Sizlerden gelen yoğun ilgi üzerine Türk resim sanatında önemli bir yere sahip olan ressamlarımızı ve tablolarını derlemeye devam ediyoruz.
Önceki yazımız olan Tanımanız Gereken 10 Önemli Türk Ressam ve Tabloları – Bölüm 1’e buradan ulaşabilirsiniz. Bu yazımızda sizlere aynı serinin devamı olan 10 Türk ressam daha sıralayacağız. Devamını ise önümüzdeki günlerde yayınlıyor olacağız.
1. Cihat Burak (1915 – 1994) – Telli Babada Gelinle Damat
Toplumsal çelişkiler, yozlaşan değerleri eleştirel ve mizahi bir yaklaşımla yorumladığı fantastik resimleriyle tanınır. Eserleri her ne kadar olağandışı, birbirleriyle alakalı görünmeyen unsurları bir araya getirse de, aslında gerçekçi bir ressamdır. Çünkü resimlerin temeli gündelik hayata dayanıyor ve bir mesajı var. Birçok eleştirmen onun resmini çocuk ruhlu bulur. Ama bu çocuk resmi demek değildir.
2. Yüksel Arslan (1933 – 2017), Arture 550, 2001
Yüksel Arslan eserlerine resim demiyor, artür (arture) diyor. Sanat anlamına gelen art ile resim manasına gelen pentür (penture) kelimelerinin birleşimi. Artürlerine isim de vermiyor, numara veriyor. Arslan’ın eserleri için her şey aynı anda söylenebilir. Çarpıcı, şoke edici, tüyler ürpertici, kışkırtıcı, esprili, dalgacı, koca bir insanlık tarihi, iç kaldırıcı, bunaltıcı, kör güzün parmağına anlatımcı, gamlı, takıntılı, çıfıt çarşısı, bir dahinin eserleri, bir kaçığın eserleri, mağara resimleri, eski zaman resimli doğa tarihi ansiklopedisi, anatomi atlası, portreler geçidi, modern Karagöz resimleri, grafiti, zihinsel yeraltının arkeolojisi, minyatür, tuhaf rüyalar alemi, aklın karanlık tarafı… Her bir resme saatlerce bakıp detaylarda kaybolmak da mümkün.
3. Mustafa Pilevneli (1940 – ) – Fenerbahçe
Ağırlıklı suluboya zaman zaman akrilikte çalışan sanatçının ilüstrasyon nitelikli bezemesi bir üslubu vardır. Doğayı, yaşadığı çevreyi konu alan yapıtları, büyük bir yaşama coşkusu verir. Renk, doku, biçim ilişkilerini ustaca kuran ışık, hareket, renk değişimlerini özenli bir gözlemle yakalayan sanatçı, bu değişken ortama uygun olduğu için suluboyayı seçmiştir.
4. Mustafa Ayaz (1938 – ) – Kırmızı Çoraplı Kadın
Resimde biçimin önemini vurgulayan sanatçı, desenlerinde çoğunlukla tema olarak işlediği insan figürleri, natürmortları, doğa görünümleri alt yapıyı oluşturan geometrik planda yer alabildiği gibi kaosu andıran kompozisyon içinde düzenlediği görülür. Resimlerinde kadın, dans eden kadınlar sıkça görülür.
5. Fahrelnisa Zeyd (1901 – 1991) – Atom ve Bitkisel Yaşam İçerisinde
Şakir Paşa’nın kızıdır. Halikarnas Balıkçısı, ressam Aliye Berger’in kardeşleri Nejat Devrim ve Şirin Devrim’in annesi. Resim alanında önce klasik ve realist çizgileri benimsemiş, ama sonra soyutu kendi çizgileri ile yoğurmuştur. Renkleri ve şekilleri yoğun olarak kullanmıştır. Bu eserinde İslami kaligrafi sanatının estetiği ile sufizmin mistik karakterini, Paris yıllarında etkilendiği Bizans ve Batı sanatının estetiği ile harmanlıyor.
6. Cemal Tollu (1899 – 1968) – Ankara’da Keçiler
D grubu ressamların yaşça en büyüğü. Anadolu sert iklimiyle empresyonizmin yumuşaklığının bağdaşmayacağını düşündüğünden, kübist eğilimli eserler vermiştir. Yine kübizmin üslupsal özelliğini yansıtarak, gündelik bir konu olan çoban ve koyunları ele almıştır. Sade renklerle yapılan resimde ön sıradaki keçilerin yatay hareketleri, dikey hareketli insan figürleri ile dengelenmiştir.
7. Şeref Bigalı (1925 – 2005) – Köylüler
Eserlerinde Anadolu insanının yüreğini işleyen, Bigalı milli ve mahalli unsurlarla resmin evrensel dilini yakalamaya çalışmıştır. Figür resmin duayen ismiydi. Ekpresyonist bir tavır benimseyen sanatçı, konularını doğadan, yaşamdan almıştır. Bigalı’nın resimleri güçlü desen kurgusunun peşi sıra gelen renkçilik anlayışla bütünlük kazanır.
8. Nejat Devrim (1923 – 1995) – Soyut Kompozisyon
Fahrelnisa Zeyd’in oğludur. Devrim’in resmi coşkulu, huzursuz, zarif, karmaşık, çok yönlü ve değişken olan yaratıcısı gibidir. Resimlerinde, renkler kalın boya ve kısa fırça vuruşlarından oluşan lekelerin kompozisyonu şeklinde göze çarpar. Uluslararası soyutun özgün temsilcisidir. Işıltılı, canlı renkler, geniş ve coşkulu fırça vuruşlarıyla lirik bir anlatımı vardır.
9. Mübin Orhon (1924 – 1981) – Kompozisyon
Kendine özgü oluşturduğu soyut bir üslubu vardır. Yaşamını Paris’te sürdürdü ve orada öldü. Resminde benzerine rastlanmayan imge yoğunluğu görülür. Resmini kişisel yaşamının bir öğesi yapmadan farklı anlayışlar eşiğinde yoğurup, biçimlendirip sadece gören gözlerin duygudaşlığıyla çözümlenebilecek, birliktelikleri ürettiğini açıklıyor.
10. Elif Naci (1898 – 1987) – Topkapı Sarayı Akağalar Kapısı
İlk resimlerinde izlenimciliğin anlayışında resimler yaptı. Sonraları Arap harfleri estetiğinde, soyut düzenlemelerle bağımsız bir resim anlayışına ulaştı. İslami eserlerden aldığı anlayışı soyut resimlerin içinde kullandı. 1960’lardan sonra geometrik soyutlamaya yöneldi. Türk resminde ulusal ve özgün bir üslup yaratmaya çaba gösteren, yanı sıra çok yönlü bir sanatçıydı. Topkapı Sarayı’nda Müze Müdür Yardımcılığı yaptığı yıllarda yaptığı bir resimdir.
Kaynak
nalanyilmaz.blogspot.com, turkishpaintings.com, resimkalemi.org, tarihnotlari.com, breakfastatmonk.com
Yorum Yap