Menu

İzlemeniz Gereken 13 Japon Filmi



Japon Sineması denince akla gelen önemli Japon filmlerini derledik.

1. Rashômon (Rashomon), 1950

Yönetmen: Akira Kurosawa, Oyuncular: Toshiro Mifune, Takashi Shimura, Masayuki Mori, Minoru Chiaki, Daisuke Kato

Akira Kurosawa, Japonya’nın en büyük yönetmeni olarak anılır. Batıda en çok tanınan Japon sinemacı odur. Onun en önemli yapımlarından birisi olan Rashomon, yalan ile gerçek arasındaki farkı çarpıcı bir dille anlatır. Rashomon kelime anlamı olarak kale kapısı, şehir kapısı veya hisar kapısı anlamına gelmektedir. Japon kısa hikayeciliğinin en önemli isimlerinden biri olan Ryūnosuke Akutagawa’nın iki kısa hikayesinden uyarlanan yapımın senaryosu ve kurgusu yine Kurosawa’ya aittir.

rashomon

Bir haydut, öldürülen bir adam, bir gezgin ve saldırıya uğramış bir kadının ağzından dinleriz hikayeyi. Aynı olayı farklı şekillerde anlatırlar, ama sadece bir tanesi doğruyu söylemektedir. Filmde geçen bir söz ise bize durumu kısaca anlatmaktadır: “İnsanlar kötü şeyleri unutmak ve yalan da olsa iyi şeylere inanmak ister. Böylesi daha zahmetsizdir.”

Resim eğitimi alıp bir süre ressamlık yapan Kurosawa’nın etkilendiği ressamlar arasında Cézanne de bulunmaktadır. Filmlerindeki görsel ihtişamı, sürdüremediği resim kariyerine borçlu olduğu söylenebilir. Resim yeteneğini filmlerinin ön hazırlık aşamasında çizdiği eskizlerde kullanmıştır. Film, 1951 Venedik Film Festivali’nde En İyi Film (Altın Aslan), En İyi Yabancı Film Oscarı’nı alır.

2. Ugetsu Monogatari (Yağmurdan Sonraki Soluk ve Gümüş Ayın Öyküleri), 1953

Yönetmen: Kenji Mizoguchi, Senaristler: Matsutarô Kawaguchi, Hisakazu Tsuji, Akinari Ueda, Oyuncular: Masayuki Mori, Machiko Kyô, Kinuyo Tanaka

Film, Ueda Akinari’nin aynı adlı hikayesinden uyarlanır ve döneminin en önemli Japon yapımı olarak görülür. İç Savaş döneminde bir taraftan otoritesizliğin karmaşası ve baskısı, diğer taraftan sosyal ve ekonomik güçlüklerin getirdiği baskılar arasında sıkışıp kalmış komşu iki aileyi anlatır. Film, Japon hikaye anlatım ve resim geleneğinin sinemaya aktarılmış hali gibidir. Japon inanışında ve kültüründe önemli bir yer tutan, bazı doğaüstü olayları ve zengin hayal dünyasını bu filmde fazlasıyla buluruz. Filmde, yönetmenin hayatının da etkileri olduğu söylenebilir. Yoksulluk içinde büyüyen Mizoguchi, babasının işini batırmasına, ardından babasının kız kardeşine tecavüz etmesine ve yine kız kardeşinin hayat kadını olmasına şahitlik eder. Sonradan kız kardeşinin maddi desteği sayesinde sinemaya adım atar.

Ugetsu Monogatari

3. Tôkyô Monogatari (Tokyo Hikayesi), 1953

Yönetmen: Yasujirô Ozu, Oyuncular: Setsuko Hara, Chishu Ryu, Chieko Higashiyama, Haruko Sugimura, Eijirô Tono

Tokyo Hikayesi, kırsalda yaşayan yaşlı bir anne babanın, Tokyo’da yaşayan çocuklarını ziyaretlerini anlatır. Yaşlı çift çocuklarını görme fırsatı buldukları için çok mutlulardır. Onların iş güç sahibi olup evlerini kurmuş olmaları onlar için bir gurur kaynağıdır. Büyük bir heyecan içerisindedirler, ancak çocukları o kadar yoğundur ki, doğru düzgün beraber vakit geçiremezler. Şehir hayatının telaşından kurtulamayan çocuklar, anne babalarını ağırlamaktan çok, içten içe onların bir an önce gitmelerini isterler. Yaşlı çiftle bir tek kaybettikleri oğullarının eşi ilgilenir, işinden izin alıp onlarla vakit geçirir. Gelin, insanlığa karşı duyduğu umudun simgesidir Ozu’da. Ozu, çocukları kötü yansıtmaz izleyiciye, onların hayırsız evlatlar olduklarını işlemez filminde. Aile olgusundaki bu kopmalar sanki bireylerden bağımsızdır.

Tokyo Monogatari

Yasujirô Ozu, Japon Sineması’nın Akira Kurosawa, Kenji Mizoguchi ile özgün bir Japon Sineması oluşturan 3 yönetmeninden biridir. Sade anlatımı seven Ozu, şiirsel üslubuyla da dikkat çeker, filmde bize o yıllardaki Japon kültürünü gösterir.

4. Shichinin No Samurai (Yedi Samuray), 1954

Yönetmen: Akira Kurosawa, Oyuncular: Toshiro Mifune, Takashi Shimura, Eijirô Tono, Bokuzen Hidari, Yoshio Inaba

Akira Kurosawa, Binbir Gece Masalları’ndaki Ali Baba ve Kırk Haramiler öyküsü gibi esin kaynaklarına dayanan filmi ile iki Oscar adaylığına, üç İngiliz Film Akademisi Ödülü adaylığına, Venedik Film Festivali’nde Gümüş Aslan Ödülü’ne ulaşır. Kurosawa başyapıtı Yedi Samuray’da beyazperdeye aktardığı, beş parasız köylüleri çapulculardan korumak için hayatlarını hiçe sayan yedi korkusuz savaşçının hikayesi, sonraları birçok sinemacıyı derinden etkiler. Üç saati geçen uzunluğuna rağmen, özellikle savaş ve aksiyon sahneleri ile bir yandan da anlattığı hikayenin bütünlüğünden ve sinematografik kaliteden ödün vermeyen bir başyapıttır. Kurosawa’nın samuray tutkusu, bu filmle sınırlı kalmaz, özellikle 1961 yapımı Yojimbo (1961) ile samurayların dünyasında kusursuz gezintilere çıkarır bizleri.

Shichinin No Samurai

5. Ningen no jōken (İnsan Manzaraları Üçlemesi)

Yönetmen: Masaki Kobayashi, Oyuncular: Tatsuya Nakadai, Michiyo Aratama, Chikage Awashima, Ineko Arima, Keiji Sada

1. No Greater Love (Büyük Aşk Yok), 1959
2. Road to Eternity (Sonsuzluğa Giden Yol), 1959
3. A Soldier’s Prayer (Bir Askerin Duası), 1961

Film, Junpei Gomikawa’nın 6 ciltlik otobiyografik romanından uyarlanır. Masaki Kobayashi’nin yaklaşık 1o saat süren üçlemesi, savaşın yıkıcı, vahşi yanını gerçekçi bir bakışla Kaji karakteri üzerinden anlatır. Yönetmen, kendi toplumuna özeleştiride bulunurken, militarizme karşı lafını esirgemez. Başrol oyuncusu Tatsuya Nakadai’nın oyunculuğu da çok etkileyici. Savaş karşıtlığını işleyen filmde, abartısız diyaloglar, çekimler, oyunculuklar filmin dönemine göre son derece başarılı. Filmde de tek kişi de olsa inandığı doğrular uğruna çok şeyi değiştirebileceğine şahit oluruz. Film, Japon tarihi ve Japonya’nın savaşa olan yaklaşımı hakkında da doyurucu içeriklere sahip.

Ningen no joken

6. Suna no Onna (Kumların Kadını), 1964

Yönetmen: Hiroshi Teshigahara, Oyuncular: Kyôko Kishida, Eiji Okada, Koji Mitsui, Hiroko Ito, Sen Yano

Kōbō Abe’nin 1962 tarihli aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan film, 1964 yılında Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazanır. Filmde, çölde böcek avına çıkmış bir böcek uzmanı, otobüsünü kaçırınca çölde karşılaştığı köylüler köyde bir evde kalması için ikna ederler onu ve bir kum çukurunda ahşap, derme çatma kulübesinde yalnız yaşayan dul bir kadının evine bırakırlar. Sabah, çukura inmek için kullanılan merdivenin ortadan kaybolmasıyla kendisine komplo kurulduğunu anlayan Niki Jumpei (adını çok sonra öğreniyoruz), kadının tutsağı olur. Niki iki seçenekle karşı karşıya kalıyor: Ya her gece kadının yaptığı gibi kumları küreyecek ve bu kumlar köylüler tarafından satılacak ya da kumlar arasında boğulacaktır. Teshigahara, gerçekçilikten ödün vermiyor, ama öte yandan kabusvari bir atmosfer de kurarak karakterlerinin ruh halini hissetmemizi sağlıyor. Siyah-beyaz görüntüleri, baştan sona sizi etkisi altına alan müzik çalışması ve izledikten sonra uzun uzun düşündüren hikayesiyle çok özel ve bir o kadar da tuhaf bir film.

Suna no Onna

7. Shinjû: Ten no Amijima (Zurna Resitali), 1969

Yönetmen: Masahiro Shinoda, Oyuncular: Kichiemon Nakamura, Shima Iwashita, Shizue Kawarazaki

Japon Yeni Dalgası’nın ilk akla gelen klasiklerindendir. Filmin hikayesi, ülkede 1700’lü yıllardan beri bilinen bunraku adlı kukla tiyatrosu için yazılmış. Yapıt, Takeshi Kitano’nun Bebekleri’nden Guy Moshe’nin Bunraku’suna kadar sayısız filmde iz bırakmıştır. Evli bir kağıt tüccarı olan Jihei ile Koharu isimli bir fahişe arasındaki trajik aşk hikayesini anlatır. Bunraku, bir diğer ismi ile Ningyō jōruri, 1684 yılında ilk defa Osaka’da sahnelenmiş olan bir Japon kukla tiyatrosu tekniğidir.

Shinju Ten no Amijima

8. Ai No Korîda (Tutku İmparatorluğu), 1976

Yönetmen: Nagisa Ôshima, Oyuncular: Tatsuya Fuji, Eiko Matsuda, Aoi Nakajima, Yasuko Matsui, Meika Seri

Film, bir otelde hizmetçilik yapan (eski fahişe) geyşa Sada ile otelin patronu Kişizo arasındaki tutkulu aşk üzerinedir. 1936’da Japonya’da yaşanmış gerçek bir olaya dayanan bu hikaye, trajik bir sonla biter. Sada aşığını boğarak öldürür, cinsel organını keser ve bir kaç gün yanında saklar. O dönemi anlatanlara göre, cinayet Japon halkını o kadar etkilemişti ki, Sada için nispeten kısa süreli, 6 yıllık bir hapis cezasına mahkum edilmişti. Sada mahkeme sırasında tutkusunu öne sürerek savunma yapmıştı. Oşima’ya göre Sada aşığını, aşkı yüzünden öldürmüştü. Nagisa Ôshima, Tutku İmparatorluğu filminin sansürle mücadelesi sayesinde tanınmasına karşın tabuları yıkarken, cinsellik-şiddet kullanımı, tehlikeli-tartışmalı meseleler gibi konularda onun adını birçok yönetmenin öncüsü olarak anabiliriz. Film, Uluslararası Cannes Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü alır.

Ai No Korida

9. Narayama bushikô (Narayama Türküsü), 1983

Yönetmen: Shohei Imamura, Oyuncular: Ken Ogata, Sumiko Sakamoto, Tonpei Hidari

1983 yılında Cannes Film Festivali’nden Altın Palmiye’yi kazanan film, Shichirô Fukazawa’nın 1956 yılında yayımlanmış aynı adlı romanından uyarlanarak çekilmiştir. Aynı zamanda 1958 yılında Japon kadın yönetmen Keisuke Kinoshita’nın aynı adlı filminin yeniden çevrimidir. Hikaye Narayama’nın eteklerinde yer alan ve kıtlık sebebiyle oldukça sert toplumsal kurallar geliştirmiş kurgusal bir köyde geçmektedir. Bu köyün geleneklerine göre 70 yaşına gelen herkes, gençlerin yaşama şansını arttırmak için Narayama’ya götürülür ve orada ölüme terk edilir. 69 yaşındaki Orin adlı kadın, bu geleneği kutsal bir biçimde benimsemiş ve sağlıklı olduğu için utanan biridir, oğlu Tatsuhei ve çocuklarıyla yaşamaktadır. Film, Orin’in Narayama’ya gidişine hazırlanışını anlatırken, aynı zamanda kıtlığın getirdiği acımasızlık, erkek bebeklerin ölüme terk edilişi, kız bebeklerin satılması, yiyecek hırsızlarının linç edilişi ve kuralsız cinsellik gibi öğelerle oldukça çarpıcı bir Japon filmi.

Narayama bushiko

10. Hana-bi (Havai Fişekler), 1997

Yönetmen: Takeshi Kitano, Oyuncular: Takeshi Kitano, Ren Osugi, Susumu Terajima, Tetsu Watanabe, Kayoko Kishimoto

Venedik Film Festivali’nin 1997’de en iyi ödüllerinden birine sahip olan Hana-bi, ünlü yönetmen Takeshi Kitano’dan suça, ölüme ve bağlılığa dair lirik bir hikaye. Dedektif Nishi, yeni doğan bebeğini henüz kaybetmiştir ve eşi de ölümcül bir hastalıktan ölmek üzeredir. Doktorlar artık yapacak bir şey olmadığını, onu eve götürmesini ve huzur içinde ölmesini beklemesini söylerler. Nishi aynı zamanda iş arkadaşı Horibe’nin ciddi bir şekilde yaralandığını ve belki de tekerlekli sandalyeye mahkum olabileceğini öğrenir. Horibe’yi ziyarete giden Nishi’nin hayatı, öğrendiği inanılmaz gerçeklerle ve içine gireceği bir suç çemberiyle tamamen değişecektir. Filmde asıl öykünün geri dönüşlerle ve kimi zaman da ileri gidişlerle yer değiştirerek ilerlemesiyle, Kitano kurgudaki becerilerini de büyük ölçüde gösteriyor.

Hana-bi

11. Ôdishon (Ölüm Provası), 1999

Yönetmen: Takashi Miike, Oyuncular: Ryo Ishibashi, Kanji Tsuda, Miyuki Matsuda, Ren Osugi, Renji Ishibashi

Takashi Miike’nin uluslararası alanda en çok takdir kazanan filmi Ölüm Provası, Ryu Murakami’nin romanından uyarlandı. Başarılı iş adamı Aoyama, 15 yaşındaki oğluyla birlikte sakin bir hayat sürmektedir. 7 yıl önce eşini kaybeden Aoyama, çevresinden tekrar evlenmesi yönünde gelen baskılar artınca kendine bir eş aramaya karar verir. Film sektöründe çalışan bir arkadaşının tavsiyesi ile eş bulmak için oldukça sıradışı bir yol seçen Aoyama, bir seçme düzenler. Seçmelere katılan kadınlar bir filmin başrolü için denendiklerini sanmaktadırlar. Aoyama ise görüştüğü isimler içinden Asami adında genç bir kadına vurulur. Asami dışarıdan bakıldığında bir melekten farksız, korunmaya muhtaç ve son derece güzel bir kadındır. Ancak Aoyama, gerçeğin her zaman göründüğü gibi olmadığını ve Asami’nin meleksi görüntüsü altında, insanın hayal gücünü zorlayan şeytani bir karanlığa ev sahipliği yaptığını, çok acı bir tecrübeyle öğrenecektir.

Odishon

12. Zatōichi (The Blind Swordsman: Zatōichi), 2003

Yönetmen: Takeshi Kitano, Oyuncular: Takeshi Kitano, Tadanobu Asano, Michiyo Okusu

Zatōichi, Kan Shimozawa’nın romanından uyarlanarak birçok kez beyaz perdeye aktarılmıştır. Bu kez bunu senaryolaştırıp yöneten, aynı zamanda filmin başrolünde oynayan Takeshi Kitano. Hızlı ve ritmik bir kurgu, absürd hikaye ve bol kanlı dövüş sahneleri ile Uzakdoğu’nun geleneksel dövüş sahneleri yanında, sık sık mizaha başvuran, müziğin dövüş sahneleri kadar önemli olduğu, beklemediğiniz bir anda dans gösterileri sunan yüksek tempolu bir filme dönüşüyor. Kimsenin kendisi hakkında pek bir şey bilmediği kör bir samuray ve masör olan gizemli Zatōichi’nin, eşsiz yeteneklerini kullanarak mafyadan almaya çalıştığı intikamın hikayesini anlatan Zatōichi, aynı zamanda dağılmış insan hikayelerine hüzünlü bir bakış atıyor. Film, Takeshi Kitano’ya Venedik Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanır.

Zatoichi

13. Kokuhaku (İtitraflar), 2010

Yönetmen: Tetsuya Nakashima, Oyuncular: Masaki Okada, Yoshino Kimura, Mana Ashida, Takako Matsu, Kaoru Fujiwara

Kokuhaku, Tetsuya Nakashima’nın senaryosunu yazıp yönettiği Kanae Minato’nun romanından uyarlanan bir drama/gerilim filmi. Yuko Moriguchi bir lisede sınıf öğretmenidir. Daha üç yaşındaki kızı Manami’nin havuzda boğulmuş olarak bulunmasından kısa bir süre sonra, sınıfa yıl sonu derslerinde ayrılacağını açıklar. Ancak onlara asıl itiraf edeceği sır bu değildir. Manami kaza sonucu ölmemiş, öldürülmüştür. Öldüren iki kişi de ders verdiği sınıftadır. İsimlerini vermeden Öğrenci A ve Öğrenci B’nin kızını nasıl ve neden öldürdüklerini anlatır. Japonya’da 14 yaşının altında bir kişi sebep olduğu ölümlerden sorumlu tutulmamaktadır. Bu yüzden, onları polise teslim etmemiş, ama intikamını çok daha ölümcül bir yolla almaya karar vermiştir. Film boyunca bölüm bölüm itiraflara sahne oluruz, finalde film asıl büyük itiraf ile de çözümlenir.

Kokuhaku

Kaynak
Öteki SinemaYağmurdan Sonraki Soluk Ayın Hikâyeleri ile Mizoguçiu (Ugetsu Monogatari and Mizoguchi)Bir Zamanlar Sinema Öneriyor – #33 Suna no Onna


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir