Menu

Doğan Cüceloğlu’ndan Üstün Dökmen’e 15 Önemli Psikoloji Kitabı



Doğan Cüceloğlu, Üstün Dökmen, Yankı Yazgan başta olmak üzere okumanız gereken psikoloji kitaplarını derledik.

Mutlaka okunması gereken kişisel gelişim kitaplarıyla ilgili bir liste yapmıştık. Onu buradan okuyabilirsiniz.

1. İçimizdeki Çocuk – Doğan Cüceloğlu

Doğan Cüceloğlu kitabını Cumhuriyet Kitap ile yaptığı röportajda kısaca şöyle tanıtıyor:

doğan cüceloğlu, psikoloji kitapları, okumanız gereken psikoloji kitapları, kişisel gelişim kitapları, en iyi psikoloji kitapları

“Birinci kısımda okuyucu örnekler ve egzersizlerle içindeki çocukla tanıştırılıyor. İkinci kısımda içimizdeki çocuğu etkileyen en önemli ortamdan, çocuğun içinde yetiştiği aileden söz ediliyor. Aile içindeki sözlü ve sözsüz iletişim, aile kuralları ve sağlıklı aile ile sağlıksız aile incelenerek, bu faktörlerin çocuğun gelişimini nasıl etkilediği örneklerle belirtiliyor. Üçüncü kısımda, sağlıksız aile ortamının olumsuz etkilerini çocuğun iç benliğine nasıl işlediği inceleniyor. Dördüncü kısımda kişinin kendi gelişim özgeçmişini incelemesi için daha önce verilmiş olan egzersize dönülüyor ve verilen cevap türleri inceleniyor. Be­şinci kısımda çok sesli iç dünyamızın en önemli iki kahramanı iç çocuk ve iç ana-baba arasındaki ilişkinin türü tartışılıyor. Ve son kısım olan altıncı kısmın başlığı, Arayış: İç Çocukluğunuza Kavuşmanın Yolları’dır. Bu kısımdaki dört bölüm, adım adım kişinin uyanışını, temel sorunlarını anlamasını, olumsuzu olumluya dönüştü­rerek iç ve dış dünyasıyla bütünleşmesini ve kendi özüne kavuşmasını konu edinmektedir.”

“Çocuklarının duygu ve heyecanlarını inkar eden ve onların ifadesini yasaklayan ana-babalar, normal heyecan ve duyguların normal dışına dönüşmesine yol açarlar. Doğallığını kaybeden duygu ve heyecanlar, çocuğun yaşama uyumunu sağlayacak yerde, ona ayak bağı olur ve onu mutlu ve doyumlu bir yaşamdan gittikçe uzaklaştırır.”

2. Duyguların Psikolojisi – Nevzat Tarhan

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanoğlunun sahip olduğu olumlu ve olumsuz tüm duyguları (sevgi, merhamet, güven, adalet, sabır, vefa, ümit, iyimserlik, merhamet, bencillik, gurur, kibir, şüphe, öfke, kin, üstünlük, üzüntü, nefret, kıskançlık) tek tek çözümlüyor. Olumlu duyguları daha etkin kullanma yollarını gösterirken, olumsuz duygularla mücadele yöntemlerini ve bunların bireysel ve toplumsal faydaya nasıl tahvil edilebileceğini açıklıyor. Sol beyni eril, sağ beyni dişil olarak niteleyen Tarhan, kitabında bu iki beynin alanını doğru yerde kullanmak yönünde tavsiyeler veriyor.

nevzat tarhan, psikoloji kitapları, okumanız gereken psikoloji kitapları, kişisel gelişim kitapları, en iyi psikoloji kitapları

“Nezaket ve güvenin azalması, bencillik, şiddet, alçaklık ve zalimliğin artması ile birlikte başkalarının hissettiğini anlama becerisinin (empati) zayıflaması şiddet suçlarını artırdı. Empatinin zayıfladığı durumlarda başkalarının yaşadığı acı, mutsuzluk vb gibi psikolojik ihtiyaçlar anlaşılamaz. Empati yoksunluğunda, dürtüler kontrolden çıkmaya başlar. Benmerkezci beklentiler sosyal beklentilerin önüne geçer. Başkalarına ilgi, yardım, iyilik yapma, şefkatli olma yerine kendi çıkarını düşünme, zevkinin peşinde koşma, acımasız olma gibi değerler yaşama baskın olur.”

3. Beni Sessiz De Sevebilir Misiniz? – Kemal Sayar

Prof. Dr. Kemal Sayar’ın aşka, insana ve hayata dair saptamalarını, birikimlerini içeren elinizden bırakmadan okuyacağınız huzur dolu bir kitap. Kitap küçük bir çok denemeden oluşuyor. Sayar kitabında “Acısıyla, tatlısıyla her ne olursa olsun yola devam edin. Kendinizi eleştirmeyi bilin. Hatalarınız sizi doğrulara götürecektir, kendini eleştirmeyi bilen, cömert ve bağışlayıcı olabilen kişilerin hayatta daha mutlu olacaktır” diyor.

kemal sayar, psikoloji kitapları, okumanız gereken psikoloji kitapları, kişisel gelişim kitapları, en iyi psikoloji kitapları

“Aşk, bileklere jilet atıp küvete uzanmak, kıskançlık krizine girip sevdiğine zulüm etmek, acılar denizinde boğulmak demek değildir! Yanılsamalardan kurtulun. Aşkın maddi boyutu zaten ekranlarda gün boyunca yeterince gösteriliyor. Bir insan neden sürekli acı çekmek ister ki? Hem, burada farklılık nerede, aşk monoton olmak mıdır yani? Sıkıcı? Acı verici? Mazoşist? Sadist? Nevrotik? Halbuki aşk güzellik değil midir? Elinizdeki güzelliklere güzellikle yaklaşın. Yeri geldi mi sessiz olun, yalnızca dinleyin. Hem sevdiğinizi hem de kendinizi hissedin. Ama en önemlisi geçmişte ne olduğunu, o an ne yaşadığınızı ve gelecekte ne olmak istemediğinizi çözümleyin.”

4. Madalyonun İçi Bir Psikiyatrın Not Defterinden – Gülseren Budayıcıoğlu

Kitap kurgu değil, gerçekten yaşanmış hayat hikayeleri… Psikiyatr Gülseren Buğdaycıoğlu’nun terapi seanslarındaki hastaları. Çok farklı, inanılmaz karakterler. Yıllardır panik atak yaşayan bir işadamı, kendini peygamber ilan eden bir doktor, çok temiz olmak uğruna evlerini çöp apartman haline getiren üç kız kardeş, doktorunu intihar etmekle tehdit eden bir öğrenci. Başlangıçta garip, şaşırtıcı gibi görünen, yadırgadığımız yaşam şekillerinin altından ne gibi yanlışların çıktığını tahmin bile edemiyorsunuz. Kitapta çocukluk dönemindeki hataların, aile yaşamının, ilk eğitimin, toplum baskılarının insan yaşamı üzerinde nasıl etkiler bıraktığını, insanı nasıl şekillendirdiğini, bu hastaların terapilerini okuduğunuzda öğreniyorsunuz. Psikiyatr Dr Gülseren Buğdaycıoğlu’nun sadece işlediği konular değil, hastalara yaklaşımı ve akıcı anlatımı da etkileyici.

gülseren budayıcıoğlu, psikoloji kitapları, okumanız gereken psikoloji kitapları, kişisel gelişim kitapları, en iyi psikoloji kitapları

“Başkalarının hakkını yiyeni değil, paylaşanı, oturanı değil çalışanı, vazgeçeni değil mücadele edeni, cezalandıranı değil hoş göreni, nefreti değil sevgiyi, gururluyu değil alçakgönüllüyü, çevresini mutsuz ve huzursuz edeni değil, etrafına huzur, mutluluk ve neşe saçanı, cebi değilse bile gönlü zengini, kalp kıranı değil gönül alanı daha çok seviyor. Yani kendine benzeyeni seviyor. Okuyanı-yazanı, düşüneni-anlatanı, insanlar için bir şeyler yapan herkesi seviyor. İlimi-bilimi, icad edeni, keşfedeni seviyor. Anne-babalarını seven-sayan, onları eğiten-öğreten, yediren-içiren, koruyan, hoş gören anne babaları seviyor.
Okuduğum kitaplar işte bana bunları anlattı. O, dünyadan yükselen güzel sesler duymak istiyor. Kavgaların ve savaşların sesini değil.”

5. Şizofreni Yalnız Oynamaz – Rahmi Vidinlioğlu

Kendine özgü tarzı olan genç bir yazar Rahmi Vidinlioğlu. Kitap, şizofren bir gencin hikayesini anlatıyor. Kitabın başındaki İstanbul anlatımı gerçekten birçok yere göndermeler yaparak ve ustalıkla işlenmiş. Bu ilk bölümde herkesi hayran bırakan, şiir gibi akan upuzun cümleler var. Kitabın ana teması, şizofren bir gencin iç hesaplaşmaları, aşk, aldatma, karşılık beklemeksizin sevmenin gücü. Kitapta birçok alıntı da var. Küçük İskender, Düş Sokağı Sakinleri gibi.

rahmi vidinlioğlu, psikoloji kitapları, okumanız gereken psikoloji kitapları, kişisel gelişim kitapları, en iyi psikoloji kitapları

“Nereye kaçarsak kaçalım, nereye gidersek gidelim. Giderken hem kafamızı, hem de yüreğimizi beraberimizde götürüyoruz. Bu nedenle nereye gittiğimizin çok da önemi yok ne yazık ki. Sevdiklerimizi kaybetmesek, onlarla ilgili kurduğumuz tüm hayallere eksiksiz ulaşabilsek hayatımız ne kadar güzel olurdu değil mi?”

“Sevilecek bir yanını bulabilsem seni sevmekten ebediyen vazgeçecektim! Üstüme büyük bir özenle giydiğim ütüsüz deli gömleğimi yırtıp paramparça edecektim! Ama bulamadım.”

6. Küçük Şeyler 3: Yaşama Yerleşmek – Üstün Dökmen

Türkiye, Prof.Dr. Üstün Dökmen’i, televizyonda yaptığı Küçük Şeyler adlı program ile tanıdı. Üstün Dökmen, bu programdan yola çıkarak Küçük Şeyler serisi altında iki kitap yazdı. Yaşama Yerleşmek serinin üçüncü kitabı oluyor. “Küçük şeyleri küçümsemeyin, fazla da önem vermeyin. Küçük şeylere hakkını verin. Küçük şeylere hakkını vermek, yaşama hakkını vermektir.” diyen Üstün Dökmen bu kitabında, kaliteli yaşamanın vazgeçilmez koşulu olan yaşama yerleşmeyi anlatıyor.

ustun dokmen

“Bazılarımız bazen ve sanırım çok azımız da her zaman dört elle yapışırız yaşama. Fark ederek, hissederek, anı yaşayarak yaşarız; bazılarımız ise adeta parmak ucuyla tutar yaşamı. Bir sandalyeye, koltuğa veya bir sedire, kendimizi bırakarak, yayılarak yerleşmek de mümkündür, eğreti bir şekilde oturmak da… Benzer şekilde, yaşama bütün varlığımızla, varoluşumuzla yerleşmek de mümkündür, eğreti bir şekilde ucundan ilişmek de…Bir at, üstüne tam yerleşmeyen süvariyi nasıl üstünden atarsa, yaşam da kendine tam yerleşmeyenleri, bir anlamda yeterince uyum sağlayamayanları üstünden atar, devre dışı bırakır.”

7. İnsanı Anlamak – Özcan Köknel

Çağımızda iletişimin körelmiş ve arızalı işleyişi sebebiyle karşımızdakini anlamamız çok daha zor. Bu kitabı okuyarak ruhbilim ışığında Prof. Dr. Özcan Köknel’in önerilerine kulak verebilir, etrafınızdaki insanların ne düşündüğüne dair fikir edinebilirsiniz. Özcan Köknel tanıtım bülteninde şöyle diyor:

özcan köknel, psikoloji kitapları, okumanız gereken psikoloji kitapları, kişisel gelişim kitapları, en iyi psikoloji kitapları

 

“Kitapla tek yönlü bilgi iletmenin, haber ulaştırmanın çok zor olduğunu biliyorum. Bana yardımcı olmanızı istiyorum. Kimi satırların aktardığı bilgiyi karanlık, karmaşık ya da yetersiz bulursanız, hemen kızıp kitabı kapatmayın. Bir an durup benden ya da sizden kaynaklanan bir engel olabileceğini düşünün. Okumayı sürdürün, belki ileride bu engeli birlikte aşabilir, arkadaşlığımızı, dostluğumuzu sürdürebiliriz. Gerçek arkadaşlığın, dostluğun temeli engelleri birlikte aşmak, iletişimi sürdürmek için ortak çaba harcamaktır. Bu çabada benim de, sizin de ortak payımız olacak. Ben kendi payıma düşen çabayı elimden geldiğince göstereceğim.”

“Ruh sağlığının temeli, kendini bil ilkesine dayanır. Bu nedenle zaman zaman benliğinizle iletişim kurun. Endişe, kaygı, kızgınlık, korku gibi size elem veren duygulanım durumlarının nedenlerini araştırın. Bu durumların sizden kaynaklanan nedenleri varsa gidermeye çalışın. Başkalarından kaynaklanan nedenlerine gerçekçi çözümler arayın.”

8. Kolay, Kısa, Keyifli Psikoloji – Fulya Taşçeviren

“Kitapçı kitapçı dolaşıp bilmem kaç soruda psikoloji kitapları aramaya, sınav öncesi 10 kiloluk bir kitabı bir gecede okumaya, psikoloji lafını işitince olay mahallinden usulca uzaklaşmaya artık son! Şu görmüş olduğunuz kitap, psikolojiyi sade bir dille, eğlenceli bir şekilde anlatıyor. Bir solukta, severek okunuyor. Güvenilir bilgilere dayanan, psikolojiye meraklı kişilerin birbirlerine ve öğretmenlerin öğrencilerine rahatlıkla tavsiye edebilecekleri, itinayla hazırlanmış özgün bir kitap.” (Arka Kapak)

fulya taşçeviren, psikoloji kitapları, okumanız gereken psikoloji kitapları, kişisel gelişim kitapları, en iyi psikoloji kitapları

“On dördüncü yüzyıl sonlarında, Fransız skolastik filozofu Buridan’ın ileri sürdüğü bir paradoks vardır. Bu paradoksta, uzun süre aç bırakılan bir eşeğin önüne iki özdeş saman yığını konulduğu halde, bunlardan herhangi birini tercih etmekten aciz olduğundan, açlıktan öldüğü anlatılır.”

9. Duyguların Şifresi – Bengi Semerci

Sokaklarda her gün neler oluyor ve bizim bu olaylara katkımız nedir? Gençleri neler bekliyor? Aşklar artık neden üç gün sürüyor? Terör, deprem bize neler yapıyor? Niçin çocuklarımızı mutlu edemiyoruz? Şiddet yaşamımıza nereden geliyor ve yaşamımızı ne kadar etkiliyor? Çocuk, genç ve erişkin psikiyatristi Doç. Dr. Bengi Semerci ile kendinizi, hayatı ve yaşadıklarınızı tahlil etmeniz kolaylaşacak. Duygularınızın şifresi çözülecek.

bengi semerci, psikoloji kitapları, okumanız gereken psikoloji kitapları, kişisel gelişim kitapları, en iyi psikoloji kitapları

“Arkadaşların olacak, sorunlar çıkacak, kandırılacaksın, kullanılacaksın, üzüleceksin. Sorun sende sanacaksın. Oysa ilişkileri, altlarında yatanları, hastalıkları bildiğinde daha akılcı olabilecek, hem kendini sevecek hem de karşındakini affedebileceksin. Çünkü kimin, neyi, niçin yaptığını anlayabileceksin. Seviyorum dediğinde sevginin ve aşkın anlamını düşüneceksin. Sevdiğinle aranda sorunlar çıkacak, çözüm şifrelerini arayacaksın. Bir yandan da yaşadığın toplumun içinde olaylar olacak. Bunların ne anlama geldiğini, alt yazılarında neler olduğunu bilmek gerekecek daha iyi yaşayabilmek için. Herkes başka şeyler söyleyecek, yazacak. Sen kendi düşünceni oluşturabilmek için değerleri, mücadeleyi, korumayı öğrenmek zorunda kalacaksın. Evet… Yaşamak, bilmek demek; yaşamak, öğrenmek demek ve yaşamak, öğrenilenleri yapabilmek demek. Şifreleri çözmek demek.”

10. Anne Olmak – Haluk Yavuzer

Akademik hayatını çocuk psikolojisine ve anne-baba eğitimlerine adayan Prof. Dr. Haluk Yavuzer, Anne Olmak kitabında anneliğe hazırlananlara ve bilinçli anne olmak isteyenlere rehberlik ediyor. Yavuzer, kadınlıktan anneliğe geçiş aşamalarını, anneliğin nasıl bir durumun başlangıcı olduğunu, çocukların annelerinden neler beklediğini, annelerin davranış modellerini yaşanmış örnek hikâyelerle zenginleştirerek anlatıyor.

haluk yavuzer, psikoloji kitapları, okumanız gereken psikoloji kitapları, kişisel gelişim kitapları, en iyi psikoloji kitapları

“Ben kitabımda anneliğe hazır olunması gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Bunu da ebeveyn olgunluğu şeklinde tarif ediyorum. Bedensel, fizyolojik ve beyin olarak gelişmek ve anneliğe hazır olmak, duygusal ve sosyal açıdan anneliğe hazır olmak… Eğer ebeveyn olgunluğuna ulaşmadan birey anne olursa, bizim beklediğimiz sıcak anne-çocuk ilişkileri gelişmiyor. Bunun sonucu güvenli bağlanma olmuyor. Duygusal istismar ve ihmal oluyor. Bu durumda da çocuk uyumsuz, saldırgan ya da yetişkinlere bağımlı olabiliyor.”

11. Kişilik ve Karakter Gelişiminde Çocukluk Sırrı – Adem Güneş

Uzman Pedagog Adem Güneş kitabında çocukta kişilik gelişiminde annenin, karakter oluşumunda ise babanın etkili olduğuna, bu konuda ayrıca ruhsal iletişimin etkisine dikkat çekiyor. Çocukla girilecek bir mücadelenin çok büyük bir hata olacağını ifade eden Güneş, çocuğun baskıyla kontrol altına alınmak istenmesinin yerine onun benliğinin güçlendirilmesinin daha doğru bir davranış olacağını kaydediyor. Kişiliğin oluşması, anne ile olan bir şeydir. Çocuk anneyle ne kadar etkileşim ve ne kadar engelsiz bir iletişim içerisinde ise çocuğun içerisindeki kişilik gelişimi o denli güçlü olacaktır. Karakterin oluşması ise daha çok babayla olan bir şeydir. Baba çocuğun içerisine anne tarafından sokulmuş olan bu enerjiyi aktif hale getirebilir, davranışa dökebilir ve kendisi iradî davranışlar sergileyebilirse çocuk da babadan gördüğü bu iradî davranışları kendi karakteri haline dönüştürecektir. Dolayısıyla ikisi ne birbirinden ayrılabilir, ne de biri olmadığı zaman diğeri olabilir.

adem güneş, psikoloji kitapları, okumanız gereken psikoloji kitapları, kişisel gelişim kitapları, en iyi psikoloji kitapları

“Çocuğun karakteri baba ile kişiliği ise anne ile oluşur. Annelik duygusu doğuştan olmasına rağmen babalık duygusu sonradan gelişiyor. Babalar erken çocukluk dönemlerinde çocuklarıyla iyi bir iletişim kurmalıdırlar. Bir babanın çocuğu ile kuracağı derin iletişim ve duygusal alışveriş, çocuğun dirayet sahibi olmasına, iradesini güçlü bir şekilde kullanmasına kaynak olacaktır.”

12. Benliğimi Gördünüz Mü? – Berat Uyanık

Genç yazar Berat Uyanık’a göre delirmek en büyük özgürlüktü. Bu damgayı yemediği sürece yaptığı her saçmalık suç olacaktı. Ama deli olduğunu kabullendirirse hem kendisi deli gibi özgür olacak hem de etrafındaki herkesi kendinden uzak tutacaktı. Sonuçta ona göre sorgulamak en büyük delilik, öğrenmek en büyük saçmalıktı. 2013 yılında çıkardığı ilk eseri olan Benliğimi Gördünüz Mü? adlı romanıyla hem bazı sözde bilim insanlarının, hem de o insanların itaat ettiği perde arkasındaki yüzlerin hayalindeki kurgusunu ele aldı.

berat uyanık, psikoloji kitapları, okumanız gereken psikoloji kitapları, kişisel gelişim kitapları, en iyi psikoloji kitapları

“Bu ülkede bilim artık insanlığa değil sahiplerine hizmet ediyor Taylor. Hepimizin sahipleri var. Bize ait bir yaşamın olduğunu mu sanıyorsun? Bütün insanlık sadece birkaç kişinin lanet olası işlerini yürütmek için çabalıyor. Din, medya ve basın da kullanılarak bizi illüzyonel yanılgı içinde tutmaktalar. Bu sayede de beyinlerimiz uyutulup, uyuşturuluyor. Bilinçaltımız onların istedikleri pazarlama tekniklerini uyguluyor. Her şeye rağmen oturmuş kendimizin oynadığı oyunu izliyor ve kendi aptallıklarımıza gülüyoruz. Tabi ki bunlar da zaten sahiplerimizin tam olarak istedikleri. Ama yine de ayakta duran ve dünyanın birçok yerinde bağımsızlığından ödün vermemiş, tek amaçları insanlığın geleceği için bilim mantığıyla işleyen yerler de var… Ayrıca beni serbest bıraktıkları falan da yok.”

13. Erkekler Neden Evlenir? – İlkim Öz

“Bu kitapta, altı erkeğin terapi öyküsünü bulacaksınız. Kaygıları, takıntıları, sorgulamaları, neşeleri, hüzünleri, hayal kırıklıkları ve umutlarıyla yüreklerini bana ve size açan bu erkekler, aslında yaşamlarını paylaştılar. Hepsi evli olan bu erkeklerin terapilerine zaman zaman eşleri de katıldı. Yani kadınlar olmadan olmadı! Eşleri onları tanımlamaya çalıştı. Bu kitaptaki erkekler toplumun, kadınların ve cinsel kimliklerinin onlarda yarattığı yükü belki de pek çok erkek adına dile getirdiler. Ben onların sadece terapi öykülerini aktarıyorum, yorumu size kalmış. Bu kitabı alanların ve okuyanların çoğunun kadınlar olacağından eminim. Erkekler yine kendilerinden kaçacak ama inanın yanılmak istiyorum.”

ilkim oz

“Mete Bey üç seanstır terapilere katılıyordu. İlk görüşmede ve bunu izleyen iki seans boyunca sürekli aynı şikâyetlerden yakınıyordu. Hayattan bıkmış bir görünümü vardı. İlk geldiği günden beri aynı giysiler üzerindeydi. Saçları darmadağın, elinde sürekli sigarası, gideceği bir yeri yokmuş gibi olan ifadesiyle kurduğu cümlelerin hemen hepsinde karısına dair suçlamalar yer alıyordu. Ona baktığım zaman, sanki bütün yaşam enerjisini birileri almış gibi hissediyordum. Bedeninin içi bomboş ve neyle dolduracağını da bilmiyor gibi bir izlenim yaratıyordu. Şimdiye kadar bir kez gülümsemişti. yüzü daima asıktı. Sıkıntısının nedeninin karısı olduğundan o kadar emindi ki, sadece bunu onaylatmak istiyordu. “Evet, sizin sorunlarınızın kaynağı eşiniz” dediğim anda belki de terapilerine son verecekti.”

14. Kalbinle Düşün Aklınla Hisset – Yankı Yazgan

Prof. Dr. Yankı Yazgan’ın tüm kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da isim çok etkileyici. Yazgan bunu şöyle izah ediyor: “Kalp daha ziyade hızlı hareket eden, duygularımızı dürtülerimizi, sezgilerimizi harekete geçiriyor. İlk yapmak istediğimiz, içimizden gelen en uygunu olmayabiliyor. Birine zarar vermek, ilk içimizden gelen olabilir, ama aklımızın sesini dinle dediğimizde iyi şeyler olabiliyor. Çünkü yüreğimiz bizi her zaman iyi bir yere götürmez, öfke de, nefret de yürekten geliyor. Dolayısıyla kalp deyince herkesin aklına yürek ve aşk gelmekle birlikte, böyle bir şey yok. Orada ben daha çok bir dengeden bahsediyorum. Sadece bu duyguların etkisinde olmayan bir beyin ile son derece sıkıcı, mekanik, insani olmayan yanı olarak düşündüğüm için, duygularımızın farkında olmanın önemli olduğunu, ama duygularımızı aklın dengelemesi ölçüsünde, gerçek yerini bulduğuna inandığım için bu başlığı kullandım.”

yanki yazgan

“Köle farelerle özgür aslanlar sorunudur bu; her iki hayvan türüne de ne denli saygı duysam da. Fare doğanla aslan doğan arasındaki bir numaralı fark: Fare “Başıma ne gelecek?” diye sorar, aslansa “Ne yapacağım?” diye. İki numaralı fark: Fare kendini sevebilmek için başkalarını onu sevmeye zorlar, aslansa kendini sever, bu yüzden de başkalarını sevme yetisine sahiptir.”

15. İç Dünya Oyunları – Yeşim Türköz

Klinik psikoloji uzmanı ve psikoterapist olan Yeşim Türköz, bu engin psikoloji bilgisini, kurmacanın ana besin kaynağı olarak ilk kitabı Büyü Dükkanı’nda olduğu gibi İç Dünya Oyunları’nda da kullanmaya devam ediyor. Türköz’ün yeni kitabında ruhsal dünyamız sözü alıyor ve arzuları, hayal kırıklıklarını anlatmaya başlıyor. Yeşim Türköz, İç Dünya Oyunları’nın iskeletini de tıpkı Büyü Dükkânı’nda yaptığı gibi oyun üzerine inşa ediyor. İç Dünya Oyunları’nda fantastik bir öykü ve sıra dışı kahramanlar bekliyor bizi. Akıl, Dürtü, Sağduyu, Haset, Coşku, Vicdan, Hüzün, Bellek ve diğerleri, yasak aşk, ayrılık gibi çetrefil projeler üzerinde çalışıp, bu grifit işlerden yorulunca hep beraber tatile çıkmaya karar veriyorlar. Fikir, Coşku’dan çıkıyor, organizasyonu Akıl yapıyor. Böylece, ismi olup cismi olmayan bu varlıkların, her gününü psikodramatik bir oyunla taçlandırdıkları bir haftalık tatilleri başlıyor. Onların aralarında oynadıklarına biz de eşlik ediyoruz farkına bile varmadan. Ama oyunların her biri kendi kendimizle karşı karşıya gelme seansları olup çıkıyor sonunda.

yeşim türköz, psikoloji kitapları, okumanız gereken psikoloji kitapları, kişisel gelişim kitapları, en iyi psikoloji kitapları

“Hepimizin iç dünyası biraz alacakaranlıktı zaten… Her şeyi öyle ilk bakışta göremezdik. Görmek de istemezdik belki… Herhalde böylesi daha iyiydi. Onun için iç dünyamızı, pek de farkında olmadan, farklı katmanlardan oluşturur, sonra da onu anlayabilmek için elimizde bir fenerle, derinliklerle dolaşmak zorunda kalırdık. Aslında katmanlarımızın olması doğal ve gerekliydi. Aksi takdirde ruhumuzu korumamız mümkün olmazdı… Zemin sağlam olduğu sürece, yeterli donanıma sahip olduğumuzu hissettikçe onları keşfe inebilirdik.”


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir