Menu

Marc Chagall’ın Eserleri ve Hayatı



Asıl adı Moishe Shagal olan Rus asıllı Fransız ressam Marc Chagall, 7 Temmuz 1887’de Belarus (Beyaz Rusya) sınırları içinde kalan Vitebsk kasabasında, kendi deyimiyle ayakçı bir baba, otoriter bir anne, birkaç kardeş, anneanne, babaanne ve dedelerden oluşan geniş bir Yahudi ailesinde dünyaya gelir.

My Life: Marc Chagall (Hayatım: Marc Chagall) adlı otobiyografisinde, “Ama, her şeyden önce, ölü doğmuşum” diye anlatır. Çünkü doğduğu gece kasabada çok büyük bir yangın çıkar, durumu umut kesilecek derecede kötü bebeği şehrin öbür ucundaki daha güvenilir başka bir yere taşırlar. Chagall çocukluğunda, Yahudilerin sosyal ve kültürel yaşamlarını iyi gözlemler, bunlar daha sonra eserlerinde yerini bulacaktır.

Marc Chagall, Young Girl On A Sofa (Mariaska), 1907

Young Girl On A Sofa (Mariaska), 1907

Chagall’ın bir seferinde tablosunu gösterdiği annesi şunları söyler: “Evet oğlum, görüyorum; kabiliyetin var. Ama yavrum dinle beni. Bir yere çırak girsen belki daha iyi olur.”

Sanat eğitimine 1906’da Vitebsk’te Yehuda Pen ile başlar ve 1908-1910 arasında, St. Petersburg’da Krallık Güzel Sanatları Geliştirme Derneği tarafından yönetilen avangard resim ve çizim okulu Zvantseva’ya gider. Burada hocası Léon Bakst aracılığıyla Cézanne, Van Gogh ve Gauguin’in yapıtlarını tanır. Kentte, Yahudilere uygulanan sınırlamalardan dolayı hayatı zorlaşsa da ilk resimlerini yapar. Self Portrait With Brushes, Russian Wedding, Birth, The Dead Man gibi resimleri bu dönemden örneklerdir.

Marc Chagall, The Dead Man, 1908

The Dead Man, 1908

Otobiyografisinde, dedesinin evlerinin çatısında oturup havuç yemesini sevdiğini yazar. Chagall’ın kasabası Vitebsk’te hayatın önemli anlarında (evlilik, ölüm, doğum) kemancı müzik yapar. 1908’de Ölen Adam resminde tüm bunlar açığa çıkar, çatıda oturmuş kemancıyla beraber ağlayan bir kadını, ölüyü, amcasının berber dükkanını ve Vitebsk’teki bakkalı birlikte tasvir eder.

Marc Chagall, Self Portrait with Brushes, 1909

Self Portrait with Brushes, 1909

Marc Chagall, Russian Wedding, 1909

Russian Wedding, 1909

Marc Chagall, Birth, 1910

Birth, 1910

1910 yılında kazandığı bir bursla Paris’e giden sanatçı ilk zamanlar kenti pek sevmez, zamanla alışır ve dört yıl kalır. Paris’te bulunduğu yıllarda döneminin önde gelen ressam, yazar, şairleriyle tanışma fırsatı bulan sanatçı, Apollinaire, André Breton, Blaise Cendrars gibi ünlü ozanlar ve Delaunay, Léger, Modigliani gibi ressamlardan etkilenerek yeni resim arayışlarına girer.

Marc Chagall, The Studio, 1910

The Studio, 1910

Chagall’ın Paris’te yaptığı Stüdyo adlı çalışmasında, renk açısından Van Gogh etkileri görülmektedir.

Paris’te Fovistlerin etkisiyle güçlü bir renk tekniği kazanır. 1911’de Léger, Delanuay, Gleizes ve Modigliani gibi ressamlarla arkadaş olur ve Kübizm ile ilgilenir. Chagall, Picasso ve Braque’nin çözümsel düşünmeye bağlı tekniği ile, özellikle 1911-1912 yılları arasında resimlerinde kübizme doğru bir eğilim gösterir. Resimlerin arka planındaki mekan düzenlemeleri, analitik ve sentetik açıdan kübizmin etkilerini taşır. Ancak, onun kübizmi Picasso ve Braque’den farklıdır.

Figürlerin anatomik yapısını bozup parçalar, deformasyon da yaparak insanı farklı bir biçimde resmeder. Kübist akımı kendine özgü denemeleri ile biraz daha farklı bir anlayışla yorumlar. Bu akımın kökeninde sürrealist bir nüve olduğunu düşünür. Onun bu kişisel düşüncesi, tinsel anlamda mistik öğelerle de örtüşür. Yaptığı resimlerin bazılarında, dinsel temalı semboller kullanır.

Marc Chagall, I And The Village, 1911

I And The Village, 1911

Ben ve Köy, lirik çalışmalarının yoğunlaştığı, André Breton’un deyimiyle onun tam anlamıyla lirik bir biçimde patladığı bir dönemde üretilmiştir. Bu resim, bir manzara değildir, sembollerle birlikte renklendirilmiş formların resimli hikayesinde, fiziksel olarak yaşanmış gerçekliği yansıtan imgeler bütünüdür.

Resmin en dikkat çeken unsuru, sağda konstrüktif bir çerçeve içine yerleştirilen yeşil renkli, kısmen aydınlatılmış ressamın kendi profili ve kristal parçalanmış yüzeyinden sanki rüyadan bir hayalet gibi çıkıp ressama bakan beyaz bir inek başıdır. Birbirine sebatla bakan bu iki figürün gözleri, neredeyse görünmez bir çizgiyle bağlanmaktadır. Bu ince çizgi, büyüdüğü Rus köyüne dair olan hatıralarına olan bağlılığını, üstü kapalı bir ilişkiyi işaret etmektedir. İneğin yanak kısmındaki inek sağan kadın da, sanatçının annesi gibi birçok kadını sembolize etmektedir. Sanatçı, anılarında kalan köyünü ve çocukluğunu tuval üzerine yansıtmıştır. Resim, adeta hatıraların aynasıdır. Yalın bir anlatımın söz konusu olduğu tablonun altında sanatçının güzel bir çiçek dalı tutan hali ve uzaklara giden yol, insanın hayata ve gize uzanışını anlatır.

Cemal Süreya ise Yazmam Daha Aşk Şiiri’ni Chagall’in Ben ve Köy tablosundan esinlenerek yazdığını belirtir ve ekler: “Ressamlar kadar şairlerin de çok öğreneceği var ondan.”

Marc Chagall, Adam and Eve, 1912

Adam and Eve, 1912

Marc Chagall, The Poet, 1912

The Poet, 1912

Marc Chagall, Self Portrait With Seven Digits, 1913

Self Portrait With Seven Digits, 1913

Bu üç resim de fovist renklerin ve geometrik düzenlemelerin ağır bastığı, tipik kübist resimlerdir. Tuval yüzeyinin düzenlenişi, renkler, figürlerin anlatımı ışık gölge kullanımı gibi özellikler 1940’lı yıllara kadar Chagall’da etkisini sürdürür.

Marc Chagall, Paris Through The Window, 1913

Paris Through The Window, 1913

Şehir manzarasında görülen Eyfel Kulesi, Robert Delaunay’ın çalışmalarında da sıkça karşılaşılan bir konu. Her iki sanatçı için de Paris bir metafor ve belki de moderniteyi ifade ediyor. Resimdeki paraşütçü ise, 1912’de gerçekleşen ilk başarılı atlamaya atıf gibi. Diğer motifler sanatçının kasabası Vitebsk’ten izler taşıyor.

Apollinaire’nin önerisi üzerine Chagall’ın Mart 1914’te Berlin’de büyük etki yaratan ilk kişisel sergisi, bir bakıma Alman Ekspresyonizmi’nin başlangıcı olur. 1914’te Berlin yoluyla Vitebsk’e geri döner, ancak Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması onun Paris’e dönmesini engeller. Burada ilk kez 1909 yılında karşılaştığı Bella Rosenfeld ile 1915’te evlenir. İda adını verdikleri bir kızları dünyayı gelir. Bu tarihten sonraki resimlerinde mutlu aşıklarla sık sık karşılaşırız. Bu dönemde gerçekçi bir üslupla çalışır, ama resim yüzeyini Kübist üslupla bölümlemeyi bırakmaz.

Marc Chagall, The Birthday, 1915

The Birthday, 1915

Herhangi bir ekol ya da resim tarzına bağlı kalmamıştır. Yapıtlarında kendi yaşadığı döneminin tüm resim akımlarının izleri ve lirizmin de katılımından oluşan kendine özgü bir üslup görülür. Çocuksu üslubu, alışık olduğumuz mantık ilkelerinin ve neden sonuç ilişkilerinin dışında, öznel iç dünyanın yansımalarıdır. Resimler, bildiğimiz dünyanın sınırlarının dışında, kimi zaman anlamsız görünecek kadar masalımsı, nesnenin doğasına uygunluğunun önemli olmadığı bir dünya olarak karşımıza çıkar. Ancak Chagall şunları söyler: “Bizim iç dünyamızın tümü gerçekliktir ve belki görünen dünyadan çok daha fazlasıdır. Mantıksız görünen her şeyi, fantezi, peri masalı ya da hayal olarak isimlendirmek gerçekte doğayı anlamamayı kabul etmek demektir.”

Chagall’ın resimlerindeki mutlu çift betimlemelerinin kaynağını, özyaşam öyküsündeki huzurlu birliktelikte aramak mümkündür. Chagall, evliliklerinden kısa bir süre önce resmettiği bu eserinde doğum gününde, sevgili karısı Bella’nın kendisini ziyaret edişini betimlemiştir. 1944 yılında kan zehirlenmesinden kaybedeceği Bella o günü Burning Lights (Yanan Işıklar) adlı anı kitabında şöyle anlatmıştır: “Hala çiçekleri tutuyordum; tuvale döndün ve boyalara batırılmış fırçalar.parmaklarının ucunda titredi, ah zavallı. Etrafa kırmızı, mavi, beyaz, siyah spreyler saçıldı. Beni bir renk cümbüşünde döndürdün. Ve birden beni yerden kaldırdın; sanki o küçük odada sıkışıp kalmış gibi. Kalktın ve tavanın altından süzüldün; kafanı geriye atıp benimkini kendine çevirdin. İşte dudaklarınla kulağıma dokundun ve fısıldadın. Ve burada ikimiz birlikte, dekore edilmiş odada yavaşça süzülüyoruz, uçuyoruz. Pencere camlarından özgür olmak istiyoruz. Mavi bir gökyüzü var, bulutlar bizi çağırıyor.”

Marc Chagall, Green Lovers, 1915

Green Lovers, 1915

Marc Chagall, Lovers In Pink, 1916

Lovers In Pink, 1916

1917 Ekim Devrimi öncesinde, Rusya’da Yahudilere uygulanan kısıtlamalar ve oluşan kargaşa ortamından derin biçimde etkilenir. Devrimden sonra Vitebsk eyaletine sanat komiseri olarak atanır ve müdürlüğünü yaptığı bir sanat galerisi kurar. Ancak Chagall, ressam Malevich ile fikir ayrılığına düşer, bu nedenle 1920’de Rusya’dan ayrılarak önce Moskova, daha sonra Paris’e döner.

Marc Chagall, The Promenade, 1917

The Promenade, 1917

Chagall, rüya sahnesi gibi görünen resimde, mutluluktan havalara uçmuş eşi Bella’nın elinden tutmuş, kendisini yüzünde bir gülümseme ve elinde bir kuş ile resmetmiş. Kuş mutluluğun sembolüdür. Resimde sol tarafta çiçekli bir piknik örtüsü üstünde kadeh ve içkiler, piknik sonrası mutluluklarını resmetmiş.

Marc Chagall, Bella With White Collar, 1917

Bella With White Collar, 1917

Chagall, beyaz yakalı elbisesi ile çok sevdiği karısı Bella’yı etkileyici bir şekilde tasvir etmiş. Bella’nın ayak ucuna ise kızları İda’yı ve kendisini yerleştirmiş.

Marc Chagall, Over The Town, 1918

Over The Town, 1918

Çocuksu bir çağrışım, hayal ile gerçeğin karıştığı ortamlar, duyguların aktarımında şiirsellik, coşkulu ifadeler, figürlerin bilinçli deforme edilişi ve herhangi bir mekana, zemine ayak basmadan havada uçuşları, yan ya da ters biçimde boşlukta asılı gibi duruşları Chagall’ın sanatının dikkat çeken özellikleridir.

Self Portrait With Muse (Dream), 1918

Self Portrait With Muse (Dream), 1918

Chagall’ın betimleme dünyasında kanatlı figürlerin ve meleklerin ayrı bir yeri olduğu söylenebilir. Sanatçı kanatlı figürleri kimi zaman kutsal öykülerde Tanrı’nın mesaj getiren melekleri, kimi zaman mitolojik esin perilerinin bir yorumu olarak betimlemiştir. Resimde, kanatlı figürden kaynaklanan mavi ışığın iç mekana getirdiği renk tonlarının ağırlıkta olduğu ortam, sanatçının şövale başındaki haliyle birlikte esin perisi (melek) imgesini açığa çıkarır. Işığın odaya yayılma anı, kum saati formuyla biçimlendirilmiştir. Resimdeki geometrik formlar kübizm etkisine bağlanmaktadır. Bu resim, sanatçının yıllarca yapıtlarında betimleyeceği kanatlı figürlerin ve meleklerin başlangıcı olması bakımından değer taşımaktadır.

Chagall bir görüşmede resimleri hakkında şöyle der: “Benim için bir resim, içinde öyküsel resimleme mantığının olmadığı, belli bir düzen içinde, insanlar, kuş­lar, hayvanlar (inek, keçi vb.) ya da nesnelerin temsilleriyle kaplanmış bir düzlemdir. Resmedilmiş kompozisyonun görsel etkililiği önce gelir. Her türlü ekstra yapısal faktör ikinci plandadır. Ben kendi içlerinde fantezi ya da sembolizm terimlerine karşıyım. Bizim iç dünyamızın tümü gerçekliktir ve belki görünen dünyadan çok daha fazlasıdır. Mantıksız görünen her şeyi, fantezi, peri masalı ya da hayal olarak isimlendirmek gerçekte doğayı anlamamayı kabul etmek demektir.”

Marc Chagall, Nude Over Vitebsk, 1933

Nude Over Vitebsk, 1933

1924’te Paris, 1933’te Basel’de sergiler açan Chagall’ın 59 çalışması Naziler tarafından karalamak amacıyla Dejenere Sanat adı altında gösterilir. Bu, o yılların Almanya’sında pek çok sanatçının başına gelen bir şeydir. 1937 yılında Fransa vatandaşı olan Chagall, İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’da zor günler geçiren diğer ressamlar gibi Amerika’ya gider. 1941-1948 arasında Amerika’da yaşar. 1944’te çok sevdiği ve mutlu bir hayat yaşadığı karısı Bella’nın zamansız ölümüyle hayatı zorlaşır. Bir süre sonra Fransa’ya dönüp çalışmalarına devam eder. Bella’nın ölümünden sekiz yıl sonra ikinci evliliğini Virginia Haggard Vava ile yapar ve bir oğlu olur.

Marc Chagall, The White Crucifixion, 1938

The White Crucifixion, 1938

ABD’de yaptığı en tanınmış tablolarından biri Beyaz Çarmıha Geriliş’tir. Naziler acımasızca Yahudileri katlederken, 9 Kasım 1938’de yaşanılan Kristal Gece’de başlayan katliamlar günlerce sürer. Bilinen adıyla Pogrom (katliam/kıyım) gecesi sonunda, yüz civarı Yahudi öldürülür, birçok Havra tahrip edilir. Marc Chagall, bu tabloyu savaş karşıtı olarak yapar, ama Yahudi sembolleri kullanır. Çarmıha gerilen Hz. İsa’nın başında bir Yahudi sarığı, üzerinde ise Yahudiliğin (erkeklerin kullandığı) dua atkısı olan Tallit bulunur. Her iki simge de, Yahudilik inancında önemlidir. Sanatçının varmak istediği nokta bellidir: Hz. İsa, Yahudi’dir.

Resmin üstünde ise, Hz. İsa’nın çektiği çileye, dayanılmaz eziyete, uğradığı hakaretlere üzülen Yahudi büyükleri (hahamlar, din alimleri) dumanların arasında gökyüzünde görünürler. Yerler ise tamamen karla kaplıdır. Bu soğukluk teması, sanatçının sezdirmeye çalıştığı ürküntü, acı ve drama yakındır. Resmin sağ tarafında bir asker, talan edilen bir sinagogdan kurtardığı alevler içerisindeki bir Tora sandığını (Yahudilerde kutsal sandık) açar.

Resimde sağa sola kaçışan insanlar görmekteyiz. Mavi renkli elbise giymiş olanın üzerinde Ich bin Jude (Ben bir Yahudi’yim) yazısı okunur. Resmin bir diğer tarafında ise, köylerinden kaçan bir gemi dolusu insanın, el ve kol hareketlerinden ne kadar korktukları belli olmaktadır. Öte yandan, yanan köyün üzerinde kızıl bayraklar taşıyan askerler bulunur. Chagall, korkuyla kaçan Yahudileri kurtaracağını umduğu Sovyetler Birliği’nin Kızıl Ordu askerlerini öne çıkarmıştır. Resimdeki beyaz ağırlıklı renk ise saflığı, güzelliği ve dinsel arınmayı temsil etmektedir.

Chagall, kutsal kitap illüstrasyonları da gerçekleştirmiştir. 1930’lu yılların başında sanatçı dini metinlerden esinlendiği bazı konuları betimlemiştir. Kutsal Kitap illüstrasyonları, Ambroise Vollard tarafından sanatçıya sipariş olarak verilmiştir. Bu yapıtlar, Kutsal Kitap konularını resmettiği 1939-1952 yılları arasına yayılmış iki döneme rastlamaktadır. Sanatçı yapıtları tamamladığı sırada II. Dünya Savaşı’nın başlaması ve Vollard’ın ölümü nedeniyle çalışmalarına ara verdiği betimlemeleri, 1952-1956 yılları arasında Fransa’da tamamlamıştır.

Marc Chagall, Abraham and Three Angels, 1940-50

Abraham and Three Angels, 1940-50

Marc Chagall, The Jacob's Dream, 1954

The Jacob’s Dream, 1954

Dini motiflerden garip figürlere değin her şeyi kendine özgü resmeden Chagall’ın şiirsel hayal gücüne, içgüdü ve bilinçaltına ve renklerin fantezisine dayanan sanatı, sürrealizme yakın olmasına rağmen aslında tam anlamıyla bu akıma bağlanamaz. Çünkü Chagall’ın kendi deyimiyle, bir ayağı ile bilinci, diğeriyle de bilinçsizliği betimlemektedir.

Marc Chagall, The Concert, 1957

The Concert, 1957

Marc Chagall, Opera Garnier Ceiling, 1964

Opéra Garnier Ceiling, 1964

Fransa Kültür Bakanı’nın isteği üzerine, Paris’in tarihi operası Opéra Garnier’in yenilenmesi sırasında tavanını resmeder. Dairesel formu beş ritmik renk alanına böler: Mavi, yeşil, sarı, beyaz, kırmızı. Tiyatro görüntüleri, ünlü yapılar, aşıklar, çiçekler, ve hayvanlar melodik bir renk armonisi içinde erir. Motifler Rus, Fransız, Alman bestecilere duyulan saygıyı ifade eder.

Marc Chagall, The Magic Flute, 1967

La flûte enchantée (The Magic Flute), 1967

Marc Chagall, The Triumph of Music, 1967

The Triumph of Music, 1967

Chagall, Kudüs’teki Hadassah Hastanesi’ndeki 12 pencerenin camlarını boyar. Bu pencerelerdeki her camda başka bir konu işler. ABD’deki Pocantico Hills Kilisesi de sanatçının cam çalışmalarını yapar. New York’taki Lincoln Center’da, Chagall’ın devasa duvar resimleri The Sources of Music ve The Triumph of Music, 1966’da açılan Metropolitan Operası’nın lobisindedir. New York’ta BM Sanat Koleksiyonu’nda da Chagall’ın vitray çalışmaları vardır.

Marc Chagall, vitray calismasi

The Art Institute of Chicago (Vitray çalışması), 1977

Chagall, La Fontaine Masalları ve Gogol’ün Ölü Canlar’ı gibi edebi yapıtları resimleme, tuval, tiyatro için dekor çizimleri, seramik, vitray, mozaik, grafik, litografi, heykel gibi değişik malzemelerle ve tekniklerle çalışır ve binlerce eser bırakır.

Marc Chagall, Fabl, La Fontaine

Fabl, La Fontaine

Marc Chagall, Gogol

Gogol’ün Ölü Canlar eserinin illüstrasyonları

Marc Chagall, palyaco

Puşkin’in Çingeneler öyküsünü konu alan, Rachmaninov’un tek perdelik eseri Aleko için tasarladığı bir palyaço kıyafeti

Ara Güler Yeryüzünde Yedi İz adlı kitabında şöyle der: “Chagall ailesinin bir süre İstanbul’da oturduğunu ilk kez duyuyordum. Bizzat kendisinden duyduğuma göre doğruydu. Sonradan öğrendim ki, Chagall, Romanya Yahudisiymiş. Ve o tarihlerde göç zorunluluğu olunca önce İstanbul’a gelmiş, bir süre sonra da Paris’e yerleşmiş. Herhalde İstanbul’da kalsaydı Chagall olmayacaktı, olsa olsa Nurullah Berk ve Bedri Rahmi’nin arkadaşı olacaktı; kıskandıkları için onu Akademi’ye hoca da yapmayacaklardı. O da köprüden her akşam vapura binip adaya giderken filtresiz yassı bir yenice sigarası yakacak ve dumanını Marmara denizine doğru üfleyecekti.”

Marc Chagall, Couple On A Red Background, 1983

Couple On A Red Background, 1983

Marc Chagall, 28 Mart 1985’te 97 yaşında iken, Fransa’da Saint-Paul-de-Vence’de ölür. 1973’te Fransa’nın Nice kentinde Chagall Müzesi açılır. Memleketi olan Vitebsk’te ise 1997 yılında ailesi ile çocukluğunu geçirdiği ev müzeye dönüştürülür. Bu müze, sadece ressamın çalışmalarının kopyalarını sergilemektedir.

“Yaşamımızda, tıpkı bir ressamın paletinde olduğu gibi tek bir renk vardır ve bu renk yaşamın ve sanatın anlamıdır. Sevginin rengini kastediyorum.” (Marc Chagall)

Chagall

bir testi bir tabak
şinana chagall
üstünde balık içinde balık
şinana chagall
altında yanında tatlı kuruluk
şinana chagall
şu kasap dediğin ne kötü mahluk
şinana chagall
bir bitki yürümüş gitmiş
şinana chagall
atlardan uzunca böcekten küçük
şinana chagall
burası ne dünyada bir yer
şinana chagall

Edip Cansever

Kaynak
Chagall’ın Fantastik DünyasıChagall’ın Resimlerinde Yapıt-İzlek İlişkisiChagall’ın Sanatında Melek İmgesiMarc Chagall’ın Ben ve Köy Adlı Eserinin Akademik Eleştiri Yöntemiyle İncelenmesiResimde Düşsel İmgelerSerkan Hızlı – Resimler ve Hikayeleri


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir