Menu

Fernando Pessoa’nın Hayatı ve Kitapları



20. yüzyılın en önemli edebiyatçılarından ve Portekiz modernizminin öncülerinden sayılan, şair, yazar, düşünür ve edebiyat eleştirmeni olan Fernando António Nogueira Pessoa, 13 Haziran 1888’de Lizbon’da dünyaya gelir. 13 Haziran, Aziz António yortusudur. Aziz António günü, Lizbon’un günüdür ve doğduğu şehrin temel yazarı olan Pessoa için bundan daha uygun bir doğum günü olamazdı. Pessoa, Kafka’nın Prag ya da Joyce’un Dublin yazarı olmasından daha çok Lizbon yazarıdır.

Hem annesi, hem babası Pessoa’nın kültürel gelişimini beslemiştir. Aile, Lizbon opera binasının tam karşısında oturur. Pessoa, küçük bir çocuk olarak, tutkulu bir müzik eleştirmeni ve devlet memuru olan babasıyla birkaç gösteri izlemiş olabilir. Pessoa’nın Asor Adaları’ndan olan annesi, oğluna Portekizce ve Fransızca okuma yazmayı ve büyük bir olasılıkla biraz da İngilizce öğretmiştir. Beş yaşına girdikten bir ay sonra babasını, altı ay sonra da kardeşini yitirir.

Annesi, 1896 Şubat’ında Güney Afrika’da bulunan Durban’a Portekiz konsolosu olarak atanan bir deniz subayı ile evlenir. Annesinin yeni eşiyle birlikte Afrika’ya gitmesinin ve Pessoa’nın belki de akrabalarıyla bırakılma olasılığının, şairin 1895 Haziran’ında ilk şiirini yazmasında kuşkusuz etkisi olur.

fernando pessoa, 1894

1894 (6 yaşında)

Sevgili Anneme

Buradayım, Portekiz’de,
Doğduğum topraklarda.
Ne kadar sevsem de onu,
Ondan daha çok seviyorum seni.

Bu dörtlük, çoğu zaman Pessoa’nın annesine olan bağlılığının bir kanıtı olarak aktarılır, ama Pessoa’nın yurduna olan olağandışı sevgisinin de kanıtıdır.

Durban’da Pessoa, İrlandalı rahibelerin yönettiği bir ilkokula yazılır. Üç yıl sonra Durban Lisesi’ne girer. Pessoa, yabancı olmakla birlikte, hemen parlak bir öğrenci olarak sivrilir. 1903’te Ümit Burnu Üniversitesi’nin giriş sınavına katıldığında, Kraliçe Victoria İngilizce En İyi Deneme Ödülü’nü kazanır. Ancak Durban, onun üzerinde derin bir iz bırakmışa benzemiyor. Yetişkin yaşamı boyunca yazdığı yüzlerce edebiyat metni arasında Afrika’yı asla açıkça anmaz. Sadece yaşama veda edeceği sene, Durban’daki evde annesinin piyano çalışını canlandıran bir şiirinde, pencerede dışarıda av ışığının aydınlattığı uçsuz bucaksız Afrika manzarasını seyrederken annesini dinlediğini anımsar.

Fernando Pessoa, 1898

1898 (10 yaşında)

Pessoa Afrika’dayken, Shakespeare ve Milton’ın yanı sıra, romantik şairlerden Shelley, Byron, Keats, Wordsworth ve düzyazıda Charles Dickens, Thomas Carlyle, Edgar Allan Poe’yu okur. Tam bir İngiliz eğitimi görür ve bu sayede İngiliz Edebiyatı ile tanışma fırsatına sahip olur. Ancak, annesi, üvey babası ve üvey kardeşleriyle 1901’de Portekiz’e yaptığı bir yıl süren gezi, onu Portekiz Edebiyatı’na armağan eder. Pessoa, Portekizce bilinen en erken şiirlerini orada yazar. Bu şiirlerden biri, 1902’de bir Lizbon gazetesinde yayımlanır.

Gerek Lizbon’da, gerek teyzesini ziyarete gittikleri Terceira Adası’nda, Pessoa bir dizi ayrıntılı, uydurma gazete yaratır; bu gazetelerde, içlerinden bazıları için biyografiler uydurduğu kurmaca bir gazeteciler ekibinin yazdığı haberler, espriler, yorum ve şiirler yer alır.

1904 Aralık’ında girdiği sınavda yüksek puan aldığı için Oxford ya da Cambridge’de okuması için hükümet bursu alma hakkı doğdu, fakat son dört yılını Durban’da okumuş olması gerekiyordu. 1901-1902 yıllarında Lizbon’a yaptığı gezi yüzünden, burs hakkını yitirir.

fernando pessoa, 1903

1903 (15 yaşında), annesi ve kardeşi ile

1905’te 17 yaşındaki Pessoa, Lizbon’a döner. Yaklaşık iki yıl üniversitede edebiyat öğrenimi görür, daha sonra üniversiteyi bırakır. İlk yıl hastalık, ikinci yıl da bir öğrenci boykotu yüzünden sınavları kaçırır ve kredi kazanamaz. Üniversitedeyken ve sonrasında, Portekiz Ulusal Kitaplığı’nda uzun saatler geçirerek, Yunan ve Alman felsefesi, dünya dinleri, psikoloji ve Darwin düşüncesi üzerine çalışır. İlk yıllar zaman zaman Portekizce, biraz daha sık olarak Fransızca, en çok İngilizce yazar.

15 yaşında Durban’a döndüğünde yarattığı Charles Robert Anon, şiir, öykü ve denemelerinde yer alacak ilk özge benidir (hayali kişilik). Anon’a, Durban’dayken ya da 1905 güzünde Lizbon’a kesin dönüşünden kısa bir süre sonra, daha da verimli Alexander Search katılır. Anon gibi İngilizce yazan, güya Lizbon’da Pessoa’yla aynı gün doğmuş olan Search, Anon gibi yetişkin olmanın eşiğine gelmiş bir gencin entelektüel ilgilerini ve varoluşsal kaygılarını dile getirir.

Pessoa, kendine özgü dünyasını yakın arkadaşı Adolfo Casais Monteiro’ya yazdığı bir mektupta şu şekilde belirtir: “Daha çocukken etrafımda kurmaca bir dünya yaratmaya, etrafıma asla var olmamış dostlar ve tanışlar toplamaya eğilimim vardı. Onlar mı yoktu, yoksa olmayan ben miydim, iyi anlamış değilim. Her konuda olduğu gibi, bu konuda da dogmatik olmalıyım.”

fernando pessoa, 1929

1929

Pessoa, 1909’da babaannesinden kalan mirasını bir baskı makinesi satın almak için kullanır, Empresa Ibis’i açar. Bir basımevidir bu, ama neredeyse hemen kapanır. 1921’de Olisipo adlı bir yayınevini, 1924’te Athena dergisini kuracaktır. Bu yıllarda Pessoa, yurtdışında iş yapan Portekiz şirketlerine Fransızca ve İngilizce mektuplar yazarak ya da çevirerek geçimini sağlar. Kendisi de daha çok İngiltere’den ya da başka ülkelerden, madencilik şirketlerinin temsilcisi olarak iş yapmayı dener, ama hiçbir zaman karlı anlaşmalar yapamaz.

Lizbon’a döndükten sonra da Pessoa’nın tutkusu, İngilizce’de büyük bir şair olmaktı ve ölümünden bir hafta öncesine kadar bu dilde şiirler yazmayı hep sürdürdür. 1913’te arkadaşı Mário de Sá-Carneiro, öteki öncü yazar ve sanatçılarla birlikte Orpheu adıyla bir edebiyat dergisi çıkarır, yalnızca iki sayı çıkan dergi Portekiz’e modernizmi getirir.

Fernando Pessoa’nın Portekizce’de kişi anlamına gelen soyadı, Latince’deki persona, yani maske ya da oyun kişisi ile eşanlamlı olması, Pessoa’nın şiirine tutarlı ve ilginç bir içerik kazandırır. Pessoa birden çok, kendisinin heteronyms diye adlandırdığı dış kimlikler yaratır. Pessoa, bu kendi kendini yaratan evrende, bütün kişiler arasında kendisinin en az gerçek kişi olduğunu öne sürer. Pessoa tarafından yaratılan bu kişilikler birer alter ego olarak düşünülür, yani Pessoa’nın ikinci şahsiyeti ya da bir diğer Pessoa.

fernando pessoa

1914

1914’ün Mart ile Haziran ayları arasında, en tanınan üç ana kimliğini yaratır: Alberto Caeiro, Alvaro de Campos ve Ricardo Reis.

“Bütün dramatik kişiliksizleştirme gücümü Caeiro’ya koydum; bütün entelektüel disiplinimi, ona uygun müzikle şekillendirilmiş halde Ricardo Reis’e, ne benliğime ne de yaşayışıma girmesine izin verdiğim bütün heyecanı ise Âlvaro de Campos’a.” (Fernando Pessoa ve Şürekası)

Pessoa, Alberto Caeiro’yu, “Bir gün içimde ustam doğdu” diyerek yaratmıştır. Arkadaşı Adolfo Casais Monteiro’ya yazdığı mektupta, “8 Mart 1914 günüydü, çekmeceleri olan yüksekçe bir dolabın önünde bir tomar kağıt alıp (her fırsatta yaptığım gibi) ayakta yazmaya başladım. Nasıl olduğunu açıklayamayacağım bir coşkuyla art arda 30 kadar şiir yazdım. Hayatımın zafer günüydü bu; bir daha da böyle bir günüm olacağını sanmıyorum. Önce bir başlık koydum yazdıklarıma: Sürülerin Çobanı. Bunun ardından hemen Alberto Caeiro adını verdiğim biri belirdi içimde.” diye yazar.

Alberto Caeiro, Lizbon dışında yaşayan bir çobandır. Caeiro adını, Pessoa’nın erken kaybettiği dostu Mário de Sá-Carneiro’dan almıştır. Carneiro, Portekizce’de koyun anlamına gelir. Şehirlere, kalabalıklara girmeyen, doğanın bağrında barış içinde çıplak ayak yaşayan bir şairdir. Caeiro, Pessoa’nın olamadığı her şeydir, sadedir, bilgedir, doğayla bütünleşen bir pagan şairdir.

Günebakan Gibi Keskindir Bakışım

felsefem yok, duyularım var benim.
doğadan söz ediyorsam, onu bildiğimden değil,
sevdiğimdendir bu, onu sevmemin nedeni de
sevenin neyi sevdiğini, niçin sevdiğini
ve sevginin ne olduğunu asla bilmemesidir.

sonu olmayan bir masumiyettir sevmek
tek masumiyet de hiç düşünmemek.

(Çeviri: Cevat Çapan)

fernando pessoa ve hayali kisilikleri

Álvaro De Campos, Lizbon’da yaşayan, gemi mühendisi, Yahudi bir Portekizlidir. Kural tanımayan çılgın denizci, nihilist, Pessoa’nın hiçbir zaman olamayacağı bir serseridir. Pessoa’nın yalnızlığının ürünlerinden biri olan bu kurmaca yazar, ironik bir yaklaşıma sahiptir, yazılarında mizahı araç olarak kullanır.

Gülünçtür Bütün Aşk Mektupları

aşk mektupları, eğer aşk varsa,
ister istemez
gülünçtürler.
ama aslında,

yalnızca aşk mektubu
yazmayanlar
gülünçtür.
bir dönebilsem

aşk mektubu yazdığım günlere
bunun ne kadar gülünç olduğunu
düşünmeden.

(Çeviri: Cevat Çapan)

Ricardo Reis ise mutluluğu amaç edinen, epikürcü, ateist bir şairdir, bir münzevidir. Doktor olan Reis, monarşi yanlısı olduğu için Brezilya’ya sürgüne gönderilmiştir.

Gülleri Yeğlerim, Sevgilim

Gülleri yeğlerim sevgilim, vatana
Ve ünden de, erdemden de
Daha çok severim manolyaları.

Hayat içimde aksın isterim
Beni yormadıkça.
Yeter ki ben değişmeyeyim.

Kimseyi ilgilendirmez, kimin
Ne kazandığı, ne yitirdiği
Şafağın her zaman ışıyıp ışımadığı,

Yaprakların her yıl
İlkbaharda yeşerip yeşermediği,
Sonbaharda dökülüp dökülmediği.

Gerisine gelince insanların
Hayata bütün o kattıkları
Ne katar benim hayatıma?

Hiç, yalnızca bu ilgisizlik isteği
Ve bu yarım yamalak güven
Bu kaçış saatinde.

(Çeviri: Cevat Çapan)

fernando pessoa

Pessoa, 1918’de İngilizce şiirlerinden oluşan iki küçük kitabı, 1921’de iki kitabını daha kendi olanaklarıyla bastırır. Bu kitaplar, İngiliz dergilerinden övgüler alır.

O Geçerken

Pencerenin yanında otururken,
Kardan buğulanan camdan,
Güzel hayalini görüyorum onun,
Geçer… geçer… geçerken

Yas peçesini attı üzerime
Bu dünyadan bir varlık değil de,
Daha çok bir melek gökte.

Pencerenin yanında otururken,
Kardan buğulanan camdan
Sanırım o hayali görüyorum, onunkini,
Şu anda geçmeyen… geçmeyen.

(Çeviri: Cevat Çapan)

1919’un Kasım’ında, 19 yaşındaki Ofélia Queiroz, Pessoa’nın zaman zaman çalıştığı bir şirkete sekreter olarak işe alınır. Pessoa’nın bilinen ilk, tek ve son aşkıdır. Pessoa, 1920 yılının 1 Mart günü ilk aşk mektubunu yazar:

“Küçük Ofélia, bütün bunların gülünç olduğunu, en gülünç yanının da ben olduğumu kabul ediyorum. Kendim de gülünç bulurdum zaten, eğer sizi bu kadar sevmeseydim ve eğer bana vermekten zevk aldığınız acıdan başka şey düşünmeye vaktim olsaydı. Bu acıyı hak etmedim ben, sizi sevmek dışında ve sanırım sizi sevmek de, bu acıyı hak etmek için yeterli bir neden değil. Neyse…”

Ofélia, ilk karşılaşmalarını şu cümlelerle anlatır: “Hatırlıyorum, ayaktaydım; çalıştığım yere girdiği sırada ceketimi giymekle meşguldüm. Sandalyeme oturdu, elindeki lambayı bıraktı, bana döndü ve birden Hamlet’in Ofelya’ya yaptığı gibi aşkını ilan etmeye başladı: Ah! Sevgili Ofélia! Mısralarımı ustalıkla işleyemiyorum, iç çekişlerimi ölçecek bir sanatım yok; ama seni çok seviyorum. Ah! Sonsuz derecede, inan bana.”

ofelia queiroz

Birbirlerine mektup yazmanın yanı sıra, buluşup yürüyüşlere çıkarlar. 29 Kasım tarihli bir mektupla Pessoa, Ofélia ile ilişkisini sona erdirir.

“Yüzleri ve saçları yaşlandıran zaman, şiddetli duyguları da yaşlandırır, ama daha çabuk. İnsanların çoğu budala olduğu için, bunu fark etmemeyi başarırlar ve alışkanlıktan başka bir şeyin kalmadığı yerde hâlâ sevdiklerini sanırlar. (…) Bu işler insana acı verir, ama acı geçer. Eğer her şey olan hayat bile sonunda geçip gidiyorsa, hayatın anlarından başka bir şey olmayan aşk ve acı ve de bütün öbür şeyler nasıl geçip gitmesin ki? (…) Aşkım geçti gitti.”

Pessoa, 9 yıl sonra sevdiğiyle yeniden buluşunca: “İçimdeki sürgün yerinde, mektubunuz uzaklardaki bir evin mutluluğu gibi ulaştı bana…” diyecektir. Ofélia ise yıllar sonra Pessoa için şunları söyler: “Ne tutkuluydu ne de kendini beğenmişti. Sade ve dürüst biriydi. Bana şöyle derdi, şair olduğumu sakın kimseye söyleme, olsa olsa şiir yazarım en fazla.”

Yarattığı dış kimliklerden Álvaro De Campos, Ofélia ile Pessoa’nın ilişkilerine dahil olur zaman zaman. Ofélia bu durumu şu şekilde dile getirir: “Sözgelimi Fernando anlaşılmaz olurdu bazen, özellikle de Álvaro de Campos olarak ortaya çıktığında. O zaman bana şöyle derdi: “Bugün, ben gelmedim, benim yerime dostum Álvaro de Campos geldi…” O zaman bambaşka bir davranış sergilerdi. Huzursuz olur, anlamsız, tutarsız şeyler söylerdi. Bir gün bana gelip şöyle dedi: “Benim sizden bir isteğim var hanımefendi, bu istek şu, Fernando Pessoa’nın o aşağılık suratını su dolu bir kovanın içine baş aşağı sokmaktır.” Ben de şöyle karşılık verdim: “Nefret ediyorum şu Álvaro de Campos’tan, ben yalnız Fernando Pessoa’yı seviyorum.” Bunun üstüne Fernando, “Oysa o seni niye çok seviyor hiç anlamıyorum” dedi.”

fernando pessoa heykel

İlk kez 1913’te bir bölümü yayımlanan başyapıtı Huzursuzluğun Kitabı’nın çeşitli bölümleri 1929’da yayımlanır. Bu eserinde ise yeni bir kişilik çıkar ortaya. Lizbon’da yaşayan ve çalışan muhasebe yardımcısı Bernardo Soares. Yarattığı kimlikler içinde en çok Pessoa’ya benzeyenidir. Pessoa, öldükten sonra, bu yapıta ait, birçoğu kağıtları ve defterleri arasında dağılmış olan, beş yüzden fazla bölüm bırakacaktır ardında. Uzmanların derledikleri Huzursuzluğun Kitabı’nın ilk basımının yayımlanması için 1982 yılını beklemek gerekecektir.

Lirik ve metafizik bir günlük olan Huzursuzluğun Kitabı ile Pessoa, edebiyat dünyasında önemli bir yere sahip olan Bernardo Soares’i yaratır ve bu kurgusal karakter aracılığı ile otobiyografisinin ince kurgusunu ortaya çıkarır. Kitap için, felsefi bir derinlikte, yalın, şiirsel bir roman, günce, belki de düzyazı şiir denilebilir.

“Yaşamak, bir başkası olmaktır. Ve insan bugün, dün hissettiği gibi hissediyorsa, hissetmek olanaksızdır. Dün hissedileni bugün de hissetmek, hissetmek değil, dün hissedilmiş olanı bugün anımsamaktır yalnızca, artık yok olmuş dünkü hayatın canlı cesedi olmaktır. Akşamdan sabaha karatahtada ne varsa silmek, her an dirilen bir heyecanla, her şafakta yenilenmiş olarak kalkmak, olmayı ya da sahip olmayı, şu kusurlu halimizle var olmayı ya da sahip olmayı bilmeye bir tek bunun için değer…”

“Sevilmek gerçekten sevilmek nasıl bir yorgunluktur! Başkasının heyecanlarının yükü haline gelmek nasıl bir yorgunluktur! Özgür olmayı, hep özgür olmayı istemiş bir insanı sorumluluk hamalına dönüştürmek. Bazı duygulara cevap vermek, mesafeli davranmama inceliğini göstermek, sırf başkaları kendimizi bir heyecanlar prensi yerine koyuyoruz, insan ruhunun verebileceğinin azamisini kabul etmek istemiyoruz sanmasınlar diye. Nasıl da yorucudur varlığımızın bir başkasının duygularıyla olan ilişkisinin esiri olduğunu hissetmek! Öyle ya da böyle, ister istemez bir şey hissetmek, gerçekte tam bir karşılık bile bulmaksızın, biraz da olsa sevmek zorunda olmak nasıl bir yorgunluktur…”

fernando pessoa arkadasiyla

Pessoa, Lizbon’da bulunan Cafe Martinho da Arcada’da arkadaşıyla

Pessoa, akrabalarıyla yakın ilişkilerini korur, gençlik yıllarında teyzeleriyle (kiralık odalarda yaşamadığında) ve üvey babasının ölümünün ardından 1920’de Güney Afrika’dan döndüklerinde annesi ve üvey kız kardeşiyle yaşar. Ayrıca Pessoa, daha çok edebiyat çevrelerinden arkadaşlarına bağlıdır ve onlarla Lizbon kahvelerinde düzenli olarak buluşur. Ama arkadaşlarıyla iken de, ailesiyle iken de, Pessoa özel yaşamını kararlılıkla korur.

Pessoa’nın ilginç bir yanı da, arkadaşları, aile üyeleri, tarihi ve kültürel figürler ve kendisi için yıldız falı açmasıdır. Mistisizm üzerine, Kabala, Gül-Haçlar ve Masonluk gibi hermetik gelenekler üzerine, teosofi, simya, nümeroloji, büyü ve ispritizma üzerine birçok kitap okur ve yüzlerce sayfa yazı yazar. Gizli bilimlere yönelik bu ilgi, Pessoa’nın yurtseverlik eğilimiyle birleşerek, mistik milliyetçilik adını verdiği şeyi ortaya çıkarır.

“Toplumsal ya da siyasal duygularım yok, gene de bir bakıma son derece milliyetçiyim. Ulusum, Portekizce’dir. Huzurum bozulmadığı sürece, Portekiz’in ele geçirilmesini ya da işgal edilmesini hiç umursamam. Ne var ki, kötü Portekizce yazanlardan değil, (…) kötü yazılmış sayfanın kendisinden gerçek nefretle, hissettiğim yegane nefretle, nefret ederim.” (Huzursuzluğun Kitabı)

fernando pessoa

Pessoa, döneminin toplum ve siyaset yaşamına aktif olarak katılır, ama tutumunu yazıyla dile getirir. 1935’te diktatör Salazar rejimi, Masonluk gibi gizli dernekleri yasaklayan bir yasa çıkardığında, tutkulu bir yazı yayımlar. 1934’te Pessoa, hayattayken yayımlanan tek şiir kitabı olan Mensagem (Mesaj), Antero de Quental Ödülü’ne layık görülse de, Salazar’ın başkanlık ettiği törene katılmaz. Törendeki konuşmasında Salazar, yazarlara yaratıcı ve entelektüel ürünlerinin yalnızca belli sınırlara değil, Yeni Devlet’in ahlak ve yurtseverlik ilkelerinin öngördüğü bazı temel ilkelere de uyması gerektiğini bildirir. Törene katılmayan, ama konuşmayı gazeteden okuyan Pessoa, büyük bir öfkeye kapılır ve faşizm karşıtı şiirler yazar.

Son yılının şiirleri, giderek daha çok hissedilen bir yalnızlığı yansıtır. 28 Kasım 1935’te ateşi çıkan ve şiddetli karın ağrıları yaşayan Pessoa, hastaneye kaldırılır. Ertesi gün, İngilizce olarak son sözlerini yazar: “Yarının ne getireceğini bilmiyorum.” 30 Kasım 1935’te, 47 yaşında sirozdan ölür.

Yola Çıkmak! Yitirmek Ülkeleri

Yola çıkmak! Yitirmek ülkeleri!
Bir başkası olmak süresiz,
Yalnız görmek için yaşamaktır
Köksüz bir ruhu olmak!

Kimseye ait olmamak, kendime bile!
Durmadan gitmek, sonu olmayan
Bir yokluğun peşinde
Ve ona ulaşma isteği içinde!
1933

(Çeviri: Cevat Çapan)

fernando pessoa belgeler

Pessoa, öldüğünde çok az kişinin tanığı bir yazardır. Pessoa’yı tanımayı, evinde kız kardeşinin bulduğu bir sandık belgeye kadar, İtalyan yazar Antonio Tabucchi’ye borçluyuz. Tabucchi’nin Pessoa’dan çevirileri ve Pessoa üzerine denemeleri vardır. Yaşamının önemli bir bölümünü Pessoa’nın tanınmasına adayan Tabucchi, Fernando Pessoa’nın Son Üç Günü adlı kitabında, şairin ölmeden önceki son üç gününü anlatır.

Pessoa’nın yaşamı boyunca yaratmış olduğu kimlikler, ozanı ölüm döşeğinde görmeye gelirler, hem kendilerinden hem de yaratıcılarından söz ederler. Ancak, Pessoa gerçeğini, kız kardeşinin açtığı sandıktan çıkan yirmi yedi binden fazla belgeye borçluyuz. Bunlar, Pessoa’nın kurguladığı şairler ve yazarların imzalarını taşır. Şiirler, eleştiriler, felsefi metinler, romanlar, oyunlar, yıldız falları, mektuplar, söyleşiler…

Kaynak
Fernando Pessoa ve Şürekası, Ophelia’ya Mektuplar, Fernando Pessoa – Huzursuzluğun Kitabı, Fernando Pessoa – Uzaklıklar, Eski Denizler


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir