Menu

Attila Kimdir? Attila’nın Hayatı ve Başarıları



Hunlar, Büyük Hun (Asya) ve Avrupa Hun olmak üzere tarihte iki büyük devlet kurmuştur. Hunlar, Avrupa’nın bugünkü etnik yapısını oluşturan kavimler göçünde ana unsur olarak bulunmuşlardır. IV. ve V. yüzyıllarda Doğu ve Orta Avrupa’nın şekillenmesinde önemli rol oynamışlardır.

Hunların önüne kattığı kavimler tüm Avrupa’da dengeleri değiştirmiş, etnik kaynaşmalar sonucu bugünkü Avrupa milletlerinin temeli atılmıştır. Asya’dan Kafkaslara, Avrupa’ya ve Anadolu’ya kadar uzanan akınlar düzenlemişlerdir. Avrupa Hun İmparatorluğu’nun en önemli hükümdarı Attila ise Orta Avrupa’ya diz çöktürmüş, Batı Roma ve Doğu Roma İmparatorluğu’nu itaat altına almıştır. Günaha batan Hristiyanları cezalandırmak için Allah’ın göndermiş olduğuna inanılan Attila’ya Tanrı’nın Kırbacı adını vermişlerdir. Attila birçok destanlara konu olmuş ve birçok halk efsanesi türemiştir.

J. Chapman, Attila, King of the Huns, 1805

J. Chapman, Attila, King of the Huns, 1805

Attila’nın doğum tarihi, yeri, gençlik yılları ve yetişmesi hakkında malumat bulunmamaktadır. Yalnız isminden dolayı Hunların Itil (Volga) nehri kıyılarında bulunduğu zamanlarda dünyaya geldiği (390-395 yılları), babası Muncuk ile onun ölümünden sonra amcası Rua’nın yanında yetiştiği tahmin edilmektedir. Attila isminin ne manaya geldiği, Türkçe olup olmadığı meselesi her zaman tartışma konusu olmuştur. Kimi ismin Gotca, kimi ise Türkçe olduğunu ileri sürmüştür. Attila adının Gotça babacık, atacık, sevimli, ağabey manalarına geldiği söylenerek, Hun dönemi Türkçe bir kelimenin Germence yorumu olarak gösterilmiştir. Ayrıca Macarca, Slavca, Tokarca (İndo-Avrupa dili) olduğu konusunda da görüşler bulunur. Genellikle Attila isminin Volga nehrinin bir diğer adı olan İtil’den geldiği düşünülmüştür. Ayrıca Göktürk Türkçesi’ndeki Attay, şöhretli imparator ile de bağlantı kurulmuştur. F. Altheim, Attila kelimesinin aslının Ata-la olduğunu ve benim atam, atacık manalarına geldiğini söylemiştir. Bunların yanında Gy. Németh ayrı bir bakış açısı getirerek Attila’nın olgunluk çağı ismi olduğunu, gençliğinde ise başka bir ad taşımış olabileceğini ifade etmiştir ki, bu eski Türk ad verme geleneğine de uygundur. Attila, şahıs isminin ötesinde, belki de Hun hükümdarının unvanıdır. En son olarak O. Pritsak ise ismin Türkçe olduğunu ve Es-til-ä ~ As-til-ä ~ At-til-a = Attila şekliyle büyük deniz, okyanus veya her şeye gücü yeten hükümdar manalarına geldiğini söylemiştir.

Raffaello Sanzio, The Meeting Between Leo The Great and Attila, 1514

Raffaello Sanzio, The Meeting Between Leo The Great and Attila, 1514

Attila’nın babası Muncuk’un Oktar ve Rua adlarında iki kardeşi olduğu biliniyor. Priskos’un yazdıklarından Oebarsius (Aybars) adlı bir amcası daha olduğu anlaşılıyor. Bizans İmparatoru II. Theodosius tarafından Attila’ya gönderilen elçilik heyetinde yer alan Priskos, Theodosius’a kızgınlığı sebebiyle elçileri huzuruna kabul etmek istemeyen Attila’yı ikna ederek imparatorluk memuru Maximinus ile görüşmesini sağlamıştır. Priskos’un seyahat boyunca gözlemlerini içeren tarihi eseri V. yüzyıl Avrupa Türk ve bilhassa Attila devri Hun tarihinin yegane ana kaynağı durumundadır.

Oktar 430’larda, Rua ise 434’te ölür. Rua’nın ölümü üzerine Muncuk’un büyük oğlu Bleda hakan olur. Bleda (Blidas) şeklinde geçen isim, bildä- blidä ~ bil-gä haliyle eski Türkçe’de de görülmekte ve akıllı, bilgili idareci manasına gelmektedir. Bleda tahta geçer geçmez hemen küçük kardeşi Attila’yı saltanata ortak etmiştir. Attila ile birlikte 10 yıl Hun tahtını paylaşan Bleda’nın ölüm tarihi olan 445 yılına kadar ki siyasi faaliyetleri hakkında pek bilgi bulunmamaktadır. Zevk-ü sefadan hoşlandığını bildiğimiz Bleda, Attila’nın karizması yanında silik kalmış olmalıdır. Yalnız bazı modern tarihçiler, I. Balkan seferi olarak bildiğimiz ve Viminacium, Sirmium gibi Doğu Roma şehirlerinin ele geçirildiği harekatı gerçekleştiren kişinin Attila değil, Bleda’nın başında bulunduğu birlikler olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bunlar iddiadan öte gitmese de, Bleda Margus barışından sonra, Sorosguslar gibi bazı kavimlerin itaat altına alınması gayesiyle gerçekleştirilen seferlere bizzat iştirak etmiştir.

The Feast of Attila, 1870

The Feast of Attila, 1870

Attila’nın kardeşi Bleda’yı öldürdüğünden bahseden tarihi kaynaklarda, bu olay genelde şu cümlelerle belirtilmiştir: Kardeşinin cinayetinden sonra Attila binlerce insanı savaşa zorlamıştır (Jordanes-Got asıllı Bizanslı tarihçi). Hun kralı kardeşini öldürdü ve onun halkını kendi hâkimiyeti altına aldı (Prosper Tiro kroniği). Genelde ortaya atılan görüşler, Priskos’un kayıp eserine dayanarak bilgi verdiğini iddia eden Jordanes’in yukarıdaki bilgilerine dayandırılmıştır. Nitekim bu bilgiden yola çıkan modern devir tarihçileri genellikle şu görüşleri ileri sürmüşlerdir: Rua’nın ölümünden sonra Bleda tek başına ve güçlü olarak Hun tahtına çıkmıştır. Attila ise 10 yıllık bir planın neticesinde darbeyle kardeşini öldürmüş ve hakimiyeti ele geçirmiştir. Ancak Hun ülkesini ziyaret eden Priskos’un notlarında buna dair hiçbir kayıt yoktur. Gerçi başta Jordanes olmak üzere bazıları bu iddialarını, Priskos’un eserinin kaybolan kısımlarına dayandırıyorlarsa da, bunun aksini ispat edecek notlar bulunmaktadır. Nitekim Priskos’ta, Hun ülkesindeki gezilerinde Bleda’nın dul eşinin sahibi olduğu yerleşim yerinde, kendisiyle görüşmesinin anlatıldığı notlarda mağdurluğunu belirtecek hiçbir kayıt yoktur. Ayrıca Bleda’nın isminin geçtiği yerlerde onun öldürüldüğüne dair bir bilgiye rastlanılmamaktadır. Zaten Attila ağabeyini öldürerek Hun tahtına geçmek isteseydi, on yıl ona katlanmazdı.

Attila devrinde Bizans’a karşı gerçekleştirilen iki Balkan seferi neticesinde, Tuna boyundaki Doğu Roma savunma mekanizması çöker, böylece Bizans ağır bir vergiye bağlanır. Doğu Roma İmparatoru, Attila’dan kurtulmak için suikast planlasa da başarılı olamaz.

Attila, Batı Roma üzerine yapacağı sefer için hazırlanırken, bir yandan da diplomatik ataklarını sürdürür. Batı Roma İmparatoru III. Valentinianus, kız kardeşi Honoria’yı tahta ortak olmaması için bekar kalmaya zorlanır. Fakat sarayda patlak veren bir skandaldan sonra kızkardeşini İstanbul’a gönderir ve sarayda göz hapsinde tutar. Honoria, gizlice Attila’dan yardım ister. Ayrıca ona altın bir nişan yüzüğü de gönderir. Teklifi kabul eden Attila, Valentinianus’dan nişanlısının hissesine düşen Galya bölgesini başlık (drahoma) olarak ister. Attila karşısında zor durumda bulunan kuzeni Doğu Roma İmparatoru II. Theodosios’un bu talepleri desteklemesinden korkan imparator, Honoria’yı 450 ilkbaharında Roma’ya geri çağırıp evlendirir. Bunun üzerine savaş tehdidinde bulunan Attila, Doğu Roma imparatoru II. Theodosios’un 450’de av esnasında atından düşerek ölmesi üzerine, Theodosios’un kardeşi Pulcheria ile evlenerek, birçok bakımdan zor durumda olan yeni Doğu Roma İmparatoru’na da (Markianos) isteklerini kabul ettirir, kendisini sağlama alır.

Francesco Solimena, The Meeting of Pope Leo and Attila

Francesco Solimena, The Meeting of Pope Leo and Attila

Güçlü bir devlet teşkilatı oluşturan Attila’nın hükümet merkezinin (başkenti) neresi olduğu meselesi oldukça ihtilaflıdır. Birçok tarihçi, Attila’nın sarayının Rua zamanında orduların bulunduğu Tisa çevresindeki aynı yer de olduğunu, bazıları ise yerin tespitinin mümkün olmadığını düşünmektedirler. Hun hükümet merkezinin nerede olduğunu söyleyebilmek mümkün değilse de, tarihi kaynaktaki bilgiler ışığında Attila’nın Erdel’de (Romanya) ve Maros nehri vadisinde (Macaristan) olduğu gibi değişik yerlerde büyük evleri ve sarayları bulunduğu bilinmektedir.

452 yılının ilkbahar sonlarında Attila, ordusu ile Roma seferine çıkar ve Batı Roma’yı da hakimiyeti altına alır. Attila’nın Mediolonum’daki (Milan) saraya girdiği zaman, imparatorun tahtına oturup, kralların imparatora ezik bir vaziyette hediyeler sunduklarını tasvir eden bir fresk görüp, yanına bir ressam çağırtarak kendisi tahtında oturur ve Doğu ile Batı Roma imparatorlarını küçülmüş, yere kapanacak şekilde bükülmüş, yıllık ödedikleri vergileri sembolize eden paraları çuvallardan ayaklarının ucuna boşaltır halde resim yapmasını emrettiği anlatılır.

J. Villeclere, La mort d’Attila, 19. yy

J. Villeclère, La mort d’Attila, 19. yy

Attila İtalya’yı terkedip, Tuna nehri gerisine dönerken, yolda gördüğü Ildico adlı güzel kız ile 453’te evlenir, ancak evlendiği gece ölür. Tarihçi Priskos’un anlattığına göre, şarap ve uykunun verdiği ağırlıkla sırtüstü uzandığında, burnundan oluk oluk kan akmaya başlar, kan boğazına akarak hayatına son verir. Ertesi gün, hakanın adamları kapıyı açıp içeriye girdiklerinde, Attila’yı ağlayıp sızlayan kızın kollarında bulurlar.

Attila’nın evlendiği Ildico’nun kökeni belirsizdir. Ağırlıklı olarak Germen, yahut Got asıllı olduğu üzerinde durulmuşsa da, kimliği kesin olarak tespit edilememiştir. Özellikle daha sonraki destan ve efsanelerde ismi ve aslı iyice karışmıştır. Bu arada Attila’nın o devir için bilinmeyen bir hastalıktan mı öldüğü, yoksa eşi tarafından zehirlenerek mi öldürüldüğü meselesi de bilinmemektedir. Yalnız eğer eşi tarafından bir cinayete kurban gitseydi, bunun tesirleri çok daha farklı olur ve planlı olması gereken hadise değişik tarihi kaynaklarda mutlaka akis bulurdu. Bu olay, sonraları sadece destanlara yansımıştır. Çünkü tarihi ana kaynaklar vakada maalesef suskun ve yetersiz kalmaktadır.

Attila, dünya fatihi olma idealini gerçekleştirmek istemiştir. Bunun için ilk önce, ikiye bölünmüş olan Doğu ve Batı Roma İmparatorluklarını yıkmak istemiştir. İstanbul kuşatmasıyla Doğu’yu, Campus Mauriacus savaşıyla da Batı’yı etkisiz hale getirmiştir. Attila 434’ten 445’e kadar kardeşi ile müşterek, 453’e kadar müstakil olmak üzere 19 yıl hükümdarlık yapmıştır. Doğuda İskitler ülkesini, Güney Rusya’daki Hun uluslarını idaresi altına almış olduğu gibi, İran’ı da ele geçirmek istediği zannedilir. Batı’da Germen uluslarının büyük bir kısmını hakimiyeti altına geçirmiştir. Daha sonra Sasanilere karşı yeni savaş planları tasarlamıştır. Ama zamansız ölmüştür.

attila

Priskos’un anlattığına göre mezarın başında strava denilen cenaze yemeği yendikten sonra, Attila’nın cesedi birbiri ardına üç tabuta konur. Bunlardan birincisi altın, ikincisi gümüş, üçüncüsü ise demirdendir. Demir, kavimleri yendiğinin, altın ve gümüş ise her iki Roma İmparatorluğu’nda kazandığı mevkinin işareti idi. Gömme işi geceleyin ve gizlice olur. Savaşta düşmandan alınan silahlar, değişik taşlarla süslü altın işlemeli at koşum takımları ve krallığını gösteren değişik şeyler onunla birlikte mezara konur. Ancak Attila’nın nereye gömüldüğü bilinmemektedir. Fakat mezarının Tuna ve Tisa arasındaki bölgenin doğu yarısında olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca Jordanes’in yazdığı, mezarı kazanların öldürülmesi sebebiyle Attila’nın nereye gömüldüğü konusunu doğrulatacak hiçbir bilgi yoktur.

Attila’nın fiziksel özelliklerine, kişiliğine dair Jordanes şunları yazar: “Kavimlerin sarsılması, bütün dünyanın korkması için doğmuş bir adam, hakkında yayılan korkunç haberler nedeniyle herkesin kendisinden korktuğu kişi idi. Kibirle iki kat yürür, gözleri ışık saçar, gururlu gücünü vücudunun hareketleriyle de hissettirirdi. Savaşı herşeyden çok sevmesine rağmen düşünerek hareket eder, birçok şeyi aklıyla başarırdı. Kendisinden aman dileyenlere merhamet gösterir ve kendine sadık olanlara karşı çok lütuf gösterirdi. Kısa boylu, geniş omuzlu idi. Büyük başına nisbetle gözleri küçüktü. Seyrek sakalı beyazlamıştı. Yassı burnu ve biçimsiz yüzü, köklerinin damgasını taşıyordu. Akıllı ve kurnazdı. Tehdit ettiği yerin dışında başka bir yerden saldırırdı.”

Priskos’un yazdıkları ise şöyledir: “(…) bize ve diğer barbarlara çok tatlı ve leziz yemekler getirildi. Diğer İskitlere ve bize gümüş tabaklarda, Attila’ya ise tahta tabakta et getirmişlerdi. Her cihette mutedil ve kanaatkar idi. Misafirlere altın ve gümüş kadehler verdiği halde onun kadehi tahtadan idi. Sırtındaki elbiseleri, ayakkabıları, kılıcının kabzası ve atının takımları askerlerininkinden hiç de farklı değildi. Buna karşı diğer İskit komutanlarının bu eşyaları altın ve kıymetli taşlarla süslü, göz kamaştırıcı idi. Kendisininki böyle değildi. Yalnız diğerlerinden daha temiz idi.”

Kaynak
Bozkır Kültürü Dinamiklerine Göre Avrupa Hunlarının KuruluşuAvrupa Hun İmparatorluğuEski Alman Destanlarında Attila’nın AkisleriAttila’nın 447 Yılı Balkan Seferiİrnek’in Hunları ve Bulgarlaşma HadisesiBüyük Hun İmparatoru AttilaAttila’nın Siyasi Hayatı, Şahsiyeti ve Karakteri


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir