Michelangelo Merisi da Caravaggio, 29 Eylül 1571’de Milano’da doğar. Sanatçının soyadını aldığı, Milano yakınlarındaki Caravaggio kasabası, ailesinin köklerine işaret etmektedir. Babası Fermo Merisi, Caravaggio Markisi Francesco Sforza’nın yanında mimar ve dekoratör olarak çalışmaktadır. Annesi Lucia Aratori, alt düzey aristokrat bir aileden gelir.
Aile, Milano’daki veba salgını sırasında Caravaggio kasabasına yerleşir, ancak kısa bir süre sonra, Caravaggio 11 yaşındayken babası hayatını kaybeder. Ressamın çocukluk dönemiyle ilgili çok fazla bilgi edinemiyoruz, ama daha sonraki yıllarda himayesine girdiği Kardinal’in yanında çalışırken onu ziyarete gelen kardeşini tanımazlıktan gelip, gözyaşları içinde kapıdan çıkıp gitmesine tepki vermemesinden anladığımız kadarıyla, hatırlamak istemediği çok şey var.
12 yaşında, annesi onu bir zanaat ile uğraşmaya teşvik ettiğinde resme yönelir. Annesi, onun Tiziano’nun öğrencisi olan, ünlü ressam Simone Peterzano’nun 1584-88 yılları arasında çırağı olmasını sağlar. Çıraklığı sırasında, Lorenzo Lotto, Leonardo da Vinci ve Girolamo Savoldo gibi sanatçıların izlerini taşıyan, Lombardiya resim sanatını öğrenir. Günlük yaşamdan sahnelerin, rengin ve gölgenin sade ve gerçekçi bir dille betimlendiği, gece resimlerinin yapıldığı bu üslup, Caravaggio’nun özgün üslubuna temel oluşturmuştur.
Boy With a Basket of Fruit, 1593
Caravaggio, 1592 sonbaharında Roma’ya gelir. Meyve Sepeti Taşıyan Çocuk isimli resmi, Caravaggio’nun Roma’ya yeni geldiğinde yaptığı ve sanat dünyasında nispeten bilinmediği döneme ait bir eser. Resimdeki model Caravaggio’nun o sırada 16 yaşındaki arkadaşı Mario Minniti’dir. Gelecekte birçok resminde ona modellik yapacaktır. Siyah ve yeşil üzümler, elmalar, armutlar, kayısılar, incirler, narlar ve üzüm, armut ve etkileyici yapraklardan oluşan bir meyve buketi, kıvırcık saçları dağınık, kendi haline bırakılmış, aralanmış dudakları ve hafif baygın gözleriyle tutkulu bir yüz ifadesi ile genç bir adam, sepeti birine sunar gibi. Caravaggio’nun cellar denilen mahzen ışığı tekniğini kullanarak yaptığı tablo, zıt ışık alanlarından oluşur.
Boy Bitten By a Lizard, 1593-94
Caravaggio’yu, Milano’dan Roma’ya gitmeye mecbur bırakan, bir kavga ya da cinayetle suçlanmasıdır. İlk gençlik yıllarından itibaren kavgacı ve tuhaf bir karakterdir. Yaşı ilerledikçe ve kariyerinde güçlüklerle karşılaştıkça daha da huzursuz ve dengesiz bir kişiliğe dönüşür. Roma’daki ilk yıllarında, kaldığı yerlerin izini süren bir yol haritası oluşturmak neredeyse imkansızdır. Sürekli ev değiştirir ve eli açık ev sahiplerinin hiçbiri ile rahat edemiyor gibidir. Caravaggio’nun Roma’daki ilk günleri, Milanolu işsiz ressamlar, heykeltraşlar ve taş oymacıları arasında geçer. İlk olarak, Lorenzo Siciliano adında, bilinmeyen bir sanatçının yanında iş bulur.
Bacchino Malato (Young Sick Bacchus), 1593
Sanatçının ilk patronu, kalacak yer ve yiyecek karşılığında dinsel resimleri kopyaladığı rahip Pandolfo Pucci, Campo Marzio semtinde bir sarayda yaşamaktadır. Sanatçı, burada uzun süre kalmaz, yeniden sokaklara döner. Ağır bir hastalık geçirir, durumu umutsuzdur, ancak altı ay sonra iyileşir. Bu günlerde, ilk kişisel portresi olan Hasta Baküs’ü resimler. Ancak, bu eser üzerinde çalıştığı dönemde bacağındaki ciddi bir rahatsızlık nedeniyle tedavi gören Caravaggio, yaşadığı fiziksel acıyı modelin yüzüne yansıtmasına rağmen, yaralı bacağını gizlemiştir. Bu resimde, uyguladığı Lombardiya resim sanatının, yarım figür gösterme özelliğini, daha sonra yapacağı resimlerde de uygulayacaktır. Uzmanlar, bu melankolik resmin, ressamın kendi portresi olduğunu kabul eder. Dionysos (Yunan şarap tanrısı) ya da İsa olarak bakabileceğimiz bu eserin başrolüne kendi aksini yerleştirmiştir.
The Cardsharps, 1594
Hilekarlar isimli tablosunda, masada karşı karşıya duran iki genç, gerçekte aynı kişidir, ama zıt karakterleri yansıtırlar. Bu hilekar, bir eliyle oyun masasına yaslanmış, diğer eliyle arkasında kemerinden sahte bir kart çıkarır. Gencin yanındaki üçüncü kişi kartların sayılarını bakarken, arkadaşına parmaklarıyla üç işareti yapar. Yırtık pırtık eldivenler fakirlik göstergesi değil, işaret olan kartları tanımayı sağlar. Bu resmin 30’dan fazla kopyası bulunmaktadır.
Lute Player, 1596
Caravaggio’nun, Roma’da gözlemlediği ve büyük bir gerçekçilikle betimlediği insan figürlerinin, resmin ön planını kapladığı üslubu bu sıralarda ortaya çıkar. Resimlerinde, sıradan insanları, ağır çalışma koşullarından vücudu deforme olmuş fakirleri, fahişeleri, giysilerini, yüz ifadelerini ve vücutlarını idealize etmeden, tüm gerçekçiliğiyle yansıtır. Bu eserlere egemen olan melankolik atmosfer, sanatçının yaşamı ilerledikçe yoğunlaşacaktır.
Buona Ventura (Good Luck), 1594
Bir resim tüccarının atölyesine bıraktığı Falcı resmiyle, Kardinal Francesco Del Monte’nin dikkatini çeker. 1595-96’da Kardinalin yanında altı yıl boyunca çalışır.
Saint Francis of Assisi In Ecstasy, 1595
Caravaggio’nun bu eseri, Barok resim sanatının başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Resim, bir gece sahnesini betimlemektedir. Aziz Francesco, vücudunda stigmatalarının (Hristiyanlıkta İsa peygamberin çarmıha gerildiği sırada bedeninde oluşan yaraların benzeri olan yaralar) ortaya çıkışını, meleğin kollarında mutluluk içinde kendinden geçerek karşılamaktadır. Barok resim sanatının en belirgin özelliği olan gece ışığının kaynağı bu resimde, çobanların yaktığı ateş olarak gösterilmiştir. Resimdeki dramatik ışık-gölge etkisi, ışığın duygunun yoğun olduğu yerlerde, azizin yüzü ve ellerinde, meleğin şefkatli kollarında yoğunlaşması, aziz ve meleğin oluşturduğu çapraz kompozisyon ve resmin bütünündeki teatral atmosfer, Barok resmin ortaya çıkışında öncü olmuştur. Aziz Francesco’nun yüzünün, sanatçının kişisel portrelerini andırması da dikkat çekici bir başka durum.
Bacchus, 1596
Caravaggio tablolarındaki homoerotik vurgu, dikkatleri sanatçının cinsel tercihlerine çeker. Ancak, Kardinal del Monte’nin eşcinsel olduğu, Caravaggio’nun ise onun zevkleri doğrultusunda resim yaptığı da söylenir. Kardinal hiç evlenmemişti ve malikanesinde hadım edilmiş erkek hizmetkar ve müzisyen sayısının bir hayli fazla olduğu söylenir. Onun malikanesine taşınan Caravaggio’nun burada genç erkek bedenini gözlemleme olanağı olur. Ayrıca, erotik şiirin en iyi temsilcilerinden biri olan, klasik dönem şairlerinden Ovidius’un hermafrodit dediğimiz hem erkek hem kadın cinselliğine sahip, yani çift cinsiyetli kahramanlarının öykülerini okumak, 17. yüzyıl sanatçıları arasında çok yaygındı. Büyük bir olasılıkla Caravaggio da bu öyküleri bilir ve belki de Bacchus tablosunu bu öykülerden etkilenerek yapar. Ayrıca, o yıllarda hem kadın hem erkek güzelliğini içinde barındıran androjen güzelliği, yani çift cinsiyetli güzelliği öven bir estetik anlayışı da sözkonusudur.
Saint Catherine of Alexandria, 1598
Kardinal del Monte için yaptığı diğer önemli resim, İskenderiyeli Azize Catherine isimli eserinde, Romalı bir fahişe olan Fillide Melandroni’yi model olarak kullanmıştır. Sanatçı, Azize Catherine’yi, genç bir kadın olarak, ölümüne neden olan tekerleğe sırtını dayamış, kendisine saplanacak olan kılıcı elinde tutarken betimlemiştir. Sağ üst taraftan gelen ışık, figürün yüzünde, ellerinde ve omuzunda yoğunlaşmaktadır. Figürün koyu lacivert siyah tonlarındaki elbisesi, resme egemen olan koyu gölgeyi arttırmaktadır. Çapraz kompozisyon, kılıçla vurgulanmaktadır. Bu kılıç, 16. yüzyılın sonlarında profesyonel kılıç ustaları tarafından kullanılan, daha sonra sanatçının ruhsatsız taşımaktan tutuklanacağı İtalyan düello silahıdır.
Martirio di San Matteo, 1599-1600
Roma’da San Luigi dei Francesi Kilisesi, Contarelli Şapeli için, Aziz Matta’nın yaşamını resimlediği üç eserinden ilki, Aziz Matta’nın Şehit Edilmesi’dir. Bu resimde, azizin bir ayin sırasında şehit edilmesini, büyük bir gerçekçilik ve ışık-gölgenin yoğun dramatik etkisiyle betimlemiştir. Resmin merkezindeki yarı çıplak figür, azizin katilidir. Sol taraftan gelen güçlü ışığın etkisiyle, yüzündeki acımasız ifade belirginleşmiştir. Bu figürün sol kolu, çaprazlığı vurgulamaktadır. İzleyicinin dikkati, katilin kolunu durdurmaya çalışan azizin sağ eliyle birlikte, sağ alt köşeye doğru çekilmektedir. Sanatçı, resmin arka planına, bu olayı çaresizce izleyen bir figür olarak, kendi portresini de yerleştirmiştir.
1600 yılına gelindiğinde, Caravaggio kendini Roma’nın sanat ortamına kabul ettirmiştir. Resimleri çok beğenilmekte, seçkin alıcılar, eserlerine sahip olmak için yarışmaktadırlar.
Supper at Emmaus, 1601
Caravaggio’nun bazı resimlerinin birkaç kopyası mevcuttur. Sanatçının, reddedilen eserlerinin yeni versiyonlarında, bütünüyle farklı kompozisyonlar denemesinden yola çıkarak, kendi eserlerinin kopyalarını üretmediği ileri sürülebilir. Kopyaların, kendi dönemindeki ve sonraki sanatçılar tarafından yapıldığı düşünülmektedir.
The Conversion of Saint Paul, 1600-1602
Santa Maria Popolo Kilisesi’nin Cerasi Şapeli’nin duvarına yerleştirilen ve ilk versiyonu reddedilen Aziz Paul’un Dönüşümü resminde, Tarsuslu Yahudi tüccar Şaul’un Şam’a yolculuğunda İsa Peygamber’in sesini duyması ve Hıristiyan olmasını anlatmaktadır. Katolik mezhebinin kurucusu olan ve Aziz Paul adını alan Şaul, sanatçı tarafından, bir gece sahnesi içerisinde, sesi duyup geçici körlük geçirerek atından düştüğü anda, alışılmadık, karmaşık bir kompozisyonda betimlenmiştir. Caravaggio kompozisyonu atın çevresinde kurmuş, İsa’yı betimlemekten kaçınmıştır. Etkileyici perspektif tekniğiyle kısalttığı yerdeki Paul, bedeninin sağ üst yanına düşen ışığa uzanıyor. Bu dinamik perspektif, izleyicileri karanlıkta kalan seyisten alıp Paul’un bedeninin çizdiği diyagonalı izlemeye yöneltiyor.
The Incredulity of Saint Thomas, 1601-1602
Aziz Thomas’ı resmettiği eserinde, üç havari İsa’ya merakla bakıyor ve aralarından biri parmağını onun göğsündeki yaraya sokuyor. Alışılmışın dışında olan bu tablonun, dindar insanlara ne kadar saygısız ve hakaret edici geldiğini hayal etmek zor olmasa gerek. Onlar, güzel kıvrımlı giysilere bürünmüş ağırbaşlı havariler görmeye alışmıştı. Oysa Caravaggio’nun tablosundakiler, kırışık alınları ve yıpranmış yüzleriyle daha çok sıradan işçileri anımsatıyor. Ama Caravaggio’nun kendisinin de yanıtlayacağı gibi, gerçekten yaşlı emekçilerdir onlar, sıradan insanlardır. Kuşkucu Thomas’ın uygunsuz davranışına gelince, İncil bu konuda çok açıktır. İsa, Thomas’a şöyle diyor: “Yaklaştır… Elini, koy böğrüme. Kuşkucu olma, inançlı ol!” Koyu tonlarda yapılan resim, malzemenin aksine zengin ve yumuşak bir uyumla birleşir, ancak asıl çarpıcı olan renklerin kendisinden çok, sahnenin inandırıcılığıdır.
The Entombment of Christ, 1602-1604
Vittrice ailesi için yaptığı, İsa Peygamber’in Gömülüşü, sanatçının gerçekçi üslubunun en etkileyici örneklerinden biridir. Olay gece gerçekleştiğinden, resmin bütününe yoğun bir karanlık egemendir. Kaynağı belirsiz, güçlü bir ışığın yol göstericiliğiyle, konu anlatılmaktadır. En aydınlık ve büyük figür, İsa Peygamber’in vücududur. Meryem Ana ve Mecdelli Meryem, hüzünlü bir teslimiyet içerisinde betimlenmişlerdir. İsa Peygamber’in resmin sol alt köşesine doğru uzanan cansız elinden, sağ üst köşedeki, yaşadıklarına isyan edercesine, kollarını yukarıya doğru kaldırmış genç kadın figürüne doğru geçiş, ölümden yaşama doğru geçişi simgelemektedir. Resimdeki bütün figürler, özellikle İsa Peygamber ve Vaftizci Yahya, büyük bir gerçekçilikle betimlenmiştir. Bu eser, Michelangelo’nun Pieta’sı ile karşılaştırıldığında, gerçekçiliğin taşıdığı duygusal yoğunluğu ile izleyenlerde çarpıcı bir etki bırakmaktadır. Peter Paul Rubens, İtalya seyahatlerinden birinde bu eseri görmüş ve kopyalamıştır.
Mary Magdalen In Ecstasy, 1606
Aynı dönemde yaptığı Meryem’in Ölümü, Loreto Meryemi ve Papalık Muhafızlarının Meryemi resimleri sanatçının aşırı gerçekçi üslupları yüzünden, alıcıları tarafından reddedilir. Bu resimlerin reddedilme nedeni, ikonografik uyumsuzluk olarak açıklanır, ancak eserlerin hemen başka alıcılar bulması şaşırtıcıdır.
Caravaggio, 1604 sonbaharından itibaren, şiddet içeren olayların içinde yer almaya başlar. Kavgalara karışır, birkaç kere hapse girer. Güçlü tanıdıkları sayesinde hapisten çıkarılır. 1605 yılında, ruhsatsız kılıç ve hançer taşımaktan tutuklanır, kefalet ücretini ödeyen arkadaşları sayesinde serbest bırakılır. Dokuz gün sonra, daha ciddi bir suç işler. İspanyol elçilik sarayının önünde, Caravaggio’nun kadını olarak bilinen, Loreto Meryemi’nde model olarak kullandığı Lena adlı fahişe yüzünden, bir avukata kılıçla saldırır. Önce Del Monte’nin sarayına, daha sonra Cenova’daki zengin, güçlü müşterilerinin yanına sığınır. Kısa bir süre sonra Roma’ya döner.
Saint Jerome, 1606
Roma’daki son günlerinde, Kardinal Borghese için çalışır. Sanatçı, Kardinal’in ikametgahı Villa Borghese için Aziz Jerome’u resimler. İncil’i 4. yüzyılın sonunda Latince’ye çeviren Aziz Jerome, Katolikler için büyük önem taşımaktadır. Oldukça sade ve ruhani olarak resmettiği eserde, azizin başı ve sakalı yenilikçi bir tarzda boya lekeleriyle biçimlendirmiş. Bir kumaşla sarınmış, ışıkla ortaya çıkarılan, çıplak teninin narinliği dikkat çekici. Barok tenebrizmi ile (aydınlık ve karanlık alanların dramatik etkiyi artırmak amacıyla karşıtlık oluşturacak biçimde düzenlenmesi) tek ışık kaynağından aydınlatılan baş ile kafatası karşı karşıya, diğer bir deyişle ruhanilik ile ölüm karşı karşıya gelmiştir.
28 Mayıs 1606’da bir kavga sırasında Roma’nın kenar mahallelerinden birinin çete lideri olan Ranuccio Tomassoni’yi öldürür. Suçunun karşılığı olan ölüm cezasına çarptırılmamak için Roma’dan kaçar. Kavganın bir tenis maçı yüzünden çıktığı belirtilmekle birlikte, asıl nedeninin bir kadın olduğu düşünülmektedir. Caravaggio’nun kavga sırasında, başına iki ağır darbe almış olması, olayı nefsi müdafaya dönüştürebilecektir, ancak sanatçının kabarık sabıka kaydı yüzünden, daha önceki olaylarını örtbas eden nüfuzlu tanıdıkları, bu olayı kapatamazlar. Colonna ailesinin yanına Napoli’ye gider.
Madonna del Rosario, 1607
Seven Works of Mercy, 1607
Napoli’de de büyük ilgi görür. Napoli’de yaptığı en önemli resimlerinden, Tesbihlerin Meryemi ve Yedi Büyük Günah resimleri, Rembrandt ve Velazquez gibi, Barok resmin önemli sanatçılarını etkilediği gibi, Napolili yerel ressamlar üzerinde, 18. yüzyıla kadar sürecek büyük bir iz bırakır. Caravaggio gibi resim yapmak (Caravagisme), Napoli resim sanatının bir üslubu olur.
Portrait Alof de Vignacourt, 1607-1608
Büyük başarılar kazandığı Napoli’de sekiz ay kalır ve bilinmeyen bir nedenle Malta’ya gider. Malta Şövalyelerinin lideri Alof de Vignacourt için resimler yapar. Vignacourt, sanatçının çalışmalarından öylesine memnun olur ki, onu Şövalye ilan eder. Malta’da geçirdiği sakin günler, beş ay kadar sürer. 1608 Ağustos ayı sonlarında, Malta Şövalyeleriyle girdiği büyük kavgada, şövalyelerden biri ağır yaralanır ve sanatçı tutuklanır. Kavgaya karışan şövalyeler, tarikattan kovulurlar. Bu durum, Malta Şövalyeleri’nin sanatçının ölümüne kadar sürecek bir intikam isteğine yol açar. Kapatıldığı zindandan, büyük olasılıkla Alof de Vignacourt’un yardımıyla kaçar.
Burial of Saint Lucy, 1608
Caravaggio’un yeni mekanı Sicilya’dır. Siracusa, Messina ve Palermo’da önemli resimler yapar. Bunlar arasında Sicilya’nın koruyucu azizesi Azize Lucy’nin Gömülmesi, Lazarus’un Dirilişi ve Çobanların Secdesi yer almaktadır. Sicilya’da Malta Şövalyeleri tarafından takip edildiğinden endişe etmektedir. Caravaggio’yu Sicilya’da anlatan kaynaklar, tuhaf davranan, günlük giysileri üzerinde ve silahlı uyuyan, küçük bir eleştiride kendi resmini kılıcıyla parçalayan, yerel ressamları küçümseyen biri olarak aktarmaktadır.
Adoration of the Shepherds, 1609
Kendisi için en güvenli yerin Napoli’deki koruyucusu Colonna ailesi olduğunu, bu ailenin Papalık tarafından affını sağlayacağını düşünerek, dokuz ay sonra Napoli’ye döner. 1609 yılında, Napoli’de bir kavgada öldüğüne dair haberler Roma’ya ulaşır. Bir meyhanenin dışında saldırıya uğramış, ölümcül yaralı olarak sokağa terk edilmiştir, tedavi edilir ve yüzünü deforme eden derin bir yara iziyle birlikte iyileşir. Bu saldırının, Malta Şövalyeleri tarafından düzenlendiği sanılmaktadır.
Salome with the Head of John the Baptist, 1607
Napoli’de geçirdiği günlerde, kendine Malta’da hep iyi davranmış ve onu korumuş olan Alof de Vignacourt’dan af dilemek için, şövalyelerin koruyucu azizi Vaftizci Yahya’yı yeniden yorumladığı Vaftizci Yahya’nın Başını Elinde Tutan Salome resmini gönderir.
David with the Head of Goliath, 1609-10
Bu resimdeki Vaftizci Yahya’nın kesik başı ile yine aynı dönemde yaptığı Davut ve Goliath resminde, Goliath’ın kesik başı kendi portresidir. Davut ve Goliath resminde, otoportresi olarak yaptığı Goliath’ın başı, kendisine verilen ölüm cezasını çağrıştırmaktadır. Sanatçı, kendini bir günahkar olarak görmekte, pişmanlığını ve affedilme isteğini yansıtmaktadır. Bu resim, İncil’den alınan bir konunun en devrimci ikonografik yorumudur. Caravaggio günahı, onu öldüren Davut ise İsa peygamberi simgelemektedir, İsa’nın yeryüzündeki temsilcisi Papa’dan affını dilemektedir.
The Martyrdom of Saint Ursula, 1610
Son eseri olan Azize Ursula’nın Şehit Edilmesi resminde, göğsünden okla vurulduğu anda resimlenen Azize Ursula, ölümü, sakin bir tavırla karşılamaktadır. Sanatçının, diğer resimlerindeki güçlü ışık-gölge etkisi bu resimde, Venedik resim sanatının puslu koyu kahverengi tonlarıyla yer değiştirmiştir. Sanatçının Sicilya ve Napoli’de yaptığı son resimlerinde, etkileyici bir üslup değişikliği dikkat çekmektedir. Büyük yüzeyleri aydınlatan güçlü ışığın yerine, önemli noktaları kısmi aydınlatan ölgün, cansız bir ışık gelmiştir. Resmin bütününe egemen olan siyah renk, figürlere de bulaşan ve sanki topraktan çıkmış izlenimi veren, detayları saklayan kahverengiye dönüşmüştür. Resimlerde tuhaf bir belirsizlik ve karanlık egemendir. Sanatçının tüm resimlerindeki hüzünlü ve melankolik atmosfer, daha yoğun hissedilmektedir.
The Denial of Saint Peter, 1610
1610 yazında, Papalık tarafından affedilme ümidiyle, Roma’ya doğru giden bir gemiye biner. Napoli’de yaptığı son iki resmini, hediye olarak Scipione Borghese’ye götürmektedir. Gemi, Palo limanına yanaştığında, Papalık muhafızlarınca, zorla karaya çıkarılır ve hapse atılır. Bu olayın da, Malta Şövalyeleri’nin tuzağı olduğu düşünülmektedir. İki gün sonra serbest bırakılır, ancak gemi sanatçının resimleri ve eşyalarıyla birlikte çoktan yola çıkmıştır. Caravaggio, gemiyi yakalayabilmek için bataklık zeminli bir bölgede 200 kilometre yürüyerek, Porto Ercole’ye ulaşır. Sahilde baygın bulunur, hastaneye götürülür. 18 Temmuz 1610 günü, yorgunluğun tetiklediği kalp krizi ve hummadan yaşamını kaybeder. On gün sonra, o çok beklediği, Papalık tarafından affedildiğine dair resmi yazı gelir.
Kaynak
Caravaggio’nun Yaşamı ve Barok Resim Sanatının Görsel Diline Katkıda Bulunan Önemli Eserleri, Görüntü ve Görüntüler, Katolik Avrupa, 17. Yüzyılın İlk Yarısı, Celine Symbiosis, Sinema-Resim İlişkisi ve Göstergeler Arası Çeviriye Bir Örnek: Derek Jarman’ın Caravaggio (1986) Filmi
Yorum Yap