Menu

Rezilyans Nedir?



Oxford İngilizce Sözlüğü’nde rezilyans (resilience) kelimesi, geri sıçrama ve esneklik olarak tanımlanmaktadır. Rezilyans kelimesinin kökeni, Latince’de yer alan ve geri zıplama demek olan “resilire”den gelmektedir. Mekanik disiplininde esnek ve kırılmaz anlamında kullanılan rezilyans kavramı, 1970’lerden itibaren sistemlerin stresle başa çıkması ve yaşanan bozulmalar sonrasında iyileşmesini ifade etmek amacıyla metaforik bir kelime olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Fen bilimlerinde kullanılan, maddelerin esnekliği ve eski haline dönebilme yeteneği olarak ifade edilen rezilyans kavramı; sosyal bilimlerde bireylerin, grupların ve organizasyonların olumsuzluklar karşısında eskiye dönebilme ve dönüşme yeteneği anlamına gelmektedir. Rezilyans: Olumsuzluklara karşı hazırlıklı olma, stres ve travmayla başa çıkabilme, zor koşullara uyum sağlama, yıkıcı deneyimlerden bir şeyler öğrenerek başa çıkma ve gelişme kapasitesidir. Hem ruhsal, hem de fiziksel esneklik ve dayanıklılıktır.

APA (Amerikan Psikoloji Derneği) zorluklar, travma, trajedi, tehdit ya da ağır stres koşullarına iyi uyum sağlayabilmeyi rezilyans olarak tanımlar. Stres altında, strese rağmen yüksek performans gösterebilme, rezilyant kişilik özelliği olarak tanımlanır. Zor koşullara karşın yaşamla ilgili tüm aktivitelere katılmayı, yaşam koşullarını değiştirebileceğine inanmayı ve bu uğurda uğraşmayı, güçlüklere meydan okuyarak karşılamayı içerir. Zorluklar karşısında yıkılmama, olumsuzluklar geçince eski haline dönebilme becerisidir. Kırılmadan bükülebilme, eğilme, olay geçtikten sonra da eski şekline dönebilme kapasitesidir.

Rezilyans 1

Muson yağmurlarında bambuların kırılmadan nerdeyse yere kadar eğilmeleri, yağmur geçince de tekrar ayağa kalkmaları buna örnek olarak verilebilir. Rezilyans birçok faktöre bağlıdır çünkü herkes doğuştan belli miktarda çabuk iyileşme becerisine sahiptir. Herhangi bir travma sonrası, travma öncesi hale dönebilmeyi sağlar. Kalıtım önemli olmasına karşın, rezilyans sonradan öğrenilebilir ve geliştirilebilir. Çocuklukta ilk 5 yaş oldukça önemlidir. Çocuğun kişilik yapısının büyük bir bölümünün ilk 5 yılda geliştiği kabul edilir. Kişilik yapıları kalıcı olarak bozulmadan, risk altındaki çocukları tespit edip erkenden desteklemek, ailelerine eğitim vermek önemlidir.

Bu dönemde çocuklara kazandırılması gereken en önemli donanım sebatkâr olmaktır. Bu; bir karar verince onu ne pahasına olursa olsun hayata geçirmek, hiçbir koşul karşısında çözülmemek anlamını taşır. Ne yapıyorsa yürekten ve hakkını vererek yapan kişi, hem öğrenir, hem de başarılı olur. Örneğin; mimar olmayı seçen bir genç, uzun saatler projelerin üzerinde çalışmayı göze almalıdır. İşinde iyi olmak istiyorsa, okul bittikten sonra aynı şekilde çalışmaya devam etmesi gerekecektir.

Bambu Ormanı

Herkesin strese, değişime verdiği cevap ve patoloji geliştirme olasılıkları farklıdır. Toparlanabilme becerisine sahip kişiler stres altında bile fizyolojik, psikolojik ve sosyal olarak daha hızlı eski dengelerine kavuşurlar. Bu sürede sağlıklarını yitirmezler. Örneğin; erişkin yaşamında sağlıklı kalabilmek, tansiyonun yükselmemesi çocukluktaki rezilyansın devamı olarak kabul edilir. Dayanıklılık için hayatta kalmak yeterli değildir, terslikler devam etse de, hayatı tatmin edici bulmak, olumsuzluğa uyum sağlamayı sürdürebilmek de önemlidir.

Rezilyans ile ilgili kişisel farklılıkların bir kısmı, beyin kimyasında örneğin; serotonini taşıyan genin nasıl çalıştığıyla açıklanabilir. Bu genin işlevinin bozukluğu, hafif bir stres karşısında kişinin dağılmasına yol açabilir. Ailesinde depresyon geçiren yakınları varsa, kişinin boşanma, ölüm, işten çıkarılma gibi herhangi bir kayıptan sonra, uzun sürecek bir depresyona girmesi daha kolaydır. Bu insanlar stresle karşılaşmadan önce normal bir ruh yapısıyla sorunsuz yaşar. Arka arkaya bir sürü tersliğin olması da, depresyon ve kaygı bozukluklarına yol açabilir.

Lucia Dalenz, Resilience

Lucia Dalenz, Resilience

Ruhsal alt yapı sağlam olmadan zorlukları atlatabilme gücünden bahsedilemez. Rezilyans kişiliklerin kendilik yapısı sağlamdır; iyi tanımlanmış, tamamlanmış, bütünleşmiş, diğer insanlarla sağlam ilişkiler kurabilirler. Kolay uyum sağlarlar, yani esnektirler. Kişilik bozuklukları, depresyon vb. varsa artık rezilyanstan bahsetmenin anlamı yoktur. Bu insanlar, hiç esnek değildir, yenilikler karşısında ve en ufak bir streste darmaduman olur. Rezilyans ruhsal yapı, henüz sağlamken ve özellikle çocuklarda önemlidir. Esnekliğe ve toparlanma becerisine sahip olabilmek için, önce çocukken sağlam bir kendilik yapısı geliştirmekle gerekir.

Rezilyansın sadece iyileşme, esneklik ya da krizlere hazırlıklı olma hali değil, aynı zamanda güçlü ve zayıf yanlar ile fırsat ve tehditlerin analizine dayalı olarak sürekli yenilik yapabilme kapasitesi olduğuda savunulmaktadır.

Victor Frankl

Victor Frankl

Bu kavram ilk defa psikiyatrist Viktor Frankl tarafından öne sürülmüştür. Frankl, ikinci dünya savaşında Nazi kamplarında tüm ailesini kaybetmiş, kamplardaki olumsuz koşullara rağmen hayatta kalmayı başarabilmiştir. Daha sonrasında da, yaşadıklarının onu yücelttiğini ve bilgeliğe erişmesine nasıl yardım ettiğini kaleme alarak logo terapi ekolünü kurmuştur. Logo terapi yaşadıklarında anlam bularak iyileşmeye dayanır. Kaderin ne getireceğini kontrol edemeyiz, ancak kendi duruşumuz, tutumumuz, nasıl karşıladığımız kaderimizi belirler. Viktor Frankl, Nazi kamplarında hayatta kalabilen çoğu insanın, hayat boyu yaşadıklarını unutamayarak mağdur olduklarını ve hayata tutunamadıklarına tanık olmuştur. Bazı insanların ise, travmayı atlattıktan sonra eski hayatlarını tekrar kurabildiklerini ve mutlu olabildiklerini görmüştür.

Rafael De Sousa, Resilience

Rafael De Sousa, Resilience

İnsanı boyun eğme, hatta kırılma noktasına kadar iten güçlüklerin, aynı zamanda onu büyüten, hatta daha iyi bir insan olmasını sağlayan bir basamak olarak algılanması, çoğu güçlüğe dayanmayı ve iyileşmeyi sağlar. Hayatın getirdiği güçlükler karşısında fiziksel, duygusal, ruhsal ve zihinsel olarak iyileşmek için, sorumluluk almak gerekir. Yapılan araştırmalarda bu tarz insanların daha dayanıklı olduğu fark edilmiştir. Bu insanlar travmayı atlattıktan sonra, etik kavramlarının daha da geliştiği sevgi, yardım alma ve verme becerilerinin yüksek olduğu ve sağlam dostluklar kurabildikleri fark edilmiştir.

İllüstrasyon, Cecilia Castelli

İllüstrasyon, Cecilia Castelli

Kişinin hayatıyla ilgili sorumluluk alması, kader ile hayatını belirlemek arasındaki farkı anlaması, çevresinde esnekliğe ve toparlanabilme becerisine sahip insanları bulması ve onları kendine örnek alması, olumlu olması, olumlu duygular taşıması gerekir. Rezilyant kişinin, geleceğe umutla bakması, dostluklar kurmaya çalışması, korkularıyla yüzleşmesi, sorunlardan kaçma yerine çözmeye çalışması ve yapamadıklarından öğreneceği şeyler olması önemlidir. Olumsuz deneyimi tekrar yapıcı bir şekilde kurgulaması, sosyal destek araması ve alması, vücudunu egzersiz, iyi beslenme ve yeterli uykuyla sağlıklı tutmaya çalışması gerekli koşullar arasında yer alır. Gerektiğinde tüm gücünü toplar ve kullanır. Maneviyata zaman arayışına girer, yardıma ihtiyacı olanlara yardım eder, anlam bulmaya çalışır. Hedefleri doğrultusunda gerekli eğitimi ve becerileri geliştirir. Başarının çalışma ve sabırla geleceğini bilir. Kolayca vazgeçme yerine ısrarla çabalar, değiştirilemeyecek olanı kabul eder. Başa gelen kaçınılmaz fiziksel ve psikolojik acıları sükûnetle ve asaletle kabullenir. Kaderin getirdikleriyle büyür ve öğrenir.

İllüstrasyon, Monika Aichele

İllüstrasyon, Monika Aichele

Rezilyans kavramının çeşitli disiplinler açısından yapılmış farklı tanımları söz konusudur.

Rezilyans kavramı sosyal, psikoloji ve ekonomi alanında da kullanılır. Genel olarak, rezilyans kavramı, ekonomilerin, kurumların ve toplumların davranışsal tepkilerini ifade eden bir kavram olarak düşünülmüştür. Filozof Peter Timmerman, bir toplumun rezilyansını, tehlikeli bir olayın gerçekleşmesinin ardından iyileşme kapasitesinin bir ölçütü olarak tanımlayarak rezilyans kavramını sosyal bilimler alanına taşımıştır.

Rezilyans, bir sosyal sistemin geçmiş felaketlerden ders çıkarması ve gelecekte kendini koruyabilmesi için kendisini düzenleyebilme kapasitesinin ne düzeyde olduğu ile ilgilidir. Sistem kapasitesi, bir organizasyon ya da toplumun, herhangi bir felaketin etkilerini ya da risk düzeyini azaltmak için kullanabileceği tüm güçlü yanları, kaynakları ve yetenekleri olarak ifade edilmektedir. Aynı zamanda beceri olarak da tanımlanabilecek olan kapasite ise, yönetim süreçlerine ilişkin tehlikeler karşısında kullanılabilecek fiziksel, kurumsal, sosyal, ekonomik kaynakların yanı sıra nitelikli personel, liderlik ve yönetim tarzı gibi kaynaklardan oluşmaktadır.

Sistem kapasitesi ve rezilyans ilişkisi, birey, aile, kabile, komşu, toplum, sosyal birliktelikler ve sistemler gibi farklı düzeylerde ele alınır.  ABD’li yönetim danışmanı Gary Hamel ve Liisa Valikangas’a göre rezilyans kavramının esas amacı, organizasyonun karşılaşmak durumunda kaldığı olumsuz durumlar karşısında hızlı bir şekilde evrim geçirebilme becerisini kazanmaktır. Bu evrim süreci, olumsuz koşulları atlatabilmek adına yeni yöntemler geliştirmek hatta örgütsel değişim sağlamak anlamını taşımaktadır.

Rezilyans 2

Psikoloji yazınında kökenleri klinik çalışmalara dayanan rezilyans kavramı, özellikle çocuk psikopatolojisi alanında ele alınır.  Önceleri, sadece bazı insanların sahip olduğu olağanüstü bir özellik olan rezilyans, günümüzde insan sermayesinin önemli bir yetkinliği olarak kabul görür. Pozitif örgütsel davranış anlayışının öncüsü olarak kabul edilen  Fred Luthans, rezilyans kavramını pozitif psikolojik sermayenin bir parçası olarak ele alır. Pozitif örgütsel davranışın rezilyans kavramını daha iyi anlaması ve potansiyelini ortaya çıkarabilmesi gerektiğini iddia eden yazar, rezilyansı bireysel açıdan inceler. Rezilyans, bireysel anlamda kişiye eski durumuna dönme ve daha etkili bir başa çıkma kapasitesine sahip olmasında, büyümesinde, gelişmesinde ve ilerleyişinde yardımcı olan bir özelliktir.

Rezailyans 3

Rezilyans kavramı iş ortamında performans ile ilişkili olan ve ölçülebilir niteliğe sahip bir kavram haline de gelir. Rezilyansın diğer bir boyutu ise organizasyonların sağ kalım ve sürdürülebilirlik kapasitelerini ortaya koyan organizasyonel rezilyanstır. Rezilyans kavramı, iş çevrelerinde belirsizliğin ve rekabetin hüküm sürmeye başlamasıyla birlikte organizasyonel bağlamda tartışılmaya başlanmıştır. Rezilyans kavramı yalnızca krizleri atlatarak eski haline dönmek değil, aynı zamanda radikal çözümleri benimseyerek, eskisinden daha iyi ve farklı bir şekle bürünmeyi ifade etmesi açısından özgün bir kavramdır. Krizler ve beklenmedik olaylar karşısında ayakta kalabilmek, varlığını sürdürebilmek ve gerektiğinde yenilenerek dönüşüm geçirmek için gerekli bilgi, beceri, yetenek ve rutinlere sahip olmak organizasyonel rezilyans kapasitesini ifade etmektedir.

Kaynak
Örgütsel Rezilyans, Küreselleşme Bağlamında Örgütsel Davranış Çocukta Rezilyans, Esneklik ve Toparlanabilme BecerisiBirey Düzeyinde İlişkisel ve Operasyonel Rezilyans (Yine/Yenilenme) Kapasitesi: Bir Ölçek Geliştirme Çalışması


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir