Menu

Ünlü Şairlerimizin Haziran Şiirleri



Edip Cansever, Turgut Uyar, Necati Cumalı başta olmak üzere şairlerimizin Haziran şiirlerini derledik.

Sıcak Haziran Geceleri, Edip Cansever

saadetin içimde,
yıldızlar gibi kaynaştığı geceler;
ben de artık yalnız değilim,
rüzgarın bütün serinliğini duyuyorum.

geçen yıl da haziranın sıcak günlerinde
çocuktum, böyle aşıktım.
rüzgarlar yakardı ayak bileklerimi,
içimi en güzel sevdalar sarmıştı.
caddelerde gider gelirdim.

akşamları parklar tenhalaşır,
gözleri gülerdi kızların.
vitrinler aydınlanırdı birdenbire;
gelip geçen otobüslerden.
kızların yüzleri de aydınlanırdı.

böyle ay ışığında geceleri
bütün konuştuklarını duyardım kadınların;
rüzgarlar getirip götürürdü.
nehir gibi deniz geçerdi köprünün altından.

böyle sıcacık şehirlerin
parklarını ve rüzgarlarını severim.
böyle ay ışığında geceleri,
sebepsiz üzülürüm.

sıcak haziran geceleri,
aydınlık bir liman önünde,
vinçlerin, mavnaların gürültüsü duyulurdu.
hafif bir mehtap dolardı vitrinlere.
her günkü saadetini düşünürdü insanlar.
bir ara köprünün üstünde
ışıklara bakarken görürdüm.
şüphesiz yalnızlığımı bilirdi.
martılar uçardı, bir tuhaf olurdum.
yosun kokuları yakardı içimi.

Eugen Gustav Ducker, Coastal Landscape With Sunset, 1911

Eugen Gustav Dücker, Coastal Landscape With Sunset, 1911

Hızla Gelişecek Kalbimiz, Turgut Uyar

kendi öz hüznümüzün öz tarlasında
bozkır dayanıklılığımızın tarlasında
kalbimiz
ellerimiz ayaklarımız arasında
ve kimsenin bölemediği şarkıyı
güllerin, buğdayların ve acının şarkısını
bir haziran uygulayacak sesimize.
sütçünün sesiyle birlikte
erkenci işçilerin sesiyle birlikte
şoförün sesiyle birlikte
sabaha başlamış sarhoşların sesiyle birlikte
yaman sarhoşların sesiyle birlikte
ve yeni uyanışların ve yeni doğmuşların
ve herkesin ve herkesin
sesleriyle birlikte
bir haziran uygulayacak
kimse bölemeyecek ve kalbimiz
hızla gelişecek.

Laura Lee Zanghetti, A Visit To P Town Two

Laura Lee Zanghetti, A Visit To P Town Two

Uzak Haziran, Necati Cumalı

İki dudak arası bir zaman
Göz göze geldikse geçerken
Mayıs’la Haziran arasında
Yağmurlu bir saçak altından
Aşktı uçup giden üstümüzden
Aşktı değip geçen yanımızdan

Uyanıp kış uykularından
Şubat’la Mart arasında
Eylül’le Ekim arasında
Yaz sularından kıyıya çıkan
İki adım arası bir zaman
Gözgöze geldikse geçerken
Günlük güneşlik bir kaldırımdan
Aşktı uçup giden üstümüzden
Aşktı değip geçen yanımızdan

Aşktı görmedik bilmedikse
Kimbilir hangi Eylül bir daha
Hangi uzak Haziran

Timothy Easton, Evening At The Iris Field

Timothy Easton, Evening At The Iris Field

Haziran’da Ölmek Zor, Hasan Hüseyin Korkmazgil

yıllar var ki ter içinde
taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
3 haziran ’63’ü

bir kırmızı gül dalı
şimdi uzakta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
yatıyor oralarda
bir eski gömütlükte
yatıyor usta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
okşar yanan alnını
bir kırmızı gül dalı
nâzım ustanın

gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
bir basın işçisiyim
elim yüzüm üstümbaşım gazete
geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
şuramda bir çalıkuşu ötüyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!

Steve Henderson, Field of Dreams

Steve Henderson, Field of Dreams

Haziran, Sabahattin Kudret Aksal

Bakar gülümserdin bana balkonundan
Ah o yaz akşamları sen ne iyiydin
Rüyan, kokun ve sesin
Rüzgar gibi esiyor günler arkasından

Her an bir başka hatıran
Çiçek açıyor karşıki dalda
Kendimi kaybederek rüyada
Yaşadığım o sonsuz zaman

Bir yarı sarhoşluk içinde
Geçerdim sevdalı evinizin önünden
Görünürdü aralık pencereden
Odan akşam serinliğinde

İşte boydan boya divan
Üstünde akşamı ettiğin
İşte şapkan, bembeyaz entarin
Böyle vakitlerde anlaşılmaz duran

Ufukta görününce yağmur bulutları
Şaşırırdın yapacağını telaştan
Yerleştirirdin her şeyi yeni baştan
Taşırdın içeriye masaları koltukları

O her zaman hatırladığım karanfil saksısı
Suladım o güzel mevsimi keyfimce
Ben haziran gecesi aşığı

Graham Gercken, Summer River

Graham Gercken, Summer River

Haziran, Haydar Ergülen

Aşktır, yırtıldı yırtılacak bir anı gibi
eski sesli haziranın tam ortasından,
tam duyuldu duyulacak derken yalnızlığın
sesi aşktır, açılır bir şiirin her yerinde:
– Yalnızlık kokuyorsun demiş miydi Edip Bey,
öyleyse haziran kokuyorsun demiştir bir de
şunu: Bir anıya bir başka anıdan ne
kalır, elbet aşkın ortasında haziran kalır!
Bir yazı bile şurda-burda birlikte
tamamlamadan henüz, bir yaz daha
çıkarma telaşından sakın! Ne haziran
kalır geriye ne o adamla kadın!
Şimdiden teşekkürler bir anıyı böyle
dayanıklı kılan iyiliğine, aşkın
ve haziranın trenini kaçırma, ocakta
ateşçisi ol ve öv onu, hızlı geçen
şubatta yavaşlığına bak kırların, martta
makas değiştir, istasyonda bekleyen çocuğu
benim için öp, o senin çocukluğun!
Mayısı havalandır, sonrası hazirandır…

Hazirandır, yalnızlık gibi aşkın ortasındadır

Anna Rose Bain, Dappled Woods

Anna Rose Bain, Dappled Woods

Haziran, Celal Sılay

Haziran üstümüzde dal dal
Moda çevremizde renk renk
İstanbul bin dokuz yüz elli beşinde
Çimenler altımızda sık sık
Bulutlar üstümüzde seyrek

Eteklerin moda yelkenlerinde
Elin omzumda sıcak
Belin kolumda ince
Gözün gözümde ürkek

Işık, gölge bir oyun
Çiçek, yaprak allı morlu
Haziran üstümüzde dal dal
Saçların yüzünde tek tek

Bir kuş, bir kanat tenimizde
Bir rüzgar, bir serinlik içimizde
Bir gök, bir deniz mavi mavi
Şarkı, bahçe düğün dernek

İstanbul bin dokuz yüz elli beşinde
Etek, yelken bir cümbüş
Yanak yanağa sürtünmüş
Elin omuzumda sıcak
Belin kolumda ince
Dilim kulağında titrek

Graham Gercken, Distant Farm

Graham Gercken, Distant Farm

Ben Sana Mecburum, Attila İlhan

Belki Haziran’da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy’de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Newell Convers Wyeth, Herons In Summer

Newell Convers Wyeth, Herons In Summer

Haziran, Cahit Külebi

Her akşam bulutlar
Bilmez telaşımı,
Her akşam bulutlar.

Belki de haziran
Bulacak naaşımı,
Belki de haziran.

Bir gün geleceğim
Alıp şu başımı
Bir gün geleceğim.

David G Paul, Rain For The Bluebonnets

David G Paul, Rain For The Bluebonnets

Ben Eylül Sen Haziran, Ümit Yaşar Oğuzcan

Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir