Menu

1800’lerde İstanbul’daki Ünlü Yerler ve İlginç Hikayeleri



Gördüğünüz siyah beyaz fotoğraflar, II. Abdülhamit dönemine uzanıyor. Fotoğraflarda gördüğünüz İstanbul, bugünkünden bir hayli farklı. Günlük hayat, şehrin tarihi dokusu, mimarisi ve diğer pek çok konu ile ilgili ipuçları veren bu resimler aynı zamanda çok kıymetli. Bu fotoğrafları çeken fotoğrafçılar acaba eşsiz belgelere imza attıklarının farkında mıydılar?

1. Galata Köprüsü

Fotoğrafta Sultan Abdülaziz’in 1875’te yaptırdığı ve II. Abdülhamid devrinde de kullanılan üçüncü ahşap Galata Köprüsü görülüyor. Köprünün üzerinde görülen kulübeler vapur bileti gişeleridir. Köprünün sağında ve solunda deniz üzerinde görülen küçük yapılar ise Haliç ve Kadıköy vapurlarının iskeleleri. Ahşap köprünün ömrünün umulandan kısa olmasının önemli bir sebebi de bu iskelelere sürekli yanaşıp ayrılan vapurların yarattığı sarsıntıydı.

galata köprüsü eski istanbul

2. Eminönü Meydanı

Fotoğrafta Eminönü rıhtımına yanaşmış, yük indiren veya alan yüzlerce sandal hareketli ticaret hayatının göstergesidir. Daha ileride caminin avlu duvarlarına yaslanan iki ve üç katlı dükkanlar ile mağazalar görülüyor. Yapıların arasındaki açıklıkta 1870’lere kadar yerli yerinde duran kemerli taş avlu kapısı vardı. Bu fotoğrafın çekildiği 1880’lerde yolun genişletilmesi amacıyla kapı kaldırılmış, her iki yanındaki birkaç dükkan da yıktırılmıştır. Arka planda Yeni Cami olanca ihtişamıyla bu manzarayı tamamlıyor.

eminönü meydanı eski istanbul

3. Galata Silüeti

Fotoğraf her ne kadar Eminönü Meydanı ve Galata Köprüsü’nü gösteriyor olsa da, fotoğrafı tamamlayan asıl unsur arka plandaki Galata suretidir. Köprünün girişindeki kulübelerin hemen önündeki beyaz önlüklü görevliler, “müruriye” denen köprü geçiş ücretini toplamaktan sorumlu olan görevlilerdi.

1845’te yürürlüğe giren ve 1930’da kaldırılan tarifeye göre yayalardan 5 para, sırtında yük taşıyanlardan 10 para, sırtında yük olan hayvanlardan 20 para, atlı arabalardan 100 para, hayvanlardan da hayvan başına 3 para ücret alınıyordu. Asker, zaptiye gibi güvenlik görevlileri, papazlar ve tulumbacılardan ücret alınmıyordu. Köprü girişinin sağındaki meydanlık alan fayton durağı idi.

galata silüeti eski istanbul

4. Haliç’in En Eski Köprüsü: Hayratiye

İstanbul’un en uzun ömürlü köprülerinden Hayratiye Köprüsü, Azapkapı ile Unkapanı arasına inşa edilmiş, aşağı yukarı 560 metre uzunluğunda dubalar üzeride duran ahşap bir köprüydü. İsmi, geçişlerde yolculardan ücret alınmamasından ileri geliyordu.

Galata Köprüsü’nden önce inşa edilen bu köprü, 1863’te eskiyen Galata Köprüsü’nün yerine yenisi yapılınca, eski Galata Köprüsü ile değiştirilmişti. Fotoğrafta görülen ilk köprü Hayratiye Köprüsü’dür. Hayli harap olduğu belli olan köprünün Azapkapı ucunda yükselen cami ise Sokollu Mehmed Paşa’nın Mimar Sinan’a yaptırttığı Azapkapı Camii’dir.

haliç köprüsü hayratiye eski istanbul

Yaklaşmakta olan Haliç Vapuru, Hayratiye Köprüsü’nün altından geçerken bacasını arkaya doğru yatıracak, köprünün altından geçtikten sonra Eyüp’e ve Kağıthane’ye doğru yoluna bacasını tekrar salarak devam edecek. Arka planda, Galata silüetini tamamlayan yapılar arasında Galata Kulesi, Sadık Paşa Apartmanı, Arap Camii’nin Minaresi ve Osmanlı Bankası’nın yeni binası görülüyor.

5. Ziçini Paşa’nın İtfaiye Teşkilatı

Depremlerin sık sık yaşandığı ve yüzyılda bir büyük depremlerin meydana geldiği İstanbul’da can kayıplarını önlemek için evler tahtadan yapılmaya başlanmıştı. Ancak, bu da ilerleyen zamanlarda daha büyük felaketlerin yaşanmasına sebep olmuştur: Yangınlar…

1714’te Fransız asıllı David isimli bir mühendisin tasarladığı tulumba denilen ve tazyikli su sıkabilen ahşap bir sandığın Tophane’de çıkan bir yangında kullanılması, İstanbul’da yeni tulumba birliklerinin kurulmasını sağladı. Fransız Mösyö David, daha sonra Müslüman olup Gerçek Davud ismini aldı. 1826’da Yeniçeri Ocağı kaldırılınca, yeniçeri bölüklerinden oluşan tulumba teşkilatı da lağvedildi. Bunun yerine, mahallelerde mahalle sakinlerinin gayretleriyle 15-20 kişiden oluşan tulumbacı takımları kuruldu.

itfaiye teşkilati eski istanbul ziçini paşa

Bayezid yangın kulesindeki gözcülerden gelen yangın haberini köşklü denen haberciler, mahallelerdeki tulumba takımlarına duyurur, onlar da uzakta olsa bile yangına müdahale ederlerdi.

İlk profesyonel itfaiye teşkilatı askerler tarafından kurulmuş ve proje Macaristan’dan gelen Ziçini Paşa tarafından gerçekleştirilmiştir. Fotoğrafta Ziçini Paşa’nın kurduğu askeri itfaiye teşkilatı yangına müdahale eğitimi sırasında görülüyor.

6. İstanbul’un Taş Konakları

Bayezid yangın kulesinden çekilmiş bu fotoğrafta İstanbul Boğazı’nın Marmara girişi, daha ileride sağlı-sollu Dolmabahçe, Beşiktaş, Ortaköy, Çengelköy, Beylerbeyi, Üsküdar ve Salacak sahilleri ile daha ileride Çamlıca tepesi ve Alemdağı…

Ön planda görülen bina, Tanzimat devrinin ünlü idarecilerinden Ali Paşa’nın 1864-1865 senelerinde yaptırdığı konağıdır. Bu konak, 1911’de Bayezid yangınında kullanılamaz hale geldi ve 1951’de dönemin belediye başkanı tarafından enkazı kaldırıldı. Şu anda yerinde otopark vardır.

taş konaklar eski istanbul

7. Kapalıçarşı

Bir zamanlar üzeri kurşun levhalarla kaplı olan Kapalıçarşı’nın çatı örtüsü, kurşun plakalar sık sık çalındığı için alaturka kiremit ile değiştirilmiştir. Fotoğrafta 1894 depreminden sonra gerçekleştirilen tamirat sonrası Kapalıçarşı’yı görüyoruz. İleride görülen cami ise Bayezid Camii’dir.

kapalı çarşı eski istanbul

8. Pera Palas

1895’te görkemli törenlerle açılan Pera Palas’ta, İstanbul’a yolcu taşıyan Vagon-Lits ve Orient Express gibi yataklı vagon şirketlerinin getirdikleri yolcular misafir edildi. Ünlü cinayet romanı yazarı Agatha Christie de otelin 411 numaralı odasında birkaç hafta kalmıştır.

Fotoğrafın sağında görülen bina ise Osmanlı devrinde Amerikan sefarethanesi, Cumhuriyet döneminde ise Amerika’nın İstanbul Konsolosluğu olarak kullanıldı.

pera palas eski istanbul

9. Dolmabahçe Sarayı

Osmanlı saray kültüründe modernleşmenin sembolü, Sultan Abdülmecid’in emri ile temelleri 1850’de atılan ve 1856’da tamamlanan Dolmabahçe Sarayı’dır. Sultan Abdülmecid, Dolmabahçe Sarayı tamamlandıktan sonra buraya taşındı. Ne var ki, bu sarayda sadece 4 sene geçirebildi ve 39 yaşındayken vefat etti.

Yerine geçen Sultan Abdülaziz 15 sene tahtta kaldıktan sonra bir sabah sarayına doğrultulmuş top namluları ile karşılaştı ve tahttan indirildi. II. Abdülhamid, bütün bu karışık günleri yaşadığı için tahtta çıkınca Yıldız’a taşındı ve Dolmabahçe Sarayı’nı bayramlaşma törenleri dışında hiç kullanmadı.

Fotoğrafın sağında görülen beyaz yapı Dolmabahçe Tiyatrosu’ydu. Açıldıktan kısa süre sonra yandığı için kullanılamaz hale geldi. 1930’a kadar tütün deposu olarak kullanıldı ve 1932’de yol genişletme çalışmaları sırasında yıktırıldı.

dolmabahçe sarayı eski istanbul

10. Şişli

II. Abdülhamid’in 1898’de henüz sekiz aylıkken ölen kızı Hatice Sultan’ın anısına yaptırdığı hastane 1899’da hizmete girdi. Balmumcu çiftliğinin Şişli’ye uzanan arazisi üzerinde inşa edilen çocuk hastanesi için Avrupa’dan en modern aletler getirtildi. 1968’de fotoğrafta görülen eski binaları yıktırılan Şişli Etfal Hastanesi’nin bugünkü binası 1976’da hizmete girmiştir.

şişli eski istanbul

11. Mezuniyet Pikniği

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin çekirdeği olan Mekteb-i Mülkiye-i Şahane, Sultan Abdülmecid tarafından 1856’da kuruldu. Çemberlitaş’ta Sultan İkinci Mahmud türbesinin arkasındaki eski sarayda eğitim veren okulun dereceye giren mezunlarına saraydan altın cep saat ve kadife keseler için altın liralar gönderilirdi. Okul birincisi saraya doğrudan katip olarak alınırdı.

Fotoğrafta 1893’te mezun olan öğrenciler, okulun hocaları ile Kağıthane mesiresinde verilen ziyafetin ardından görülüyor. Arkalarındaki panonun üstünde “Mekteb-i Mülkiye-i Şahane”, alt kısmında ise “Padişahım çok yaşa” yazmaktadır.

mezuniyet pikniği eski istanbul

12. Ortaköy

Ortaköy’ün çehresi 18. yüzyıldan itibaren padişahların ve sultanların bu kıyılara rağbet etmesiyle değişmeye başladı. Önce III. Selim’in kızkardeşi Hatice Sultan, Kuruçeşme’de aslında mimar olan ünlü ressam Antoine Ignace Melling’e ahşap bir sahil sarayı yaptırdı. Tamir ve değişikliklerle 1890’lara kadar ayakta kalabildi.

Beşiktaş ve eski Çırağan sarayları ahşaptı. Bunların yerine 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Dolmabahçe, Çırağan ve Feriye Sarayları yaptırıldı. Caminin sağından itibaren ise Esma Sultan’ın uzun süre tütün deposu olarak kullanılan ve daha sonra kaderine terk edilen kagir yalısı yükseliyor. Onun yanındaki bitişik ahşap yalılar ise Ermeni yalıları…

ortaköy eski istanbul


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir