Menu

Dunbar Sayısı Nedir?



Dostlarımız ile tanıdıklarımızı onlara duyduğumuz yakınlık seviyesine göre ayırt ederiz. Dostlar birlikte vakit geçirmekten hoşlandığımız kişiler, tanıdıklar ise bize hayatımızda geçici sürelerde eşlik eden kişilerdir. Ancak, gerçek hayatta bundan daha incelikli bir ayrım yapıyoruz. Yaşamda belli bir yakınlık düzeyinde tutabileceğimiz insanların sayısının bir sınırı var; hayatınıza yeni bir insan girdiği taktirde ona yer açmak için birisinin, bir sonraki seviyeye düşmesi gerekiyor.

İşte bu konuyla ilgili olarak British Academy’nin yüzüncü kuruluş yılı vesilesiyle başlatılan “Lucy to Language” projesi kapsamında, Oxford Üniversitesi’nden İngiliz antropolog profesör Robin Dunbar 1992’de bir teori geliştiriyor. Test etmek için ise maymunların kendi aralarındaki sosyal ilişkilerini  inceliyor. Robin Dunbar tarafından Liverpool, Manchester ve Edinburgh üniversitelerinden bilim insanlarının da işbirliğiyle yürütülen araştırmaya göre arkadaşlıklarımızı sürdürebilmek için bir dizi bilişsel beceriye sahip olmamız gerekiyor. Ancak “arkadaş” kelimesiyle tanıdıklarımızdan ziyade arkadaşlık ilişkisi içinde olduğumuz insanlar kast ediliyor. Sosyal bilimcilerin “zihin okuma” olarak da tabir ettiği bu bilişsel yetiler bir başka insanın ne düşündüğünü anlama kapasitesini ifade ediyor. Bu da insanlarla sohbet edebilmek dâhil karmaşık sosyal dünyamızla baş edebilmemize yarayan davranışları gösterebilmemizi sağlıyor. Bu araştırma ilk defa, bu becerilerdeki üstünlüğün beynin bazı anahtar bölgelerinin, özellikle frontal lobun büyüklüğüyle ilişkili olduğunu düşündürdü.

Beynin Lobları

Araştırmacılar Liverpool Üniversitesi’ndeki Manyetik Rezonans ve Görüntü Analizi Araştırma Merkezi’nde 40 gönüllünün beyinlerinin anatomik MR görüntülerini çekerek üst düzey düşünmede görev alan beyin bölgesi olan prefrontal kortekslerinin büyüklüğünü ölçtü. Daha sonra katılımcılardan son yedi günde profesyonel olarak değil de sosyal olarak temas kurdukları herkesi sıralamaları istendi. Katılımcılar ayrıca zihin okuma becerilerini belirleyen bir teste tabi tutuldu.

Robin Dunbar daha fazla arkadaşı olup da zihin okuma testinde daha başarılı olanların, ön beynin gözlerin üstünde yer alan kısmı olan orbital frontal korteks bölgesinde daha fazla sinir hacmine sahip olduklarını söylüyor. Bir bireyin beyin büyüklüğü ile arkadaş sayısı arasında bu şekilde bir bağlantı olduğunun anlaşılması, insanların beyinlerinin diğer primat türlerininkinden daha büyük olmasının ardındaki mekanizmaların anlaşılmasına katkı sağlıyor. İnsanda beynin frontal lobu özellikle son yarım milyon yılda çarpıcı biçimde büyümüş.

Keni Kennedy, Best Friends

Keni Kennedy, Best Friends

Sonucunda Dunbar insan neokorteksinin ancak belirli sayıda insan ile anlamlı ilişkiler geliştirebileceğini buluyor. Bu sayının az gelişmiş bölgelerde de, büyük şehirlerde de “150” kişi olduğunu söylüyor. Bu nedenle bu sayıya “Dunbar Sayısı” denir.  Araştırma, arkadaş sayısıyla beynin orbital prefrontal korteks adlı bölgesinin büyüklüğü arasında bir bağlantı olduğuna dair bulgular ortaya koyuyor. buna göre çok sayıda arkadaşı olan insanlarda beynin bu bölgesi daha büyük oluyor. Araştırmanın sonuçları Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayımlandı.

Sosyal dünyamızı oluşturan 150 kişinin içindeki ilişki biçimimize baktığımızda karşımıza bazı kalıplar çıkar. En başta en yakınlarımız, zor zamanda yanımızla olanlarımız, asla vazgeçemeyeceklerimiz var, bunlar çoğunlukla 3–5 kişiyi aşmaz. Bu çekirdek grubun üstünde genellikle 10 kişi civarında, daha mesafeli olduğumuz başka bir grup bulunur. Bu grup sosyal psikologlar tarafından “duygudaşlık grubu” olarak adlandırılıyor, onun da üstünde 30 ya da daha fazla kişinin meydana getirdiği başka bir çember bulunur. Tüm bu çemberleri oluşturan sayılara baktığımızda bir kalıp göze çarpmasa da, çemberleri birbirini içerecek biçimde düşündüğümüzde üçe katlanarak arttığına şahit oluruz. Bu çemberlerin neden üçe katlanarak arttığından tam olarak emin olamasak da, yapılan araştırmalar gösteriyor ki bu tanışıklık çevrelerinin her biri, o çevreleri oluşturan kişilerle bağlantı kurma biçimimiz ile uyum içinde. Örneğin, beş kişilik iç çember ile haftada en az bir, 15 kişilik  grup ile ayda en az bir, 150 kişilik ile de yılda en az bir iletişim kuruyoruz. Bu sayının üzerinde kalanlarla belki sadece bir kez merhaba demiş oluyoruz. Dunbar, sosyal vaktimizin %40’ını en yakınımızdaki 5 kişiye  %20’sini ise kendimize yakın hissettiğimiz 10 kişiye harcadığımızı söylüyor.

Dunbar Sayısı

Liverpool Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden araştırmacı Dr. Joanne Powell, araştırmalarının belki de en önemli bulgusunun, beyin büyüklüğü ile sosyal ağ büyüklüğü arasındaki ilişkinin “zihin okuma” becerileriyle ilişkili olduğunun ortaya konması olduğunu söylüyor. Powell buna beyinlerimizin büyüklüğünün sosyal becerilerimiz üzerinde belirleyici olduğu anlamına geldiğini ve çok sayıda arkadaşa sahip olmamızın bu sayede mümkün olduğunu ekliyor. Robin Dunbar, araştırmaya katılan gönüllülerin genel olarak birbirine yakın yaşlarda ve potansiyel olarak benzer sosyal etkinlik fırsatlarına sahip lisansüstü öğrencilerden oluştuğunu belirtiyor. Dunbar’a göre sosyalleşmeye ayrılabilecek boş zaman, coğrafya, kişilik ve cinsiyet hep arkadaşlık kurmayı etkileyen etmenler olsa da bu etmenlerin bir kısmının, özellikle cinsiyetin, aynı zamanda zihin okuma becerileriyle ilişkili olduğunu da biliyoruz. Dunbar çalışmalarının, başka insanların ne düşündüğünü anlamak ile sosyal ağ büyüklüğü arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koyduğunu vurguluyor.

Arkadaşlık

150 sayısı, günümüzde belli bir yaşın üzerindeki kişiler için uygun olsa da; gençler için zor. Hele de sosyal medyanın farklı platformlarını düşünürsek. Ancak Dunbar’a göre bu sayının daha fazlasının olmamasının sebebi genlerimiz ile ilgili. Bu sayı, insan beyninin neokorteks büyüklüğünün bir fonksiyonudur.  Bu sayı bir sosyal grupta sağlıklı ve eşitlikçi ilişkiler sürdürebilmek için nörolojik bir sınır. Bu sınır aşıldığında, insanların birbirine olan sosyal bağlılıkları artık birbirlerini insan olarak kavramsallaştıramadıkları için sürdürülemez bir hal alıyor. Sınırın aşılması sonucu işler hiyerarşi ve toplumsal roller olmadan artık işleyemiyor. Bu grupları bir arada tutmak için kanunlar, kurallar, normlar gerekiyor. Tüm bunlar, insan beyni kalabalık gruplarda evrimleşmeyip ,yüz yüze iletişim kurduğu küçük gruplarda evrimleştiği için gerçekleşiyor.

Dunbar

Dunbar, 150 sayısının uygulanmasını antropolojide ararken hakkında kesin bilgilere sahip olduğumuz 21 farklı avcı-toplayıcı toplumu incelediğinde bu sayının 148.4 kişi olduğunu bulur. Günümüzde Kuzey Amerika’da yaşayan Hutteriteler ve Amişler ortalama 110 kişilik gruplar halinde bulunuyorlar. Grup üyelerinin sayısı 150’yi aştığında ise grubu bölüyorlar. Bunun nedenini ise, sayı aşıldığında insanların birbirlerine yabancılaşmaya başlaması olarak gösteriyorlar.

Diğer bir örnek ise 150’den az çalışanı olan organizasyonlarda karşılıklı ilişkilerde temelde daha az sorun yaşanmaktayken; bu sayı büyüdüğünde verimli bir çalışma yapabilmek için resmi bir hiyerarşiye ihtiyaç duyulmaktadır.

Dunbar sayısı 2011’de Bruno Goncalves, Nicola Perra, Alessandro Vespignani tarafından yürütülen bir araştırma ile sosyal medya üzerinde test edildi. Twitter’ı baz alarak yapılan bu araştırmada, dört sene boyunca insanların Twitter etkileşimleri üzerinde çalışıldı. Sonuçta takipçi sayısından bağımsız olarak insanların yalnızca “150” kişi ile anlamlı etkileşim içinde olduğu tespit edildi.

Arkadaşlık 2

Görülüyor ki; belli bir yakınlık düzeyinde tutabileceğimiz insanların sayısının bir sınırı var. Dunbar sayısı bize, ilişkilerimizin önemli bir kısmının ya pasif ya da verimsiz durumda olduğunu gösteriyor. Hayatınıza yeni bir insan girdiğinde, ona yer açabilmek için, birisinin bir sonraki seviyeye düşmesi gerekiyor.

Kaynak
Beyin Büyüklüğü Sosyalleşme Becerisini Belirliyor, Tubitak, Bilim Ve Teknik, Nisan 2012Dunbar Sayısı: 150 Sayısı Anlamlı İlişkiler İçin Bir Üst SınırdırRobin Dunbar, Şu Hayatta Kaç Arkadaş Lazım


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir