Dünyadaki en kısa lirik şiir biçimi olarak bilinen Haiku (şakalı dizi şiir) şiir türünün tarihi 16. yüzyıla dayanır. Başlangıçta sözcüklerle yapılan bir oyun gibi nitelendirilip, ikinci sınıf bir edebiyat gibi görülür. Ta ki modern haiku şiirinin ustası Masaoka Shiki (1867-1902) “Haiku edebiyattır” diyene kadar.
Unutturdu bak
Kavun çalmayı bile
Soğuyan hava
Masaoka Shiki
Masaoka’dan sonra haiku, Japonyaʼya özgü geleneksel ve önemli bir şiir formu olarak kabul görür. Haiku’da argo sözcükler rahatça kullanılmıştır; bir anlamda Japon şiirinde biçim ve içerik özgürlüğü haiku ile başlamıştır. 17. – 19. yüzyıllar arasında gelişen Haiku’nin ilk dizesine hokku denir. Haiku biçiminde şiir yazan kişiler, zaman zaman şiirlerinin ilk dizelerini bağımsız şiir olarak da sunarlar.
Hasui Kawase, Starry Night at Tsubosaka, 1950
Haiku, üç dizeden oluşan ve beş-yedi-beş (go-shichi-go) haku olmak üzere toplam on yedi haku ölçüsüne göre yazılan bir şiir biçimidir. Basitçe tanımlarsak 17 hecenin, 3 dize şeklinde yazılması formuna sahiptir. Kısa, yalın ve öz bir anlatıma dayanan Haiku’da çoğunlukla semboller kullanılır; şair düşüncelerini sembolün arkasında saklar. Bunun yanında Haiku’da detaylı bir gözlem ve doğaya duyulan derin sevgi görülür. Haiku, güzel sözcüklerle yapılmış bir resim gibidir; bu sözcükler ayrıntıyı içermez. Yalın anlatım, okuyucunun hayal dünyasını genişletip, kendi görüntüsünü yaratmasını sağlar. Haiku şiirde duygu, düşünce, duyarlılık ve dil zamanın en küçük birimi olan anla, ortamla ve oluşla ilgilidir diye özetleyebiliriz.
Hasui Kawase, Zentsu Temple in Sanshu, 1937
Haiku’ya duyulan ilgi sadece Japonya’da kalmaz; birçok ülkede, çeşitli dillerde haiku yazılır. Ülkemizde de haiku biçiminde şiir yazan şairler olmuştur. Türkçe’nin hece yapısının, Japonca ile benzeşmesi nedeniyle, haiku şiirindeki hece ölçüsü kuralının uygulanması kolay olmuştur. Hece ölçüsünün Türk halk edebiyatının geleneksel ölçü birimi olduğu düşünülürse, haikunun temelde Türklerin çok da yabancı olmadığı bir şiir yapısına sahip olduğu söylenebilir. Haiku şiirinin manilerde olduğu gibi kısa ve özlü oluşu, anlaşılır sözcüklerle yüzeyinden çok derininde taşıdığı anlamı okuyucuya iletebilmesi, bu şiir türünün etkileyici yanıdır.
Hasui Kawase, Pine Tree After Snow, 1929
Gemliğe doğru
Denizi göreceksin
Sakın şaşırma
Orhan Veli
Sonbaharın geldiğini bilmeyen
Köpek yavrusu
bir buda’dır.
İlhan Berk
Lapa lapa yağan karı düşledim
Pencerenin önünde bütün yaz
Baktım ki, kan içindeyim
Ahmet Oktay
Snow At Itsukushima, 1932
Ölüme ne kadar yakın
Unutulmaz çocukluğumun
Ağır çiçekli ıhlamur ağacı
Yelda Karataş
Lodos geldi–
belirsiz:
hangisi Yaprak, hangisi Yağmur...
Oruç Aruoba
Güm güm çalındı kapım
Açtım baktım ki
Yalnızlığımmış
Cemal Süreya
Hasui Kawase, Night Scene at Miyajima Shrine, 1947
Uç böcek, uç böcek
diyorum
uçuyorlar.
Behçet Necatigil, Kır Şarkısı
Kışı sarınsan
Yapraklar battaniye
Kar cam kulübe
Pelin Özer
Yaprak düşüyor,
Kalbimi tutuyorum
Eylül, bir kadın?
Kadir Aydemir
Kaynak
Haiku Nasıl Yazılır?, Ahmet Haşim’in Şiirlerinde Japon Haiku Estetiğinin Tesirleri, Japon Şiiri Haiku ve Türk Edebiyatındaki Yansıması