Menu

Pablo Picasso, Kadınları ve Onların İlham Verdiği Tablolar



Ünlü İspanyol ressam Pablo Picasso’nun hayatına farklı dönemlerde giren Fernande Olivier, Olga Khokhlova, Dora Maar, Françoise Gilot, Jacqueline Roque gibi önemli kadınları, Picasso’nun onlarla ilişkisini ve bu kadınların verdiği ilhamla ortaya çıkan eserleri derledik.

Pablo Picasso’nun Eserleri ve Hayatı isimli yazımızı da okumanızı öneriyoruz.

Kadınlara duyduğu tutku, İspanya’nın güneyinde henüz 13 yaşındayken babasının onu götürdüğü genelevde başladı. Sanatını da etkileyen, besleyen seksüel iştahı bir daha hiç kesilmedi. Kadınlarını seçerken uyduğu iki katı kural vardı: İtaatkar olmaları ve boylarının kendisinden kısa olması (ki ikincisi, Picasso’nun boyunun 1.63 metre olduğu düşünülürse uyulması daha zorlayıcı bir kuraldı).

pablo picasso - Seated Female Nude

Seated Female Nude, 1903

Üretkenliğini, saplantılı tutkusunu tuvallerine olduğu kadar kadınlarına da yansıtırken hiçbirine sadık kalmadı. Ona göre kadınlar acı çekme makineleriydi. 1943’te kendinden 40 yaş küçük sevgilisi Françoise Gilot’yu şöyle uyarmıştı: “Benim için yalnız iki tür kadın vardır: Tanrıçalar ve paspaslar.” Fakat onun gözünde ister tanrıça olsunlar ister paspas, sanatının en önemli esin kaynakları kadınlardır.

Pablo Picasso ve Fernande Olivier Montmartre

Pablo Picasso ve Fernande Olivier, Montmartre, 1904

1920’de Paris’te tanışan ve çok iyi arkadaş olan Picasso (1881 – 1973) ve Joan Miró (1893 – 1983) uzun yıllar aynı çevrelerde, sonra da farklı ülkelerde yaşamlarını sürdürür, yıllar sonra tekrar buluştuklarında fırtınalı beraberlikleri, sık sık değişen genç sevgilileri ile ünlü Picasso, 54 yılını aynı kadınla birlikte geçirmiş Miró’ya sorar: “Sen bunca yıldır hala aynı kadınla mı berabersin?”

Pablo Picasso - Fernande With A Black Mantilla

Fernande With A Black Mantilla, 1905

İspanyol sanatçının ilk büyük aşkı, 1904’te tanıştığı ressamlara modellik yapan, asıl adı Amelie Lang olan Fernande Olivier (1881 – 1966) idi. Kötü bir çocukluk, ergenlik çağlarında yaşanan vahşet dolu bir evlilikten sonra Paris’in bohem dünyasına kaçan Olivier, önüne gelenle beraber olan özgür ruhlu ve son derece eğlenceli bir kadındır. Oysa Barselona’dan Paris’e geleli henüz iki yıl olan genç Picasso’nun kadınlarla deneyimi, fahişeler ve kendisini büyüten dini bütün Katolik kadınlarla sınırlıydı. Tanıştıkları andan itibaren Picasso’nun hem aşığı hem ilham perisi olur. Fernande, Picasso’nun Pembe Dönemi’ndeki pek çok tablosuna modellik yapar. Picasso, onun sayesinde Pembe Dönemi’nin şiirsel romantizminden uzaklaşır, hem modern Paris’in dinamizminden hem de bütün hayatı boyunca onu çekecek olan yeni bir çalışma biçimine yönelir.

Pablo Picasso - Portrait of Fernande

Portrait of Fernande, 1906

Olivier, yedi yıl boyunca sanatında yeni yollar arayan Picasso’nun yanından hiç ayrılmaz. 1906 yazını ise Picasso’yu 20. yüzyılın en etkileyici resimlerinden biri kabul edilen Avignonlu Kızlar’a götüren İspanya Pireneleri’ndeki küçük, geleneksel Gósol köyünde geçirdiler. Avignonlu Kızlar’daki figürlerin yalın ve köşeli çizgileri, simetriyi reddeden yaklaşımı kübizmin doğuşunun habercisiydi. Paris’e yüzlerce taslak çizimle döndüler.

Pablo Picasso - Avignonlu Kizlar

Les Demoiselles d’Avignon, 1907

Olivier, Picasso’nun en devrimci döneminde onunla birlikte oldu. Ama ilişkileri inişli çıkışlı, tutku ve kıskançlık doluydu. Picasso, Montmartre’daki stüdyosunun boğucu sıcağında çalışırken, sürekli onu yalnız bırakan Olivier’yi kıskançlık ve kızgınlıkla yiyip bitiriyor, Olivier de ressamın bu duygularını körüklemekten geri kalmıyordu. Ancak Picasso, ressam olarak başarıya ulaştığında Olivier’ye ilgisini de kaybetti. Olivier, 1911’de Picasso’nun kıskançlığını kışkırtmak için küçük bir İtalyan sanatçıya poz vermeye kalkışınca, ressam Olivier’in en yakın arkadaşı Eva Gouel (1885 – 1915) ile flört etmeye başlar.

Eva Gouel

Eva Gouel, 1912

Picasso, Fernande Olivier 1951’de ressamla anılarını kaleme aldığı Picasso et ses Amis adlı kitabını yayımlamaya kalkışana kadar da görüşmedi. Kitap, o zamanlar 70 yaşında olan Picasso’yu çok kızdırdı. Ama buna rağmen artık çok hasta ve yatalak olan Olivier’ye ölene kadar maaş bağladı. Anı kitabının tamamı Loving Picasso: The Private Journal of Fernande Olivier adıyla ancak 1988’de yayımlandı. Ancak anlattıklarının ne kadarı tam olarak gerçeği yansıtıyordu, ne kadarı Picasso’yu Eva Gouel’e kaptırmanın acısıyla yazılmıştı belli değil.

Pablo Picasso - Nature Morte, Musique (My Jolie)

Nature Morte, Musique (My Jolie), 1913-14

Pablo Picasso - 1914

Pipe, verre, as de trèfle, bouteille de Bass, guitare, dé (‘Ma Jolie’), 1914

Asıl adı Marcelle Humbert olan Eva Gouel, Picasso için çok değerliydi. Picasso’nun onunla ilgilenmeye başladığı 1911’de bir başka ressamın Louis Marcoussis’in (1878 – 1941) kız arkadaşıydı. Büyük ressamın hayatında iz bırakan kadınlar arasında hakkında en az şey bilinen kadın odur. Picasso, kübist döneminde birlikte olduğu Gouel’in hiç resmini yapmadı. Ama kadınlarının hiçbirine göstermediği tutkulu aşkı tablolarına yansıttı. Pek çok kez kübist tablolarına yazdığı Ma Jolie (Tatlım Benim) kelimelerinin Eva’ya aşk itirafı olduğunu söyledi. Norman Mailer’e göre, Sentetik Kübizm’e ilerleyen Picasso’nun renklerini paletine geri getirmesini isteyen kişi Eva’dır.

Kübizm’in 1908’den 1912’ye kadar olan ilk dönemini kapsayan Analitik Kübizm’de, değişik ve birçok açıdan görünen objeler düz ve iki boyutlu bir yüzeyde tasvir edilir. Diğer adı da Çözümsel Kübizm’dir. Parçalanan nesneler git gide daha da küçük parçalara bölünür ve bu da tabloların konular kolaylıkla okunamaması gibi bir sorunu getirir. Kübizmin ikinci dönemini oluşturan Sentetik Kübizm ise, tablolardaki nesnelerin kaybolması sorununu çözebilmek için Picasso ve Braque’ın kağıt, kumaş, metal, oyun kartları gibi materyalleri resme yapıştırma ve ekleme yöntemi ile oluşturdukları kolaj tekniği ile ortaya çıkar.

İlişkileri Eva Gouel, 1915’te 30 yaşında tüberkülozdan ölene kadar devam etti. Picasso, bu ölümle perişan oldu, ama bu onu kısa süreli pek çok ilişki yaşamaktan alıkoymadı, evlenene kadar.

 

Pablo Picasso ve Olga Khokhlova

Pablo Picasso ve Olga Khokhlova, 1917

1917’de yazar arkadaşı Jean Cocteau’nun ısrarlarına dayanamayıp Ballets Russes tarafından sahneye konan Parade balesinin dekorlarını yapmak üzere İtalya’ya gider. Bu seyahatin iki çok önemli sonucu oldu: 1918 yılının Temmuz ayında Paris’te evleneceği balerin Olga Khokhlova (1891 – 1955) ile tanışır ve Roma’da klasik sanatın derin ve çarpıcı yönünü keşfeder. Olga Khokhlova ile evlenir. 1920’lerin başında yeniden klasisizme geri döner. Picasso’nun yaptığı Khokhlova’nın portreleri, 19. yüzyılın ustalarından Jean Auguste Dominique Ingres’den esinlendiği eserlerdir.

Pablo Picasso - Portrait of Olga in An Armchair

Portrait of Olga In An Armchair, 1917-18

Pablo Picasso - Portrait of Olga

Portrait of Olga, 1923

1921’de doğan ilk çocuğu Paulo’nun annesi olan Olga, Picasso’ya kafa tutabilen pek az kişiden biriydi ve evlerinden kavga gürültü eksik değildi. Olga yüksek sosyetedendi ve resmi toplantılardan, etkinliklerden, eğlencelerden hoşlanıyordu. Başlangıçta Picasso’nun çok işine yarayan bu ilişkiler, bir süre sonra sıkıcı gelmeye başladı. Ressam doğası gereği bohem bir yaşam tarzına sahipti. Hırslı Olga Khokhlova’nın artık zengin olan sanatçıyı evcimenleştiren tutkusu çok geçmeden ilişkilerini parçalarken, Olga giderek daha çok şüpheci olmaya, kıskançlık nöbetleri geçirmeye başladı. Picasso ise ona aldırış etmeden bildiği gibi yaşamayı sürdürdü. Ama ne kadar sadakatsiz olursa olsun, “Bir erkek asla karısını terk etmemelidir” anlayışı yüzünden Khokhlova’yı terk etmedi.

Marie-Therese Walter

Marie-Thérèse Walter

Sanatla uzaktan yakından ilgisi olmayan, 17 yaşındaki Marie-Thérèse Walter (1909 – 1977) ile 1927’de Galeries Lafayette mağazasının kapısında karşılaşır Picasso, hemen sevgili olurlar. Picasso, Olga ile evliyken yaşadığı bu ilişkiyi rahatça sürdürebilmek için, genç sevgilisine evinin karşısında bir daire tutar. İlişkileri sekiz yıl sürer. Picasso Marie-Thérèse Walter’i özellikle 1930’lardan sonraki resimlerinde gözlenen güçlü erotizmini yansıttığı pek çok eserinde ölümsüzleştirir. Picasso’nun ünlü Vollard Suite çizimlerinin çoğunun ilham kaynağı Marie-Thérèse’dir.

Pablo Picasso - The Dream

The Dream, 1932

Pablo Picasso - Reading

Reading, 1932

Marie-Thérèse ressama deli gibi aşıktı. Bir gün onunla evleneceği umuduyla yaşasa da bu hiç gerçekleşmedi. 1935’te Marie Thérèse’den Maya adında bir kızı olur, tam da o sırada Olga Khokhlova onun varlığını öğrenir. Picasso’dan derhal boşanmak ister, ama ressam bunu kabul etmez. Nedeni ise Olga’dan vazgeçememesi değil, Fransız yasaları gereği yapmak zorunda olduğu mal paylaşımına yanaşmamasıydı. Çift pratikte ayrılsa da, resmen hiç boşanmadı. Olga, Picasso’yu ayrılığa razı etmek için her yolu dener, yıllarca ressamı nefret mektupları bombardımanına tutar, gördüğü her yerde hakaret yağdırır, sevgililerine sataşır. 1936’da Picasso Marie-Thérèse’yi de Dora Maar (1907 – 1997) için terk eder. Marie-Thérèse Picasso’nun 1973 yılında ölümünden dört yıl sonra kendini asarak intihar eder.

Dora Maar ve Pablo Picasso

Dora Maar ve Pablo Picasso

Asıl adı Henriette Theodora Marković olan 29 yaşındaki Dora Maar, sürrealist sanat çevreleriyle içli dışlı bir fotoğrafçı ve ressamdı. Picasso’nun dehası ve birikimiyle boy ölçüşmeye en çok yaklaşan kadın odur. Picasso, kuzguni siyah saçlı, büyüleyici bakışlı bu genç kadını ilk kez, şair arkadaşı Paul Éluard ile otururlarken görür. Picasso daha o an, hem güzelliği hem de masada oynadığı tehlikeli bıçak oyunuyla Dora Maar’ın etkisi altında kalır. Maar bıçakla elini kestiğinde kanıyla lekelenen eldivenlerini saklayıp saklayamayacağını sorar. Sonraları paylaştıkları apartman dairesindeki bir rafta bu eldivenleri sergilerler.

Pablo Picasso - Guernica

Guernica, 1937

Sanatçı Man Ray’in sürrealist ikon diye tanımladığı Dora, Picasso için de esin perisi idi. Maar, Picasso’nun siyasal sorumlulukla eser verdiği dönemde onun partneri oldu. Ağlayan Kadın (The Weeping Woman) tablosu, İspanya İç Savaşı için Maar’ın içinde kopan fırtınaları yansıtıyordu. Picasso’nun şaheseri Guernica üzerinde çalışırkenki halinin fotografik kaydını da Maar tutmuştu. Hatta Picasso başlangıçta resimdeki ölüm meleğine onun fiziksel özelliklerini yansıtmıştı.

Pablo Picasso - The Weeping Woman

The Weeping Woman, 1937

Pablo Picasso - Portrait de Dora Maar

Portrait of Dora Maar, 1937

Picasso, Dora’yı genellikle hep çok güzel ama çok da hüzünlü resmetti. “Benim için o, ağlayan kadın. Yıllarca onu hep işkence görmüş şekilde çizdim. Ne sadistliğim yüzündendi bu, ne de bundan memnun oldum, yalnızca beni zorlayan bir imaja boyun eğdim. Gerçek buydu.” 1944 yılında Picasso onu Françoise için terk ettiğinde akli dengesini tamamen kaybetti ve hastaneye kapatıldı. Uzun süren tedavilerin ardından Maar tekrar resim yapmaya başladı, Paris’te sergiler açtı. Ama ne yaptıysa bir daha kendini tam anlamıyla toparlayıp, ayakları üzerinde durmayı başaramadı. 1997’de yoksulluk içinde tek başına öldü.

Francoise Gilot ve Pablo Picasso

Françoise Gilot ve Pablo Picasso, 1948 (Fotoğraf: Robert Capa)

Dora Maar’ı uğruna terk ettiği Françoise Gilot, tanıştıklarında sanat için hukuk öğrenimini bırakmış 21 yaşında genç bir kızdı. Ama yaşına, deneyimsizliğine rağmen öyle aklı başındaydı ki hiçbir sevgilisinin yapamadığını yapıp, 63 yaşındaki Picasso’nun kötücül tarafları ve huysuzluklarıyla baş edebildi.

Pablo Picasso - Portrait de Francoise

Portrait of Françoise, 1946

Pablo Picasso - Femme au Collier Jaune

Femme au Collier Jaune, 1946

Dokuz yıl birlikte yaşadılar. Picasso’nun Gilot’tan iki çocuğu oldu: 1947 yılında Claude ve 1949’da Paloma. Ününün ve zenginliğinin doruğuna ulaştığı bu dönemde, Gilot’un özeliklerini bir dizi parlak resim ve çizimde yakaladı. Bu beraberlik 1953’te sona erdi. Françoise Gilot, ressamı terk etti. 11 yıl sonra yazdığı Picasso ile Yaşam kitabı ise aralarındaki tüm bağı kopardı. Picasso, Gilot’a öyle kızmıştı ki kitabın yayımlanmasının ardından çocukları Claude ve Paloma’yı görmeyi reddetti. Gilot, 1970’te çocuk felci aşısını bulan Amerikalı bilim adamı, doktor Jonas Salk ile evlendi.

Françoise Gilot, ünlü ressamı aristokrat masallarındaki çok sayıda karısını öldüren seri katil Mavi Sakal’a benzetir. Gilot, ressamın Paris yakınlarındaki şatosuna yaptığı bir ziyareti şöyle tasvir eder: “Bir dolabı açıp baksam eski karılarını boynundan asılı bulacağımı sanırdım… Küçük özel müzesinde topladığı kadınların kafalarını kesmek istiyormuş izlenimi veren bir Mavi Sakal yanı vardı.”

Genevieve Laporte

Geneviève Laporte

1951 yılının Mayıs ayında Picasso, 24 yaşındaki Geneviève ile aşk yaşamaya başlar. Ancak Françoise Gilot’un bu ilişkiden haberi olmaz. Tanışmaları 1944’e dayanır. O yıl, 17 yaşındaki Geneviève Laporte, okul gazetesi için Picasso ile röportaj yapar. Yıllar sonra sanatçıyı stüdyosunda ziyaret etmesi ile ikili arasında aşk kaçınılmaz olur. İlişkileri son derece gizli sürer. Laporte, Picasso’nun yanına taşınma teklifini reddeder ve tam da Françoise’nin ressamdan ayrıldığı sırada Picasso’yu o da terkeder. 1972’de bu ilişkiyi kamuoyuna duyuran Laporte, 2005’te gizli ilişkileri sırasında Picasso’nun çizdiği 20 tabloyu açık artırmaya çıkarır.

Pablo Picasso - Femme Assise En Tailleur - Genevieve Laporte

Femme Assise En Tailleur: Geneviève Laporte, 1951

Pablo Picasso - Les Cavaliers d'ombre

Les Cavaliers d’ombre, 1954

Picasso’nun aşklarından sonuncusu ise, 27 yaşındaki Jacqueline Roque (1927 – 1986) idi. Vallauris’de Picasso’nun seramiklerini yarattığı Madoura Pottery Studio’da 1954’te tanıştılar. Picasso’nun ilk evliliğini yaptığı Olga Khokhlova, 1954’te hayatını kaybetmişti. İkinci evliliğini Jacqueline Roque ile yapar.

Jacqueline Roque ve Pablo Picasso

Jacqueline Roque ve Pablo Picasso

Roque’nin 400’den fazla portresini yapar. Bu resimlerin en önemli yanı, 70 yıl sonra Picasso’yu yeniden en başa, neredeyse Mavi Dönemi’ndeki çizimlerine geri döndüren klasik hareketsizliği ve Roque’nin özelliklerini dikkatle yansıtmasıydı. Jacqueline ile yaşadığı yıllar, Picasso’nun en verimli dönemlerindendir. Diğer aşklarının hepsinden çok Jacqueline’i çizer. Öyle ki, bir yılda neredeyse 70’den fazla portresini yapar. Picasso 8 Nisan 1973’te öldüğünde 20 yıldır onunla beraberdi. Jacqueline, Picasso’nun çocukları Claude ve Paloma’nın cenazeye katılmasına engel olur, mülklerinin paylaşımı konusunda bütün çocuklarıyla mücadele etse de, Picasso Müzesi’nin yaratılmasında tam tersi bir tutum alıp hepsiyle işbirliği yapar. 1986’da ise intihar eder.

Pablo Picasso - Portrait of Jacqueline Roque With Her Hands Crossed

Portrait of Jacqueline Roque With Her Hands Crossed, 1954

Pablo Picasso - Portrait of Jacqueline Roque With Flowers

Portrait of Jacqueline Roque With Flowers, 1957

Kaynak: Tempo Dergisi 2016 Şubat sayısından Eren Başağan’ın yazısından alıntılanmıştır.


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir