Menu

İnanılmaz Güzellikteki Heykeller ve Heykeltıraşları



Heykel sanatı, çok eski tarihlerden itibaren genellikle, üç boyutlu, derinliği ve hacmi olan yapıtlar olarak bilinmektedir. Sanatçılar tüm sanat dallarında olduğu gibi heykel sanatında da hep yeni arayışlar ve farklı perspektifler oluşturma çabası içerisinde olmuşlardır. Bu sanatsal ve düşünsel arayışın doğal bir sonucu olarak da birçok yeni sanat akımı veya üslubu ortaya çıkmıştır. Bu yazımızda şiirsel güzellikte ve bir taş nasıl böyle işlenir dedirten nitelikte heykelleri ve yaratıcılarının yaşamını paylaştık.

Bu listemizde Auguste Rodin’e yer vermedik, ancak kendisine yer verdiğimiz yazılarımızı buradan okuyabilirsiniz:

1. Thomas Ridgeway Gould⁣⁣ (1818 – 1881)

Batı Rüzgarı (1)

Thomas Ridgeway Gould, The West Wind, 1876⁣⁣ – (Memorial Art Gallery of the University of Rochester, New York)

ABD’li heykeltraş Thomas Ridgeway Gould, 1818’de Boston’da doğar, önceleri ticaretle uğraşır. 1851 yılında pastel boya çalışmalarıyla bilinen ressam Seth Cheney ile çalışması dışında sanat eğitimine dair çok az şey bilinir. 1868 yılında ailesiyle birlikte İtalya’nın Floransa kentine yerleşir. Bu, heykellerindeki Antik Yunan, Rönesans etkisini açıklar nitelikte.⁣⁣

⁣⁣Thomas Ridgeway Gould, 7 tane Batı Rüzgarı heykeli yapar ve bu sonuncusudur. Antik Yunan heykellerinin estetiği ile yapılmış bu çalışmasında, figürün kemerinde 32 yıldız bulunur. 1876 tarihinde Philadelphia’daki Centennial sergisi için hazırladığı bu zarif heykeldeki yıldızlar muhtemeldir ki ABD’yi temsil ediyor.⁣⁣
⁣⁣
Genç kadın sağ eliyle tuttuğu rüzgarda uçuşan eteği, saçları ve sola dönmüş başıyla kendine güvenen bir ifade içerisinde. Figürün üst bedeni hareketsiz görünse de, rüzgarda dalgalanan etek, heykeli dinamik bir hale dönüştürür. Sanatçı, rüzgarın etkisi alabildiğine hissettiğimiz eteği arka planda sağ ayağın üst kısmı ve bir platforma dayayıp, figürü parmak uçlarında yükselir şekilde tasvir ederek heykeldeki dinamizmi kuvvetlendirmiş.⁣⁣
⁣⁣
Harvard Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki Ralph Waldo Emerson’un büstü, John Hancock Lexington heykeli, Massachusetts Belediye Binası’ndaki üç heykeli, Hawaii’deki Kral Kamehameha heykeli Gould’un en popüler eserleridir.⁣⁣

Cleopatra

 Thomas Ridgeway Gould, Cleopatra, 1873 (Museum of Fine Arts, Boston)

2. Lorenzo Bartolini (1777 – 1850)

Lorenzo Bartollini

 Lorenzo Bartolini, The Campbell Sisters Dancing a Waltz, 1821-22⁣ (The Scottish National Gallery, Edinburg, İskoçya)

Floransa Akademisi’nde eğitim aldıktan sonra yeteneğini geliştirmek amacıyla 1797 tarihinde Paris’e gider. Burada Frédéric Desmarais ile resim sonrasında ise François-Frédéric Lemot ile heykel çalışır. Bir heykeltıraş olarak tanınır olduktan sonra birçok müşteri kazanır. Çalışmaları çok çeşitli olsa da; büstleri daha fazla bulunur. ⁣Tartışmacı ve polemikçi bir sanatçıdır. Hayatı, Stendhal romanlarındaki gibi dram, heyecan, olaylar dizisine sahipti denebilir. Önce Cumhuriyetçi, sonra da ölene kadar Napolyoncu olur; hatta Napolyon’un iktidardan düştüğü güne kadar, onun portre heykeltıraşı gibi çalışır.⁣

Avrupa’nın büyük heykeltıraşlarından biri olarak kabul edilen Bartolini’nin tarzı, geleneksel neo-klasik Antonio Canova ve Bertel Thorvaldsen stilinden oldukça farklıdır; çünkü antik ya da standart akademik ilkelere dayanmaz. Bartolini, Yunan heykelinin mükemmelliğini kabul ederken, taklit etmek yerine, 15. yüzyılda Floransa sanatının klasikçilik ve natüralizminin karışımını kendi tarzı olarak belirler. Bartolini’nin yenilikçi heykel yaklaşımı, genellikle statik ve soğuk neo-klasik türünü yumuşatır ve canlandırır.⁣

Neo-klasik dönemin en güzel heykellerinden biri olan eserdeki modeller, Argyll Dükü’nün kız kardeşi Lady Charlotte Campbell’ın iki kızı Emma ve Julia’dır. Kızların gençlikleri, zarafeti ve çekiciliği beyaz mermerde adeta parlar. İskoç patronu Argyll Dükü’nün isteği üzerine yaptığı eserinde Bartolini, kızları ayaklarında zarif sandaletleri, dökümlü şık elbiseleri ile adından da anlaşılacağı gibi dans ederken (belki de bir dans dersi sırasında) tasvir etmiş.⁣

Chartiry

Lorenzo Bartolini, Charity, 1824 (Rijks Museum, Amsterdam)

3. Raffaelo Monti⁣ (1818 – 1881)

Raffello Monti

Raffaelo Monti, Veiled Lady, 187⁣5 (Chatsworth House, Derbyshire Dales, İngiltere)

Raffaelo Monti, 1818 yılında İtalyan heykeltıraş Gaetano Monti’nin oğlu olarak dünya gelir. Raffaelo ilk yıllarında, Milano Katedrali ve Napolyon’un hükümdarlığı sırasında dikilen anıtlar üzerinde çalışan babasıyla beraberdir. Bu, ona eşsiz bir bakış açısı kazandırır. Eğitim için Milano’ya sonrasında kariyerine heykeltıraş Ludwig Schaller ile devam etmek için 4 yılını geçireceği Viyana’ya gider. Monti, yeni-gerçekçilik tarzını benimseyen sanatçılar tarafından kuşatılmış olmasına rağmen, çalışmalarında hep klasik olarak kalır.⁣

Peçeli figürlerin heykelleri, 1700’lerde İtalya’da popülerlik kazanır, heykeltıraşların mermer üzerindeki teknik ustalıklarını göstermeleri için bir fırsattır bu. Yaklaşık bir asır sonra Raffaelo Monti ve diğer sanatçılar bu teknik açıdan zorlu geleneği yeniden canlandırır. Peçe aynı zamanda bir gizliliğin işareti olarak görülmüştür, ışığıyla, altındakileri nazikçe gizleyen akan dalgalarla. Karmaşık şekillerinin sanatla aktarılması, tarih boyunca birçok sanatçı için bir meydan okumaydı ve muazzam bir beceri işareti olarak da görülür.⁣

Monti, Gelin adıyla da bilinen eserini, İngiltere’de bulunan ve Cavandish ailesinden, Devonshire Dükü tarafından satın alınan Chatsworth House (daha doğrusu malikanesi) için yapar. Chatsworth House günümüzde de ziyaret edilebilmekte.⁣ Özellikle duvar ve tavan resimlerinde, mimaride kullanılan trompe l’oeil (renk, gölgeleme ve perspektifin becerikli kullanımı sayesinde nesnelerin üç boyutlu göründüğü) tekniğinin mantığı ile heykelde bu kadar detay verilmektedir. Bunu ilk bakışta büstten göremeyiz, ama ışık ve cilalama hileleriyle bir göz yanılsama yaratılmış. Baş ve omuzların üstü ışığı yansıtması için pürüzsüz cilalanmışken, peçenin yüze düştüğü yerdeki mermer ise daha az cilalanmış. Bu aynı zamanda peçenin dokusunun daha az ışığı yansıttığı izlenimini de veriyor izleyene.

The Veiled Woman

Raffaelo Monti, The Veiled Woman, 1854 (The Metropolitan Museum of Art, New York)

4. Giovanni Battista Villa (1832 – 1899)

Giovanni Batista Villa

Giovanni Battista Villa, Tomba Famiglia Pienovi, 187⁣9 (Cenova’da Staglieno Anıtsal Mezarlığı’nda)

Giovanni Battista Villa, Cenova’da, doğar ve hayatını hep orada geçirir, ağırlıklı olarak dini konularda heykelleri bulunur.⁣

19. yüzyıl gerek sanat tarihi içerisindeki sanatçıları ve Rönesans, Barok gibi sanatı yönlendiren dönemlere ev sahipliği yapmasıyla, gerekse heykel yapımı için zengin materyal çeşitliliğiyle, İtalya, mezar heykeli konusunda başı çeken bir rol üstlenmiştir. Ayrıca heykel yapımında en çok tercih edilen malzeme olan carrara mermerinin İtalya’da bulunması, akademilerde ve heykeltıraşlar yanında yetişen taş ustaları için eşsiz bir materyal olagelmişti. İtalyan Mezar Heykeli, tarihi birikimiyle mezar heykeli konusunda kendine has bir disiplin oluşturmuştur. Elbette bu disiplinin tarih boyunca farklı akımlardan ve üsluplardan etkilenerek evrildiğinin de altını çizmek gerekir.⁣

Cenova’da Staglieno Anıtsal Mezarlığı’ndaki, Giovanni Battista Villa’ya ait bu anıt heykelde, kadının nazikçe ölü üzerindeki ağır örtüyü kaldırdığı görülür. Yastığın yumuşaklığı, kumaşın katmanları, kadının saç kıvrımları ve genç cildindeki oyma ustalığı dikkat çeker. Tüm bu doku detaylarını, hareketteki duyguyu ve drape altındaki vücudun görüntüsünü oluşturmak için usta bir oyma becerisi gerekir. Bunu anlamak adına yataktaki figürün yüzünü oymak için oyma kalemini taşın altına sokmanın ne kadar zor olduğunu bilmek yeterlidir.⁣

Giovanni Batista  Villa, Eva

Giovanni Battista Villa, Eva, 1881 (Özel Koleksiyon)

5. Chauncey Bradley Ives⁣ (1810 – 1894)

Undine

Chauncey Bradley Ives, Undine Rising from the Waters, 1880⁣ (Smithsonian American Art Museum, Washington)

Neo-klasik tarzda çalışan Amerikalı heykeltıraş Ives, ilk olarak ağaç oymacısı Rodolphus Northrop ile daha sonra yerel bir heykeltraş Hezekiah Augur ile çalışır. O yıllarda ABD’de heykeltıraşlar arasında yaşanan rekabete fazla dayanamaz; 1844 tarihinde Avrupa’ya gider. 1851 yılında Roma’ya taşınır ve orada yaşama veda eder.⁣

Amerikan neo-klasik hareketinin simgelerinden biri olan heykelindeki Undine, Latince’de dalga anlamına gelen “unda” kavramında kaynağını bulan ve 16.yy ortalarında İsviçre ve Avusturya’da yaşayan simyacı, hekim Paracelsus’un “Undene” adını verdiği mitolojik bir figürdür. Su elementini temsil eden Undine ve Nymphalar sularda, kırlarda, ormanlardaki göletlerde, şelalelerde yaşayan dişi varlıklardır. Bir başka deyişle iyi ve güzeli temsil eden su perileridir. İkinci derecede önemli tanrıçalar sayılmakla birlikte, doğa ve insanlar üstüne etkili ve güçlü bilinirler.⁣

Ortaçağ bilgisine göre, Undines, ruhsuz ölümlüler olarak yaşayan Akdeniz deniz ruhlarıydı. On dokuzuncu yüzyılda bu hikaye, Baron Heinrich Karl de la Motte Fouqué’nin sevdiği ölümlü şövalye ile evlenerek, insan formu ve ruhu kazandığı popüler romanı Undine ile ön plana çıkar. Kocası sadakatsiz olduğunu kanıtladığında, su ruhlarının yasaları onu öldürmeye zorlar. Chauncey Bradley Ives, beyaz bir örtü içinde gizlenmiş yaslı Undine’nin kocasının hayatını talep etmek için bir çeşme gibi yükseldiği anı tasvir ediyor.⁣

Su perisi Undine, sıvıdan insan formuna dönüştükçe beyaz mermer dalgalanan ıslak kumaşa dönüşüyor gibi görünüyor. Zarif bir şekilde işlenen şeffaf ıslak örtü illüzyonist oymanın usta bir örneği. Heinrich Karl de la Motte Fouqué’nin eseriyle tanınan Undine’nin metamorfozu gibi büyülü olaylar, Chauncey Ives ve diğer Amerikalı heykeltıraşlara illüzyonist taş oymacılığındaki becerilerini sergilemeleri için değerli fırsatlar verir.

Chanculey Bradley Ives 2. Heykel

Chauncey Bradley Ives, Ideal Figure with Harp, 1871 (High Museum of Art, Atlanta, ABD)

6. Giuliano Finelli⁣ (1602 – 1653)

Guillino Finelli

Giuliano Finelli, Bust of Maria Duglioli Barberini, 1626⁣ (Louvre Museum, Paris)

Lorenzo Bernini, 17. yüzyılın belki de en büyük heykeltıraşıydı. Bununla birlikte, asistanı Giuliano Finelli de heykeltıraşın başarısına önemli ölçüde katkıda bulunur. Aslında Finelli’nin eserleri, Bernini’nin başyapıtları kadar çarpıcıdır. Finelli, taş yontma ustası olan amcasından mermeri işlemeyi öğrenir; on yaşında Napoliten bir heykeltıraşın atölyesinde çalışır. 1622 yılında ise Bernini ile tanıştığı Roma’ya taşınır ve asistanı olur.⁣

Papa VIII. Urbanus’un yeğeni Maria Duglioli Barberini büstünde de görüldüğü gibi Finelli, mermer heykellerindeki zarif doku ve detaylarıyla ünlüydü. Heykel üzerinde her ayrıntıyı olabildiğince hassas bir şekilde işlemiş. Büstün fırfırını çevreleyen dantel ekleme bile çarpıcı derecede gerçekçi görünüyor. Barberini’nin elbisesindeki ince boncuk işçiliği ve inci kolyesinin en ince ayrıntısına kadar başarıyla tasviri de etkileyici.⁣

Finelli’nin kaya gibi sert mermerle çalışıyor olması, çalışmalarını daha da etkileyici hale getirir. Ne yazık ki, hoca ve asistanı arasında sessiz bir rekabet oluşur. Bernini’nin Finelli’nin eserlerine yaptığı katkıları kabul etmeyi reddettiği bile iddia edilir. 1629’da yolları ayrılır, Finelli bağımsız bir heykeltıraş olarak çalışmaya başlar.⁣

Heykellerdeki bu özenli saç şekilleri, danteller, oyalar ve süs aksesuarları gibi ayrıntılı detaylar için Violina denilen özel bir alet devreye giriyordu. Özel bir beceri gerektiren bu alet, mermer üzerinde eşsiz ve canlı etkiler yaratmada kullanılıyordu. Violino, iki kişinin kullandığı, çalışma prensibinin matkapa benzediği mekanik el aletidir. Bir kişi aleti yönlendirerek işleme yaparken diğeri aletin sapındaki dolanmış ipi ileri geri hareket ettirerek matkap hareketini sağlamış oluyordu.

Maria Cer, Büst

Giuliano Finelli, Buste de Maria Cerri Capranica (Jean Paul Getty Museum, Los Angeles, Brentwood)

7. Gian Lorenzo Bernini (1598 – 1680)

Apollo Ve Dafne

Lorenzo Bernini, Apollon ve Daphne, 1622-25⁣ (Kunsthistorisches Museum, Viyana)

Barok dönemin en önemli heykeltıraşı ve mimarı Bernini, heykel sanatının gelişmesinde yeni yollar açmış büyük bir sanatçıdır. Işık ve gölge kullanımı konusunda ustalığıyla bilinen Bernini, eserlerinde duygu durumlarını abartılı bir biçimde sergiler.⁣

Apollo ve Daphne isimli heykelin esin kaynağı Yunan mitolojisidir. Eros’u kızdıran Apollo, Eros tarafından cezalandırılır. Hazırladığı iki oktan aşık eden altın oku Apollon’un kalbine, nefret ettiren kurşun oku da Daphne’nin kalbine atar. Apollo umutsuzca Daphne’ye aşık olurken; Daphne reddeder. Bir gün Daphne ormanda Apollon’a yakalanır, kaçmaya başlar. Bir yandan da deniz tanrılarından olan babası Peneus ve yeryüzü tanrıçası (Doğa Ana) Gaia’dan yardım ister. Gaia onu bir defne ağacına dönüştürür. Daphne’ye yetiştiğinde onun bir ağaca dönüşmekte olduğunu gören Apollo dallarından birini koparıp taç haline getirir ve sonsuz aşkının bir simgesi olarak başına takar.⁣

Mitolojik bir konuyu seçtiği Apollo ve Daphne Heykeli’nde Bernini’nin ustalığı, yapıtın bütünündeki dinamizmde olduğu kadar, yüzeylerin olağanüstü işlenişinde de açıkça görülür. Sanatçı diğer eserlerinde olduğu gibi, hikayenin en çarpıcı, en dramatik anını seçmiştir. Apollo’nun sevdiği kadına kavuşacağını sanıp, onun bir defne ağacına dönüşerek sonsuza dek kavuşamayacaklarını anladığı anı betimler. Olağanüstü güzellikteki Daphne, kendini Tanrıça Gaia’ya adar, ömür boyu bekaret yemini eder. Bernini heykelinde, iki figürün bağlantısı, bir ağaç gibi gökyüzüne doğru yükselmeleri, hareketlerdeki incelik ve uyum ile öyküdeki tüm heyecanı adeta canlı hale getirmiştir. En ince ayrıntısına kadar işlenmiş mermer figürler sanki sizinle birlikte soluk alıp verir. İşçiliğindeki ustalık ifade gücüyle büyülü bir uyum içindedir.⁣

Hermofradit

Lorenzo Bernini, Sleeping Hermaphroditus, 1620 (Louvre Museum, Paris)

 8. Alessandro Puttinati⁣ (1801 – 1872)

Paola Ve Virginia

Alessandro Puttinati, Paolo And Virginia (Gallerie d’Italia, Milano⁣)

Babası oymacı Francesc Puttinati olan Alessandro Puttinati, Roma’da yaşayan Danimarkalı heykeltıraş Bertel Thorvaldsen’in öğrencisi olur.
Alessandro Puttinati’nin bu eserinde olduğu gibi büyük aşklar sanatın sonsuzluğunda yüzyıllarca kalır. Heykel, Fransız Jacques-Henri Bernardin de Saint-Pierre tarafından yazılan ve ilk kez 1787 yılında yayınlanan aynı adlı romanın kahramanları Paul ve Virginia’yı tasvir ediyor. Sanatçı iki aşığı, romantik bir suç ortaklığı ve derin şefkat atmosferinde Virginia, Paolo’nun saçını okşarken tasvir etmiş.⁣

Jacques-Henri Bernardin de Saint-Pierre, ününü borçlu olduğu Paul ile Virginie, bir adada birlikte büyümüş iki genç arasında yaşanan masum aşkın, uygarlığın araya girmesiyle birlikte uçuruma sürüklenişinin ve bu iki günahsız gencin hayatını sarmalayan pastoral cennetin çöküşünün trajik hikayesidir. Tanzimat Dönemi’nde Batı Edebiyatı’ndan yapılan ilk çevirilerden biri olması sebebiyle, yeni edebiyatımıza bir dönem yön veren Romantizm’in de ülkemizdeki ilk elçilerinden biri olmuştur.⁣

Aleksandro Puttinati

Alessandro Puttinati, Masaniello, 1846 (La Galleria d’Arte Moderna Milano, Milano)

Puttinati büst ve heykellerinin yanı sıra 19. yüzyılın ortalarında Milano salonlarının en ünlü karakterlerini tasvir eden masa heykelciklerinin ünlü yaratıcısıdır.

Kaynak

19. yy İtalyan Mezar HeykelleriHistory of Art, Project On Gian Lorenzo BerniniHeykel Sanatında Doğa Formlarının SoyutlanmasıSeeing America: Thomas Ridgeway Gould’s The West Wind, 1876


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir