Menu

İlginç Koleksiyonlarıyla Dünyanın En Tuhaf 14 Müzesi



Cadılardan işkence aletlerine, kötü sanat koleksiyonlarından kanalizasyon turlarına sizin için dünyanın en sıra dışı 14 müzesini bir araya getirdik.

1. The Museum of Witchcraft – Cornwall, İngiltere

ingiltere cadılık müzesi

Cadılık Müzesi, cadılara ve cadılığın tarihine ilgisi olanların kaçırmaması gereken bir müze. Sadece cadılık tarihini değil, Batı Avrupa ve İngiliz tarihini de belgeler ve objelerle izlemek isteyenler, Cornwall’daki Boscastle Şatosu’nu ziyaret etmeli. Bu müzeyi gezerken cadı kavramının bir çalı süpürge üzerinde uçan, karga burunlu, çirkin, yaşlı bir kadından ibaret olmadığını, cadılığın çok eski tarihlere dayanan bir din olduğunu öğreniyorsunuz. Cadılığa ve mistik olana dair insan yapımı birçok objenin görülebileceği müzede, beden değiştirme büyülerinden, iyileştirici otlara, sihirli güçleri çağıran aynalardan, cadılıkla suçlanan kadınlar üzerinde kullanılan işkence aletlerine birçok enteresan parçayla karşılaşacaksınız. Yalnızca randevuyla gezilen kütüphanede de cadılıkla ilgili 3000’in üzerinde kaynak var.

2. Museum of Bad Art – Massachusetts, ABD

athlete, kötü sanatlar müzesi

Massachusetts’deki Kötü Sanatlar Müzesi (MOBA), 400 civarında eserden oluşan bir koleksiyona sahip. Misyonunu kötü sanat eserlerini mümkün olduğunca fazla izleyiciye sunmak olarak tanımlıyor. Ana galerisi, Dedham Community Theatre’ın bodrum katında olan müzenin en ilgi çekici parçalarından biri, tamamen kurşun kalem ve pastel boyalarla yapılmış The Athlete isimli tablo. Resimde pembe bir antik Yunan togası giymiş olan atlet disk atarken tasvir ediliyor. Müzedeki eserler orantısızlıkları, uyuşmayan renkleri ve genel bir yetenek eksikliğiyle izleyenleri şaşırtıp eğlendiriyor, kimi zaman da rahatsız ediyor.

3. Le Musée des Egouts – Paris, Fransa

kanalizasyon müzesi

Paris’in Kanalizasyon Müzesi, dünyanın en ilginç müzeleri arasına girmeyi kesinlikle hak ediyor. 1200’lü yıllarda Kral Philippe Auguste’nin emriyle kurulan Paris kanalizasyon sistemi, bugün yerin altında son derece iyi düzenlenmiş kilometrelerce tünelden oluşuyor. Bu sistemin yaklaşık 450 metresini bugün yaya olarak, duvarların kenarlarındaki kaldırımları kullanarak gezebiliyorsunuz. Kimilerine göre buradaki koku çok keskin, kimileri ise tahmin edildiği kadar kötü olmadığını söylüyor, ama siz yine de girmeden derin bir nefes alın.

4. Torture Museum – Amsterdam, Hollanda

işkence müzesi

İşkence Müzesi, Amsterdam’ın sıradışı turistik noktalarından. Burada ziyaretçiler, tarihte 500 yıl kadar geriye gidiyor ve iktidarların suçlu gördükleri kişilere acı çektirmek, yahut onları öldürmek için kullandığı işkence yöntemlerini görüyor. Müzedeki loş ışık, ortaçağ işkence ve cezalandırma araçlarının verdiği korkutucu hissi ikiye katlayan bir atmosfer yaratıyor. Giyotin, büyük çiviler ve kayışlarla kaplı engizisyon sandalyesi, kafatası kıran gibi ürkütücü aletler, tarihteki zulümleri hatırlatıyor.

5. Meguro Parasitological Museum – Tokyo, Japonya

meguro japonya

Tokyo’daki bu müzede parazitlere dair ne varsa görebilirsiniz. Tabii eğer böyle bir şeyi mideniz kaldırabilirse. Burası hastalık hastası kimselerin kendilerine yeni bir endişe sebebi bulmaları için adeta bir cennet, zira burada sergilenen parazitlerin hangi organlara ne şekillerde musallat olduğunu gözler önüne seren grafik temsillere de yer verilmiş. Parazit araştırmaları yapan bilimsel bir tesiste yer alan müze dünyada tek. İsterseniz müzenin hediyelik eşya bölümünden parazit resimli bir tişört veya anahtarlık alıp birine hediye edebilirisiniz.

6. Currywurst Müzesi – Berlin, Almanya

currywurst müzesi

Almanların köri, Worcester sosu ve türlü baharatlarla hazırladığı sosis yemeği currywurst’a adanmış bir müze… Müzedeki ilginç şeyler arasında bir Currywurst standı da var. Bu standın arkasına geçip sosis servisi yapmanın nasıl bir şey olduğunu deneyimleyebiliyorsunuz. Berlin’in Hamburg’la yıllardır süren bir sosis çekişmesi var. Her iki kent de sosisin kendi icatları olduğunu ve en iyisini kendilerinin yapacağını iddia ediyor. Bu çekişmenin en ateşli olduğu zamanlar Soğuk Savaş zamanıydı. Müzenin soğuk savaş anıtlarından biri olan Checkpoint Charlie’nin hemen yanında olması da manidar.

7. Museu de Carrosses Fúnebres – Barcelona, İspanya

cenaze arabaları müzesi

Barcelona’da gezip görecek çok fazla şey var. Bunların başında da kente damgasını vuran Gaudi geliyor, ancak kentin pek bilinmeyen son derece ilginç noktaları da var. Bunlardan biri, Cenaze Arabaları Müzesi. 18. yüzyıldan bugüne çeşitli cenaze arabalarını görebileceğiniz müzede, arabaların içine oturtulan kuklalar da dönemin kıyafetlerine sahip.

8. Dog Collar Museum – Kent, İngiltere

köpek tasmaları müzesi

Leeds Şatosu, ziyaretçilerine son derece geniş, yemyeşil bir park ve göz alıcı bir iç mekan sunuyor. Şatonun bir bölümü ise Köpek Tasması Müzesi olarak hizmet veriyor. Eşi benzeri bulunmayan bu tarihi köpek tasması koleksiyonu son derece göz alıcı. Beş asırdan bugüne gelen 100’ün üzerinde tasma, av köpeklerinde kullanılanlardan, günümüzün süslü tasmalarına dek çeşitlilik arz ediyor.

9. Museo delle Anime del Purgatorio – Roma, İtalya

araftaki kutsal ruhlar

Araf’taki Kutsal Ruhlar adı verilen müze, Roma’nın katı Katolik inancına adanmış bir mabet. Müzedeki el izleriyle kaplı İnciller, Ateşler içerisindeki Araf’ta kısılıp kalmış ruhlardan gelen işaretler olarak değerlendiriliyor. Tiber Nehri kıyısındaki Chiesa del Sacro Cuore del Suffragio kilisesinin bir odasında bulunan müzede sergilenen tüm objeler, Araf’taki ateşli ara yolda bulunan kutsal ruhlardan bir işaret olarak görülüyor ve son derece kutsal kabul ediliyor. Müze bir rahibin kilisedeki mihrabın yanmasına sebep olan bir yangında gördüğünü söylediği ve Araf’tan ona seslenen bir ruh olduğuna inandığı bir suretle ortaya çıkmış. Yolunuz Roma’ya düştüğünde uğramayı ihmal etmeyin.

10. Shin-Yokohama Raumen Müzesi – Yokohama, Japonya

ramen müzesi

Japon yemek kültürünün bir parçası olan ramen’ler (Japon eriştesi), haşlanmış suya karıştırılabilir halde satışa çıkarıldığı 1958’den bu yana ülkede son derece popüler. Öyle ki Japonya’da ünü dünyaya yayılan ramen’e adanmış bir müze bile var. Müzede ramen çeşitleriyle birlikte ramen’le hazırlanan türlü tarifler de sergileniyor. Müzenin alttaki iki katı, Tokyo’nun Shitamachi mahallesinin 1958’lerdeki halinin yeniden canlandırılmasına ayrılmış. Burada yer alan sekiz farklı restoran, gördüğünüz ramen çeşitlerini deneme fırsatı da sunuyor. Hediyelik eşya dükkanında müzenin özel çikolata ramen’inden de bir paket almayı ihmal etmeyin.

11. Museum der Brotkultur – Ulm, Almanya

ekmek müzesi

Almanların pastalarının lezzeti bilinir. Bu müzede de 18.000 adet ekmekle ilgili sanat eserleri ve tasvirlerinin yanı sıra, taş devrinden kalma temsili fırınlardan 6000 yıllık tarihe sahip ekmeğin tasvir edildiği resimlere kadar birçok eser bulunuyor.

12. Museo del Perfume – Barcelona, İspanya

parfüm müzesi

Barcelona’nın en büyük caddelerinden birisi olan Passeig de Gràcia’da bulunan bu müzede, Osmanlı’da ve Roma’da kullanılan en eski parfüm şişelerinden, Avrupa tarihinde gelip geçen parfümlere ve şişelerine kadar birçok ilginç parfümü göreceksiniz. Camekanlar halinde sıralanmış yüzlerce parfüm şişesi ve en ünlü markaların tasarımları görecekleriniz arasında.

13. Glore Psychiatric Museum – Missouri, ABD

glore psikiyatri müzesi

Oldukça sıradışı bir başka müze olan Glore Psikiyatri Müzesi 1967 yılında George Glore tarafından açıldı. Tarih boyunca akıl hastaları üzerinde uygulanan yöntemlerin sergilendiği müzede, akıl hastalarının doktorlarla arasında geçen diyaloglara da yer verilmiş.

14. Sulabh International Museum of Toilets – Yeni Delhi, Hindistan

 

tuvalet müzesi

Hindistan’ın önde gelen sivil toplum örgütü kurucularından Dr. Bindeshwar Pathak, kurumunun kampüsünde tuvaletin gelişimini ve tuvalet şakalarını gösteren bir müzenin ihtiyacını duymuş ve müzeyi oluşturmuş.

Kaynak


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir