bir akımın, Sezession akımının en büyük temsilcilerinden olan Klimt, süslemecilik ve resmin tuhaf bir kolajını dener ve çok ses getirir. Klimt, daha çok kadın bedenini konu alır. Modellerinin neredeyse tamamı hayat kadınlarından oluşur.

9. Love Is The Devil (Aşk Şeytandır), 1998

bacon

Portrait of Lucian Freud on Orange Couch, 1965

Yönetmen: John Maybury, Oyuncular: Derek Jacobi, Daniel Craig, Tilda Swinton, Anne Lambton, Adrian Scarborough

20. yüzyılın en büyük İngiliz ressamı olarak kabul edilen, dünya sanatında figüratif ekspresyonizm akımının en önemli isimlerinden Francis Bacon’un (1909-1992) sıradışı hayatını anlatan film, parlak bir sanatçı ile onun aşığı ve aynı zamanda (en tanınmış bazı resimlerinin) ilham perisiyle olan son derece karmaşık ilişki, sanatın, aşkın ve cinselliğin tehlikeli bir biçimde kesiştiği alanı gözler önüne seriyor. Bacon’un eserleri, varoluşçuluk düşünce sisteminin derin izlerini taşır, çok nadir istisnalar haricinde, ümitsizliği ve insanoğlunun kötü ruhluluğunu resmeder.

10. Big Eyes (Büyük Gözler), 2014

big eyes

Beach Bums II, 1997

Yönetmen: Tim Burton, Oyuncular: Amy Adams, Christoph Waltz, Krysten Ritter

Big Eyes, 1927 doğumlu büyük gözlü çocuk resimleri çizmekle ünlü Amerikalı sanatçı Margaret Keane’nin hayatını anlatır. Film 1950’lerde başlıyor. Kendi halinde bir ev kadını olan Margaret, eşinden ayrıldıktan sonra küçük kızıyla birlikte San Francisco’da kendine yeni bir gelecek arıyor. Resim konusunda yetenekli olan ve sürekli büyük gözlere sahip çocuk portreleri çizen genç kadının, manzara ressamı Walter Keane’le tanışması bir anlamda kaderini değiştiriyor. Hayat ve sanat arkadaşlığı derken Walter’ın ticari zekasıyla Margaret’in resimleri ülkenin en önemli görsel ifadelerinden biri oluyor. Ne var ki bu denklemde eşitlik, ancak bir erkeğin kanatları altında varolabileceğine inanan kadın ressamın aleyhine sürekli bozuluyor. Film, entelektüel donanımdan yoksun, saf bir yetenekle yoluna devam eden Margaret Keane’in öyküsünü alabildiğine yalın anlatıyor. Keane’nin resimlerinde ilk olarak çocukların kocaman gözleri farkedilirken, eserleri sevinç gözyaşları, mutluluk gözyaşları olarak tanımlanmıştır. Çocukların gözlerinde kendi derin duygularının ifadesini gördüğünü söyleyen Margaret, “Gözler ruhun penceresidir” demiştir.

Kaynak
beyazperde.com, sinemalar.com, yedincigemi.com


Facebook Yorumları

1 Yorum
  1. fatih 26/09/2016 / Cevapla

fatih için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir